karlı ve çamurlu yolların arasında
kafalarımızda kompozit başlık
ellerimizde g3 (katliam tüfeği)
ve sırtımızda
otuz kilogramlık sırt çantası ile
üç kilometrelik
intikali hakladıktan...
gövdeni taşıyan bacakların
yeryüzünün kaç kıtasında kaç adım atmış
ilgilenmiyorum
kalbinin coğrafyasının kaç defa çiğnendiğini söyle bana
saçların gece mi gündüz...
Dağların eteklerinden indim
Ovaları kırları bıraktım
Baktım her yer kentli,
Şehri, kokuşmuş kenti neyleyim
Kepenek kokusu sindiririm.
Buralar gelip geçici dinlenme hanı,
Dertliye derman
Aşığa armağan bizim köyün ırmağı.
Baktım her yer...
iş olan hatunlar çok barizdir
ne bekliyorsun der gibidir buyurgan bakışları
ve dudakları arasına sigaralarını alıp beklerler
yalnızlıklarını ateşleyelim diye
biz de anlarız
hatunun kolay lokma olduğunu
yanına yaklaşıp
oturabilir miyim...
Kış Akşamı
Son kelimelerimi bir kış akşamı yazdım
Ben ilk hecelerimi sildim o kış akşamları
Aralıksız sevebilmek
İhsaniyet adında,
Denizi seyrediyorum dalgalarıyla
Bir şiir mahzeni uğruna.
Son kelimelerimi bir kış akşamı...