birlikte beyoğlunun çirkin sokaklarında yürüyoruz
gözlerimizi kızartacağız
ot kafalı iki yarasayız seninle
yeşil bir yaprağı geceye sarıyoruz
neye baksak kahkaha atıyoruz yasakmeyvem
çirkin sokakların birinden
üç beş sarımlık yıldız aldığımızdan...
13 numara tekli koltuğumdan, gecenin karanlığında cama vuran siluetimi fark ettim. Süzülmüşüm bayağı. Kilo değil dert almışım sanki. Bir yandan daha fazla yol alıp...
Dağların eteklerinden indim
Ovaları kırları bıraktım
Baktım her yer kentli,
Şehri, kokuşmuş kenti neyleyim
Kepenek kokusu sindiririm.
Buralar gelip geçici dinlenme hanı,
Dertliye derman
Aşığa armağan bizim köyün ırmağı.
Baktım her yer...
Boş kağıda değil, beynin zifiri karanlığa büründüğü duyguya yazıldı en aptalca kelam. Sahnenin en iyisinin seyirciyi yanıltan susturma biçimiyle nakavtı erken getirmesi...Ya da boşver......
Aralık 1924’te yayınlanan La Révolution surréaliste dergisinin ilk sayısında şöyle bir duyuru yer almaktadır: “ANKET: İnsan yaşar, insan ölür. İradenin tüm bunlarda payı ne?...
241.
Benim yasam artık şarap, çalgı, eğlenti;
Dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti;
Nişanlım dünyaya: Ne çeyiz istersin, dedim:
Çeyizim, senin gamsız yüreğindir, dedi.
242.
Benden Muhammet Mustafa' ya saygı ve...
Yatağımı paylaşma ateşiyle yanan erkeğin beni gelip bulmasını beklerken, konukseverliğim için kesin bir koşul sürüyorum öne: on beş yaşından büyük olmaması gerek. Otuz yaşında...