Yıllar sonra aynı yola girmiştik yeniden. Aynı heyecan, aynı coşku ile. Öldürmeye çalıştığı kadar doğmuştum içinde. Bir ışık huzmesi gibiydim. Gözlerini kapatıp kaçmaya çalıştığı...
Gökyüzü sesli, sen sessiz.
Sen kokusu ölüm duyuyor bir anda,
Toprak oluyor, ıslak çimenlerin yetiştiği..
Göz korkutuyor cismin,
Yüreğin akıyor kalbimden,
Sen oluyorsun, sen ölüyorsun.
Küfür şimdi en bozuk ağızlarda,
Koca...
Sen gittiğinden beri,
Şarkı bitti,
Edebiyat bitti,
Güneş battı,
Zifiri karanlık buralar.
Sahi hiç düşündün mü?
Seni nasıl sevdiğimi.
Ne kadar çok geldiğimi,
Nasıl gittiğimi?
En çok akşamları sevdim seni,
Bir kaldırım taşı üzerinde,
Boyum...
Gecenin bitimiyle sabahın başlangıcına yakın bir saatti. Gökyüzü koyu maviydi. Gecenin nefesinden kopan bir serinlik vardı.
Bir gecekonduda açtı gözlerini. Kendine başka bir yer bulmalıydı....
kimin arzuları bunlar
kullandığın zehirler
kalemini sivreltip
kafanı boşalttığın zevkler
yeraltında saklanmaya başladın
kalabalık ve gürültülü bir şehirde
hiçbir şeyi hiçbir zaman
siklemedin çünkü
kendini biliyordun
yalnız olacak
kalabalıktan uzak duracaktın
yıldızlar kayıyordu içinde
gölgesiz, sessiz
kadınlara...
Bir çok eski sevgilinin arkasından bir şeyler yazdım. Hiç biri bu kadar zor olmamıştı. Gittiğinden beri çok soğuk sevgili. Seni tanıdığım günden daha soğuk.....
Ayışığındaki kan kadar aldatıcı bir rüyaydı. Sadece karanlık değil aynı zamandaacı vericiydi. Adam aynaya baktı ve yansımasına şunu heceledi: Ben sensem hala nasıl hayatta...