Platon'un mağarasının içinde zincirlerle oturan köle belki ölümü düşünememiştir. Çünkü ölümü düşünemeyen hayatını yaşayamamış, güzel kokuları burnundan...
Canhıraş bir çığlık kopuyor gökyüzünden
Gözyaşları boşalıyor çocuğun gözünden.
Bir düğüm çözülüyor dudaklarımdan
Hayat geçiyor başımın üstünden
Bütün lodoslara yılmış gibi...
Boşluklar doldu rüyalarıma birer birer kaybettiğim her hayalimden sonra. Beni korkutan boşluklar. Kendimi kaybettiğim labirentler…
Dolandıkça ve koştukça...
Ayakta durmayı öğrenmeliyiz. Durmazsak düşeceğiz. Her düştüğümüzde kalktığımız yerden toplayıp kendimize inanmalıyız yine.
Nasıl da klişe geliyor artık bu sözler nasıl da içi boş...
Oysa onlarda...
Biliyordum, yanılmamıştım ben. Ölüm benim için soğuk bir uyku değildi. Bir kurtuluştu. Bir unutuluş, insanın kendisinden sıyrılmak istemesiydi. Oysa ne geçebilecektim o sınırı, ne...
kış gelmiş yalnızlığıma,
baharları yaşayamamıştım oysa!
insanlarıyla gelmiş,
tanıdık suretler yok ortada.
alışılır mı gecesi ve gündüzüne?
kalmışken üçüncü bir zamanda!
evler görüyorum çığlık çığlık yayılan
tüten bacalarda hisler yok aslında.
üçüncü...