Ana SayfaPoetikGelenekçilik ve İlericilik

Gelenekçilik ve İlericilik

Gelenekçilik ve ilericilik: Aynı eğilimin iki yüzü bunlar. Bakmayın gelenekçilerin ve ilericilerin birbirleriyle didiştiklerine, dövüşlerini bile aynı şeyi savunarak yaparlar. Bir kısmı, geçmişten getirilen değer ve kurumların gerekliliği üzerinde ısrar ederken, karşı taraf gelecekte elde edilecek kurum ve değerlerin övgüsünü yapıyor. Doğrusu, her biri kendi savunduğu yanı ayakta tutabilmek için karşı çıktığı cephe­nin görüşlerine muhtaç. Geleceğe doğru bir zincirin devam ettirilmesi için geçmişten uzatılan halkaların sağlam tutulması gerek, geçmişin halkalarının sağ ve esen tutulması da zincire yeni halkaların eklen­mesini kaçınılmaz kılar. Bu iki taraftan biri için çarpışan öteki tarafa mühimmat sağlamak zorundadır. Gelenekçiler de, ilericiler de kendi savaşlarını yürütebilmek için zihin kalıplarına, metafizik temellere, varsayımlarla yüklü bir tanıtlama mekanizmasına bağlı, bağımlıdırlar.

Şiir okumak isteyen kimse gelenekçiliğin ve ilericiliğin entelektüel yükünü bir yana bırakmadıkça giriştiği işin altından kalkamayacaktır. Şiirin ne gelenekle, ne de beklenen hayatla başı hoş değildir. Geçmiş ve gelecek şiir için (ve içinde) yabancılaştırıcı öğelerdir. Şiir okumanın hasadı ancak bilinmeyen eski ile tanışılmamış yeni arasında toplanır. Şiir okumak, ancak “şimdi”nin olağanüstü vuruculuğu, tadılan somut yaşama anının tazeliği ve uyancılığı ile doğru çizgiye oturur.

Gelenekçilik yoluyla olsun, ilericilik yoluyla olsun bir “tevâlî”ye teslim olmuş kafalar şiirin gerçekliğine ulaşamaz. İçinde bulunulan “müthiş zaman parçası”nın önemini bir önceki veya bir sonraki za­manla değiştirme yanlısı kimseler yaşamadaki uyanıklığı terk etmiş, şimdiki zamanı gölgede bırakıp kendilerini uyuşturmuş kimselerdir.

Şiir okumak gelenekçinin gereksindiği bir olay değildir, çünkü şiir okumakla zihnimizde geçmişe ait bir kurumu veya geçmişin değer öl­çülerinden birini yerli yerine oturtmuş, gelenekçi tutumumuzu haklılaştırmış olmayız. Tam tersine şiir geçmişe dair imalarında bizim o güne kadar hesaba katmadığımız bir boyut getirerek kalıplaşmış ölçü­leri sarsar. Zaten şiir, şiir vasfını kazanabilmek için geride kalmış olan bir hayat parçasını deşmek, teşrih etmek, bize bilincine varmadığımız bir yanını işaret etmek zorundadır.

Yine, şiir okumak ilericinin de gereksinimi dışında kalacaktır. Çünkü şiir hiçbir zaman atılacak yeni bir adımın basamağı olamaz. Bu sağlamlıktan yoksundur. Peki, şiir bize geleceğin ulaşılmaya değer bir yanını ya da doğrudan doğruya geleceğin el uzatmaya değer olduğunu söyleyemez mi? Evet, ama dikkat edin, bu durumda, gelecek şimdiki zamanın bizinin bir parçasıdır. Nitekim şiirde geçmiş de önceye ait bir kategori olmaktan çıkar.

Bütün bunları söylemekle gelenekçi ve ilerici olarak tanınan şairle­rin gerçekte şair olmadıklarını, onların izleyicisi olup da gelenekçi ve ilerici eğilimler besleyen insanların gerçekte hiçbir zaman şiir okuma­dıkları yargılarına varmak istiyor değilim. Sadece şunu söylüyorum: İdeolojik konumu ne olursa olsun bir şair gerçek parıltıyı ancak ge­lenekçiliğe ve ilericiliğe musallat olan “tevali” zincirini kırdığı, hazır düşünme kalıplarını parçaladığı zaman ele geçirebilir. Şiir okuyanlar da eğer şiir yoluyla herhangi bir şey sağlama durumuna geçerlerse, bunu ancak hazırda bulundurdukları anlayışlarının dışına çıkarak başarabilirler.

Hiç akıldan çıkarılmaması gereken doğru şudur ki şiir konusunda genellemeler düzeyinde kalan her açıklama noksandır. Şiirden (ve belki de bütün sanatlardan) söz ederken konulan, konulmaya çalışan kurallar her somut durumda sarsılabilir. Her şairin belirgin bir dün­yası, her şiirin oturmuş, belirgin bir maddesi vardır. Eğer şiir üzerine konuşulacaksa genel sözlerin, her özel durumda yeniden gözden ge­çirilmesi, en azından o özel durum uğruna daha da derinleştirilmesi kaydıyla konuşulmalıdır.

İsmet Özel
(Şiir Kitabı, Adam Yayınları, İstanbul, 1982)

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Bir Cinnetin Filozofu: Artaud

Artaud, özgün ve estetik bir cinnetin ürünüdür. Felsefe yapmaz ama düşünceleri bir filozofunkinden tehlikelidir. Saldırganlığı ete ve bedene olan düşkünlüğünden kaynaklanır. Beden karşısında akıttığı...

Kötü Hissedersin!

Bazen kötü hissedersin! Çünkü o an bunu gerektirir. Sanki yokmuş gibi tanrının emrinden çıkmak istersin. Peygamber kadar özgürsündür suç işlemede, dermanın yoktur yiyip içmeye...

Sonuna Kadar

Açın kulağınızı dinleyin Albay! demin ne anlatıyordum ben size... yok yok! daha anlatmadıydım!... şimdi anlatıyorum!... vakti zamanında hızlı yaşıyordum ayıptır söylemesi... itirafsa itiraf... her...

Metafizik Olmadan Felsefiyat Mümkün mü?

Felsefe beş duyuya mı hitap etmeli yoksa dünyayı algılamada ve gerçeğe ulaşmada başka bir duyuya -yönteme- daha ihtiyaç var mı? Gizem ve şüpheyle düşünsel...

Aldatma Anlatısı

Yıllar sonra aynı yola girmiştik yeniden. Aynı heyecan, aynı coşku ile. Öldürmeye çalıştığı kadar doğmuştum içinde. Bir ışık huzmesi gibiydim. Gözlerini kapatıp kaçmaya çalıştığı...

Yasalar Üstüne

Yasalar doğru oldukları için değil yasa oldukları için yürürlükte kalırlar. Kendilerini dinletmeleri akıl dışı bir güçten gelir, başka bir şeyden değil. Mistik olmak işlerine gelir. Yasa...

Allah Senden Razı Olsun Dr. Kevorkian: Edebi Bir Dervişin Uhreviyatı

İnsani değerlerin kaygan zemininde “kavramlar”ın bozguna uğratılması ya da herkesçe aşikâr bir kavramın yine insan eliyle “mutasyona uğraması” bana hep cazip gelmiştir. Çünkü bu...

Ölüm-Ölümsüzlük

Düşünüyorum da, ölenlerin zamanı gerçekten durmuştur. Hiçbir gereksemesi yoktur. Biz akan zaman içinde onlarla karşılaşıyoruz ikide bir. Tuhaf bir şey bu; onlar biraz bizimle...

Sana Diyorum

Dağların eteklerinden indim Ovaları kırları bıraktım Baktım her yer kentli, Şehri, kokuşmuş kenti neyleyim Kepenek kokusu sindiririm. Buralar gelip geçici dinlenme hanı, Dertliye derman Aşığa armağan bizim köyün ırmağı. Baktım her yer...

Walter Benjamin’in Modernite Eleştirisi

Geçmişle yeni bir ilişki tarzı içine girerek Modern çağı inceleyen Walter Banjamin, aynı zamanda tarihi de yeni bir bakış açısıyla okumaya davet ediyor bizi....

Anarşizme Post-Anarşist Bir Yaklaşım

Nedir A. A. A . ... ? Alfabenin ilk harfi. Sıralamayı uzatmadan Birey Yayınları’nda yayınladığımız Anarşist Kuram ve Kökeni (1992) adlı kitabın giriş yazısını anımsadım. Ancak oradaki anarşi tanımlamalarını...

Felsefe Sınav Soruları: Geçmiş Yıllarda Çıkmış Sorular

FELSEFE ÖSS SORULARI 1. VE 2. ÜNİTE 1. Bilimsel kuramların ortaya çıkışını bir mucize olarak göstermek hiçbir şekilde savunulamaz. Bilimin geçmişine bakıldığında, önceleri bir atlama, sıçrama olarak görülen...

Kosmos

Kosmos bir Reha Erdem filmi. Üzerine ne yazacağımı açıkçası bilmiyorum. Ama bu filmi izledikten sonra aklıma gelen ilk şey, Türk sinema sektöründeki yeni kuşak...

İnsanlığa Çağrı: 25 Nisan 1950

Dünyanın yalnız maddî endişeler içinde büyük sür'aile korkunç bir karanlığa gitmekte olduğu asrımızda; maddeye, menfeate ve yokluğa tapan hotkâmca kör bir zihniyetin ilimden vicdanı ayırmayı...

There Will Be Blood

19. yüzyılın sonlarında gümüş madeni arayan Daniel Plainview, (Daniel Day Lewis) bir arazide dinamitle patlattığı kuyudan şans eseri petrol çıkarmayı başaran bir adamdır. Hırsıyla ve...