Gelip Geçici

Değil mi ki gelip geçici, öyleyse değeri yok… Aslında yanlış bir damgalama bu. İnsana ilişkin ne varsa zamanlıdır, zaman­dadır, – gelip geçer. Kendimiz çevremiz, yapıp ettiğimiz her şey (ha uzun ha kısa) belli bir zaman aralığını kaplar yalnızca.

Bir şeyin tadı değeri gelip geçiciliğiyle orantılı değildir. Ter­sine: bazı şeyleri tam da gelip geçici olduğu için sevip saymak, bakıp gözetmek gerekir.

İnsana özgü ne varsa yıpranır, en yıpranmaz sanılan şeyler bile – sevgi, dostluk, özlem, bağlılık. Gelip geçici olanı sevmemek yaşamdan kaçmaktır. Gelip geçici tatlar, mutluluklar, karşılaşmalar, alışkanlıkla da dolup ta­şar tüm yaşam. Bir bakıma, yaşamada olgunluk: beş-on sözcüğün kat kat anlamlarından birkaçını bir yere dek öğrenir gibi olmak. Oysa ne kısa yaşam denen şey! Sözgelimi: ağaç okuluna yazılıyorsun. Daha başlardayken, – “kök”, “gövde”, “dal”, “yaprak” diye hecelerken, daha ilk yö­nelimlerdeyken, bir de bakıyorsun ki yaşam denen şeyin sonu­na yaklaşıvermişsin.

Nermi Uygur
Yaşam Felsefesi
Kabalcı Yayınevi, 93 – İstanbul

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR