İstenç ve Merhamet

Meraklı bir tür olan insanın en önemli özellikleri arasında istek ve istenç sahibi oluşu gelir. İstek ile istenç arasında önemli farklar vardır. İstek akıl ve mantık içerdiğinden bilincin ürünüdür. İstenç ise bilinçaltından kaynaklanır ve akıl ile mantığı aşan bir özelliği vardır. İstenç konusunu felsefesinin merkezine koymuş olan düşünür, Alman filozofu Arthur Schopenhauer’dir. Schopenhauer (1788 – 1860) insanın bir istenç varlığı olduğunu ve dünyayı istenci ile oluşturduğunu söylemiştir. İstenç akıl ve mantık içermediğinden, bilinçaltı ile bilincin ortak bir ürünü olduğu kabul edilebilir.

Schopenhauer, 1819 yılında yayınladığı Die Welt als Wille und Vorstellung “İstenç ve Tasarım Olarak Dünya” adlı eserinde istenç ve merhamet konularını derinlemesine incelemiştir. Ona göre gerçek bir tasarımdır ve istençten kaynaklanmaktadır. Bilinçaltından kaynaklanan istenç bilince çıktığında isteğe dönüşür ve ego ile şekillenir. İnsanın tüm üzüntüleri ve acıları sonu gelmeyen isteklerden dolayıdır. Zira ego, insanı korumak bahanesiyle sürekli yeni istekler üretir ve insanı bencil bir varlığa dönüştürür. Schopenhauer’e göre insanın yaşamı anlamsız, boş ve acıyla doludur. Acı dolu kötü hayattan kaçınmanın tek yolu ise, isteklerimizi mümkün olduğu kadar azaltmak ve egonun arzularını kontrol altına almaktır.

Schopenhauer’e göre merhamet zaman, mekân ve nedensellik bağlarıyla açıklanamaz. Ahlaklı insanın aynı zamanda merhamet sahibi olmasını ister. Schopenhauer, sevgi ve şefkatin de ahlaklı insanlarda bulunacağına inanır. Schopenhauer’e göre, egoizmi ve kötülüğü çözecek tek şey merhamettir. Merhamet, insanı gerçek adalete ve insan sevgisine götüren bir duygudur. Arapça ‘rahm’ kök sözcüğünden türetilmiş olan merhamet, acımak, esirgemek ve korumak anlamlarını içerir. Rahman ve Rahim sıfatları da kullarına acıyan Allah’ın sıfatları olarak kabul edilir.

Türkistan’ın Yesi şehrinde doğmuş olan Ahmed Yesevi (1093 – 1166) Divan-ı Hikmet adı altında topladığı şiirlerinde sevgiden ve merhametten söz etmiştir. Bir dörtlüğünde kendi merhametini “rahm etmek” olarak ifade ediyor:

Gerçek dertliye kendim ilâç, kendim derman;
Hem âşıkım, hem maşukum, kendim canan;
Rahm edeyim, adım Rahman, zatım Sübhan;
Bir nazarda içlerini safa kıldım.

Merhamet konusuna Ermiş adlı kitabında değinmiş olan Halil Cibran (1883 – 1931) da şöyle der:

Sahip olduklarınızdan verdiğinizde çok az şey vermiş olursunuz. Gerçek veriş, kendinizden vermektir. Çünkü sahip olduklarınız, yarın ihtiyacınız olabilir diye saklayıp koruduğunuz şeylerden ibaret değil mi? Çok fazla şeye sahip olup, çok az verenler, bunu gösteriş isteyen gizli arzuları için yaparlar ki, bu da armağanlarını yararsız kılar. Bazıları vardır ki, çok az şeye sahiptirler ve hepsini verirler. Bunlar hayata ve hayatın lütfüne inananlardır, kasaları asla boş kalmaz. Bazıları sevinçle verirler, bu sevinç onların ödülüdür. Bazıları ise ıstırap içinde verirler ve bu acı onları arındıran sudur. Ve yine bazıları vardır ki, ne vermenin acısını hissederler, ne sevinç ararlar, ne de bir erdem düşüncesiyle verirler. Onlar, şu vadideki mersin ağacının kokusunu salışı gibi verirler. Böyle kişilerin ellerinde Tanrı dile gelir ve onların gözlerinden Tanrı, dünyaya gülümser. Öyleyse simdi verin ve vermenin hazzını mirasçılarınız değil siz yaşayın.

Doç. Dr. Haluk Berkmen

Doç. Dr. Haluk Berkmen
Doç. Dr. Haluk Berkmenhttp://www.felsefehayat.net
1942'de İstanbul'da doğmuştur. 1966'da İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi, Fizik-Matematik Bölümünden mezun olmuş, 1970'de İsveç, Lund Üniversitesi, Teorik Fizik Kürsüsü-Nükleer ve Atom Enerjisi alanında doktora almıştır. 1970 - 1980 arası ODTÜ Fizik bölümünde öğretim üyeliği yapan Berkmen, 1979'da Yüksek Enerji Fiziği dalında doçent olmuştur. 1980 ile 2002 yılları arasında Viyanadaki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansında çeşitli görevler yaptı ve 30 Eylül 2002'de Birleşmiş Milletler UAEA'dan emekli olup İstanbul'a dönmüştür. Yerli ve yabancı birçok dergide çeşitli konularda onlarca makale yayınlamıştır. Üniversite seviyesinde yayınlanmış Fizik ders kitabı bulunmaktadır. Yıllardır İlkin Türkçe, felsefe, sufizm, ezoterizm ve spiritüalizm konularında araştırmalar sürdürmekte olup değişik konularda konferanslar vermekte ve makaleler yayınlamaktadır.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Uzaklaş

uzaklaş şarkı söyle yürürken mırıldanarak arada bi ıslık çal melodilerle eşlik et yolculuğuna özgür bir ruhsun hadi bırak bu mahlukları çık gel kendini onlar için bitirme beynini onlar için çürütme ruhunu onlar için küçültme daha ne kadar...

Bir Oğuz Atay Senfonisi ya da Ondan Geriye Kalanlara Dua

BİRİNCİ KİTAP (Acıya giriş) Bu kitap giriştir. Giriş, bir hayatın başlangıcını, keşmekeşindeki ilk acı basamağını temsil eder. Bu şu demektir; her insan özünde Hitler denilen...

Ümitsizlik Bir Yemek Değildir!

Merhaba Aslıcığım; Mektubunu okudum, üzüldüm. Senin bu karamsarlığını keşke bir nebze olsun dindirebilbilseydim, keşke buna hakkım olsa, bu ümitsizlik kıskacında mahvolmanı, erimeni izlemek çok acı...

Eski Evler

Eski evler bir bir yıkılıyorken yeryüzünden, bizler sadece betonlara taparız, tanrı sanarak... Evet bir bir yok oluyor tarih, bir bir yitiriyoruz insan hikayelerini. Her...

Tanrılar Mimarı

İnsanları evcilleştirmek ve şartlandırmak uysal birer "köle" yapmak için görünmez ''korkular yaratırım'' bu korkularla onların hayatlarına müdahale edebilir onları istediğim tarzda şekillendirebilirim. İnsanlara 'yasalar'...

Fedakarlık Üstüne

Kendini hiçe sayma içgüdüsü. Kendinden geçme ve kendini güçlü hissetme. Annelik duygusu örnek olabilir. Gücün artması ve kötülüğü hiçe sayma olayı. Feda kelimesi kutsal...

Vinterriket

Anlamsızlığın çalkalanan düşüncelerinde hapsolmak, sonsuz gecenin azap saçan örtüleri tarafından ezilmek. Ormanın karanlık kıyısında çürüyen tek başına duran bir ağaç, sonsuzluğa dikmiş gözlerini, son nefesini veriyor. Bulanıklığın örtüleri...

Derrida ve Narsisizm Hakkında

Tek bir narsisizm ve narsisizm-dışı yoktur. Daha çok ya da daha az kapsamlı, bonkör, aşikar, geniş narsisizmler vardır. Narsisizm-dışı dediğimiz şey genel niteliklidir ama...

Bağımlılık Hikayesi

Peki ya bağımlı olmak. Bu bir hastalık. Bağımlı olmak kendi varlığını reddetmek, kendini yok saymak. “Onsuz yaşayamam” tümcesi de bu durumun iğrenç yansıması. Kişi kendini sevemediğinde...

Kim Düşledi Bunca Acıyı?

"Düşler gerçektir" diye fısıldadı yoldan çıkanın biri. Hangi düşler dedim, gerçek olanları nerede? Kim düşledi bunca acıyı ve azabı? Sormak istedim. Konuştum, konuştum, konuştum. Bakındım...

Ahlakın Metafiziği

Immanuel Kant (1724-1804), Doğu Prusya’daki Königsberg şehrinde doğdu ve yine orada öldü; tüm hayatını burada özel öğretmenlik yaparak ve 1770’ten sonra yerel üniversitede felsefe...

Niçin Böcek Yemiyoruz?

Böcek yeme fikrinin insanda oluşturduğu tek duygu iğrenme duygusudur. İnsanların gıda tüketim alışkanlıklarını, kalori değerleri ve beslenme dengesi değil, dinler, gelenekler kısacası kültürler belirler. Günümüz...

There Will Be Blood

19. yüzyılın sonlarında gümüş madeni arayan Daniel Plainview, (Daniel Day Lewis) bir arazide dinamitle patlattığı kuyudan şans eseri petrol çıkarmayı başaran bir adamdır. Hırsıyla ve...

Biçimsel Varlık Alanlarının Yaşantısı Üzerine

Özellikle Edmund Husserl'in Mantık Araştırmaları'ndan sonra, mantığın ve matematiğin konusu içine giren nesnelerin oluşturduğu biçimsel varlık alanının yaşantısı, bilinç altlarının işleyişi sorunu, mantığın ve...

Yaratıcı Evrim

Yirminci yüzyılın ilk yıllarında irrasyonalizmin gittikçe artan beğenirliğini ikna edici ve mantıklı bir dille ifade eden, College de France’da felsefe profesörü olan Henri Bergson...