Osho‘nun tüm dinlere karşı bir duruşu vardır. ona göre bir dine inanarak dindar olmak imkansızdır. bu noktada kendisi bir “asi” olarak tanımlanabilir. Fakat onun “asiliği” sistemin kaldıramayacağı bir asilik değildir. Özellikle ikinci dünya savaşının ardından sayıları gün geçtikçe artmakta olan ruhani buhran içerisine düşmüş insanlar için bir nevi alternatif bir inanç sistemi kurmak yolunda doğu felsefelerine hücumun yol göstericilerindendir.
Evet, dünyanın büyük bir çoğunluğunun kabul edemeyeceği görüşleri derlemiştir ve söylemiştir. Fakat hedef kitle muhafazakar dindar kesimler değildir. Kendini boşlukta hisseden insanlardır ve sistem “madem ondan tatmin olmuyorsun, al o zaman bir de bunu dene” tarzı bir “açılım” koymuştur önlerine.
Burada kilit nokta “değer” kavramıdır. Osho, dile getirdiği bir çok doğru yaklaşımının sonunu, kendisiyle yer yer çelişme pahasına insanın değerli olduğuna ve bu değeri kavraması gerektiğine getirir ki bu temelde tüm dinlerin özünde yatan ortak söylemdir. “değerli insan” bu kurulu çadırın orta direğidir. Osho bu çadırın 3-5 ipini kesmenizi ögütlerken, direğe dokunmamanız gerektiğini değil; dahası direğin ne kadar güzel ve önemli olduğundan bahseder. Çadırı yıkmak istiyorsunuz fakat ufak tatminlerle sizi yola getirmeyi yeterli görür veya zaten ufuk çizgisi buraya kadardır.
Aksi bir durum söz konusu olsaydı osho, hayatını bir akıl hastanesinde geçirmek zorunda kalırdı veya meczup olduğu ilan edilir, fikirleri hor görülürdü. Ama hayır, onun görüşleri çıkıntılık yapanların ağzına emzik olarak kullanılmak için son derece uygundu ve nefes almasına izin verildi ve dahası desteklendi.
Nietzsche‘den bahseder Osho, bazen açık açık bazen de üstü kapalı. Üstü kapalı olduğu zamanlar Nietzsche’yi kötülediği; açık açık olduğu zamanlarsa onu övdüğü zamanlardır. Ama överken zorlanır, onun fikirleri üzerine pek söyleyecek bir şeyi yoktur. Bu sebeple Nietzsche’nin anlaşılamadığından, yanlış yorumlandığından dem vurur ama “doğru” yorumlamaya da hiç yeltenmez. Üstün-insan fikri hoşuna gider, onu, değerli insan demek zanneder. Fakat “tanrı ölüdür” söyleminden hiç hazzetmez. “senin tanrın ölü, benim ki yaşıyor” der. Çünkü “tanrı ölüdür” değerli insan direğini kırmaya yönelik atılan en güçlü balta darbelerinden biridir. Bu sebeple Nietzsche akıl hastanesini boylamıştır da Osho gibiler rahat dolanmıştır. Galileo gibilere idam sehpası gösterilirken, Frances Farmer gibilere lobotomi uygulanırken; felsefe sevicilerine konferanslar vermesi için en konforlu koltuklar ayarlanmıştır.
www.itusozluk.com