Evet! Belki de bir kadının gölgesin de doğdu her şey. Tüm yalnızlığımızı çevreleyen bir anaç tanrıdır gördüğün şey. Korkusuz bir annenin yarattıkları… Gökyüzüne sığar mı sanıyorsun çocukları? Sanki korkmuş bir küçük bebektir, beslenen irademiz. Korkularımızı bir eteğin altında geçer zannederiz.

Nafile! Korkularımız beslenir hep içimizde. Bir kadının eteği gibidir evren denilen şey. Şey, her şeye dönüşüverir bir anda, onun tanrısal tenin de. Ağız dolusu gülümseme… Ve kucakta geçen bir ağlama…
Artık korkma bu resimdeki sensin, senin korkmuş çocukluğun ve derin yaralarını sakladığın o etek altı maceran… Hâlbuki sen sadece ürkmüş bir bebeksin; henüz kucaktan inmeye yavaş yavaş alışan. Sinmiş bir hayalsin kadın tanrısallığında.
Bu yüzden korku seni buraya getirdi. Gökyüzünden indirdin onu ve kül rengi bir bedende gizledin. Sakladın. Büyüttün. Tanrıdan kaçırdığın bir kadının eteğinin altında zamansızca, umarsızca seviştin!
Hazırlıklı ol!
Korkunun seni yeniden almasına ve uykularını sattığın o pazarcı kadının yatağın da sabahlamaya…
Hazır ol!
Kendini yarattığın o kadınsı tanrının kucağında…
Can Murat Demir