Ana SayfaOkültizmKayboluşa Koşmak‏

Kayboluşa Koşmak‏

Belki mutlu olmak istiyordur yalnız adam, aslında mutlu olamadığı o karanlık boş sokaklarda, ve mutlu olduğunu sanıyordur zengin varlıklı kariyerli adam onun dışında herkesi aydınlatabilen yıldızla, bilmiyordur ki yıldızlar söner, tıpkı ümitler gibi yalnız sokakla yalnızlığını paylaşıp kendini ve o karanlık sokağı yalnızlıktan kurtaran adamın hevesleri gibi, yıldızı sönünce kendini kocaman bir yok oluşta kaybetmiş zavallı yetim ve aç çocuğun nefesinden çıkan koku ve gözlerinden akan kara yaşlar gibi hisseder, acınır durumdadır eve gittiğinde o kalabalık coşku yerine yalnızlığı ister, yalnızlıktaki adamın istediği kalabalıktı, fakat haykırmaktan yüreğindeki ses tellerinin hasar alacağından korktuğu gibi sonra bir gün bakar ve dileği kabul olur o coşku dolu ev bir nezarethane ya da akıl hastanesinin sessizliği seslenen koridorları gibi soğuk ve ürkütücü gelir yalnızlık, artık orası ev değildir evim diyemezsin çünkü orayı ev kılan noktalar birer virgül olmuş daha sonrada yok olmuşlardır artık orada onu anlayan bir tek yaşlı koltuğu, gözlüğü, kitapları vardır, mutluluğu bulmuşsundur.

Ebediyete uzandığını sandığı mutluluk yavaş yavaş kurur yerini sıkıcı boş geçen gereksiz vakti kalır ve yine böyle bir vakitte artık kendinin de boş olduğunu savunup ötenaziye hayır diye bağırdığı günleri geride bırakıp geride kalan ve artık önemsiz olan hayatını düşünmeden atar uçuruma, saniyeler geçtikçe bedenindeki acı dahada duyumsanır zaten ondan sonrada koca bir yok oluş. Peki ya karanlıktaki adam o ne yaptı bu kadar yıl içimizden geçen karanlıkla boğuştuğu bir gece güzel bir kadın hafifçe ışığı yakıp onu oradan almıştır ve muhtemelen okul masraflarıyla debeleniyordur değil mi? Bu soruya güçlüklerden gelen kaybolmak üzere olan soğuk sesle hayır demeliyim çünkü o yalnız adam karanlık sokakla kendi karşılaşmıştır ve o yalnız adamın hayatta ki tek sıfatı yalnız adamdır bu yüzden hayatta ki tek değerli varlığını terk etmeye korkar zaten bu yüzden yalnız değil midir? Ve bu adamda bir gün korkusunu gömüp acılarına sarılıp yalnızlıkla yokolup gitmiştir…

Hiçbir fark yoktur, olmayacaktır da, her insan bir gün vazgeçip, yalnızlığını alıp kayboluşa veya sonsuzluğa koşacaktır.

Ave Ate Maledictum

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR