Çeviri

Bizde çevirinin Tanzimat ile başladığını biliyoruz. Am o zaman yapılan şiir çevirilerinde bir yabancı ozanı, deyişi, düşüncesi, biçemi ile bir yabancı ozanı bulmamız olanağı yoktur. Sanki o yabancı ozanlar, bizişm Tanzimat ozanlarının biçemine sığınmış gibidirler. Gerçek şiir çevirisi ise bizim kuşakta olmuştur. O dönemde, şiir çevirirken şiir yazmanın tadını duyuyorduk. Bunda şiirin özüne değinen bir sorun olduğunu sanıyorum. Bence her ozan şiir çevirmelidir zaman zaman; böylece hem kendi geleneğinden kurtulmak, hem de anadili üzerinde düşünmek olanağını bulur. (1)

Bir şiir kendi dilinde başka bir biçime girebiliyorsa, başka sözcüklerle ve kuruluşlarla anlatılabiliyorsa, şiir olma niteliğini kazanamamış, son ve değişmez yüzünü kazanamamış demektir. Şiiri düzyazıdan ayıran bir özellik de budur. İmdi, bu doğru ise, o şiiri yabancı bir dilde yeniden kurmaya kalkmak usa aykırı olmaz mı? (2)

Bir şiiri düzyazıya çevirmekle başka bir dile çevirmek aynıdır. Bu durumda çevirmene de yaratıcılık düşer. Valery, “Sen kafesi hazırla, kuş nasıl olsa gelir” demişti. Bu sözü esinin kaynağının yine akıl olduğu anlamında yolunda yorumlamak yanlış değildir. Akıl ise algılanmış duyulardan başka nedir ki! (3)

 

(1) “Bitmeyen Konu”, Akan Zaman Duran Zamanı, 1984, s.176
(2) “Çeviri Üstüne”, Cumhuriyet, 5.4.1991, (Geleceği Yaşamak, 1994, s.289)
(3) “Esin”, Cumhuriyet, 16.12.1977, (Yasak, 1996, s.282)

Melih Cevdet Anday

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Durak

Sabah vakti, insanlar işlerine gidebilmek için otobüs duraklarında bekliyorlardı. Kimi kot pantolon üstüne renkli bir tişört, kimi siyah çizgili etek üstüne beyaz bir bluz,...

Geçmişin Anılara İhaneti

... Uzaksınız. O kadar uzaksınız ki ne kadar da bağırsam duyamayacaksınız ellerimden düşen zamanın sesini. O kadar uzaksınız ki kendinize ne kadar susarsanız susun fark...

35 Saniye

başarısızlıklar. birbiri ardına. bir ördekgöleti dolusu başarısızlık. sağ kolum ta omuzbaşıma kadar ağrımakta aynen hipodromdaki gibi. bara yanaşırsın gözlerin korkudan yuvalarından fırlamış ve dikip bitirirsin: bar bacaklar kıçlar duvarlar tavan program at pisliği yaşanacak yalnızca 35 saniyen kaldığını bilirsin ve...

66. Sone

Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil...

Yokluğun Tadı

Acılı ruh, didinmeye düşkün eskiden, Umut ki mahmuzu can katardı çabana, Artık sürücün olmaz! Utançsız yatsana Kocamış at, her engele takılıp giden. Katlan yürek; ağır uykuna dal şimdiden. Yenilmiş,...

Karadedeler Olayı

1989 yılında Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesine bağlı Davutlu köyünde geçen cin basma olaylarını konu edinen "Karadedeler" olayını izleme fırsatım oldu, film gerçekten de leş, açıkçası...

Sevgilime Bir Kefen

Alçak sesle uçuyor üzerimden saçları kına yakılmış bir kadının mihrâbı bu gövermiş güz günleri çıldırtır çileden ve kitaplardan çıkartır insanı urlar, karınca cesetleri titreyişlerle örtülür üstüm merak bir...

En İyi ve En İkonik Giriş Cümleleri

En kötü giriş cümlesi yarışmasının kazananları belli olurken, stylist.co.uk sitesi, kendilerine göre “en iyi ve en ikonik” giriş cümleleriyle başlayan eserleri seçti. “Bir kitabın okuyucuyu...

“Çocuklarını Yiyen Satürn”

“Çocuklarını Yiyen Satürn” iki ünlü tabloyu temsil eder. Tablolardan ilki Peter Paul Rubens, ikincisi ise 1819’da Madrid’de dünyaya gelen Francisco Goya tarafından yapılmıştır. Goya’nın,...

Alacakaranlıkta Bir Kadın ve Lichtung

Göz kamaştırıcı ışınların tinsel tuzaklara boyun eğdirerek ve bir görkemli esrimenin karanlıklarını delerek geldiği atmosferde ansızın beliren yedi kafalı yılanlar, kendi şarkılarını söyleyen yunuslar,...

Evil Dead II

Tekinsiz bir orman, huzursuz edici bir atmosfer. Etraf karanlık ama tüm korkutucu ayrıntılar görülebilecek kadar da ışıklandırılmış. Gölgeler olmadık oyunlar oynamakta dimağımızda. İnsanın durup...

Soyut Somut

Şiirin soyutluğu somutluğu sorunu çok tartışıldı. Gene de belli bir sonuca varılamadı. Kapalı şiir için soyut, "anlamsız şiir" için soyut, toplumcu olmayan şiir için...

Hayyam Rubaileri -V-

81. Ramazan ayı bu yıl da geldi yine; Vurdu bukağıyı aklın bileğine; Tanrım bu halka bir gaflet ver de bari Ramazanı Şevval sansınlar bu sene. 82. Ey doğru yolun yolcusu,...

Hiçliğin Doğası

Söylenmemiş olan, adsız, cisimsiz, konuşulamayan şey… Sadece o anda var olabilen bir şey. Düşünülmemiş ve tasarlanmamış olan… Bir anlığına vücudunuzu saran bir boşluk… Ki...

The Million Dollar Hotel

The Million Dollar Hotel bir Wim Wenders filmi, tek farkı diğerlerinden daha az diyalog kullanılmış olması bence. Çünkü Wenders filmlerinde fazlaca monolog dikkat çeker....