Ana SayfaPoetikModern Şiir Ne Değildir?

Modern Şiir Ne Değildir?

…Şimdi bana öyle geliyor ki siz şunu soracaksınız: Peki, modern şiir nedir, nasıl olur? Ben buna olumsuz yoldan karşılık vereceğim, yani modern şiirin ne olamayacağını açıklayarak. Ben size tanımaya yarıyan Öyle dört belirti göstereceğim ki bunların yardımıyla siz kendiniz, bundan sonra 1950’de yazılmış bir şiirin, zamanla – özdeş olup olmadığını ayırdedebileceksiniz. örnekleri tanınmış antolojilerden alıyorum. Bu dört belirti şunlardır:

1) Yükleme – tasvir (das Andichten). Örnek: “Anızlı Tarla” başlıklı şiir. İlk dörtlük :

“Serili penceremin önünde çıplak tarla
Sallanırdı saplar yaz yelinde önceleri
Dolgun başakların kalıntılarında
Besleniyor şimdi köyümün serçeleri.”

Üç dörtlük böylece sürüp gidiyor, sonra dördüncü ve son dörtlükte Kendi’ne dönüyor şair. Dörtlüğe şöyle başlıyor :

“Gelir kendi hayatım gözlerimin önüne”

Ve devam ediyor:

Önümüzde iki nesne var. Birincisi tasvir edilen cansız doğa, sonra da şaire dönüş; o şair ki şimdi içtenleşmekte ya da şimdi içten olduğunu sanmaktadır. Yani tasvir edilen nesne ile tasvir eden kişinin ayırdedilip karşılaştırılmasından doğan bir şiir bu. Dış süsler ile iç ilişkiden doğaıi bir şiir bu: Bu şekilde lirik özü belgelere yaslamak, inanın, bugün için pek ilkel bir tutumdur. Şair, Ma-rinetti’nin tanımladığı “dâtruire le Je dans la literatüre” (edebiyatta en’i yok etmek) cümlesine bağlanmasa bile bu yöntemle bugün eskimiş etkisi bırakır. Şu yar ki bu örneğe göre ortaya konmuş nice görkemli Alman şiirleri bulunduğunu da hemen eklemeliyim, örneğin Eichendroffun “Aylı Gece” si, ama o şiir yazılan yüzyılı geceli hanidir.

2) İkinci belirti, “GİBİ” dir. Bir şiirde kaç tane “gibi” geçiyor, dikkat edin lütfen.

Gibi veya sanki ya da -e benzer, -cesine! Bunlar yedek yapılardır, çokluk avara kasnak. “Türkülerim yuvarlanır altın ışınları gibi güneşin — Benzer bakır damlarda gün* bronz bîr süse — Yolu bağlı sellerce titrer benimşarkılarım — Issız gecelerde çiçek misali — İpeklerce solgun — Tıpkı bir zambaktır, acar aşk — Bu, “Gibi” -anlamdaşı sözler, her zaman için görüntüde bir gedik açarlar. Bir yere kadar gelir, karşılaştırırlar, ama tam bir oturtma değildirler. Şu var ki burada da “gibi” ile yazılmış yaman şiirler bulunduğunu sözüme eklemek zorundayım. Rilke büyük bir “Gibi Şairi” idi. En güzel şiirlerinden biri olan “Archaischer Torso Apollos” un dört kıtasında üç kere “gibi” kullanmıştı, hattâ gerçekten de beylik “gibilerdi bunlar: Ayaklı şamdan gibi,yırtıcı hayvan postu gibi, bir yıldız gibi. “Blaue Hortensie/Mavi Ortanca” şiirinde ise dört kıtada dört “gibi” buluyoruz; örneğin: bir çocuk önlüğünde gibi,eski mavi mektup kâğıtlarında gibi — Her neyse, Rilke yapabilirdi bunu, ama ilke olarak şunu bilesiniz ki bir “Gibi”, her zaman şiire bir öykülemenin, bir yüzeydeliğin girmesi anlamına gelir. Dil gerilmesinin bir gevşemesi, yaratıcı şekil değişimciliğin (tansformation) bir güçsüzlüğü demektir.

3) Üçüncü belirti ise daha zararsızdır. Şiirlerde ne kadar renk adı kullanıldığına bakıma.

Kırmızı, erguvan, opal beyazı, gümüşi, gümüşümsü, kahverengi, yeşil, turuncu, gri, altın sarısı… Şair, bunlarla özellikle gür ve hayal dolu bir etki yapacağım sanıyor anlaşılan. Sanıyor ya, bu renkler sadece klişe sözlerdir, gözlükçülerle göz hekimlerinin yanıdır yerleri; işte bunu unutuyor. Yalnız bir renk var ki, söylediklerime pişman eder beni : Mavi. Bu konuya ilerde döneceğim.

4) Dördüncü belirti, tanrısal eda (der —serap hische Ton) ‘dır,

Gürül gürül başlamak; yada çabucak şıpırdıyan pınarlara, çalan harplara, güzel gecelere,sessizliğe varmak, öncesiz halkalar, küre yuvarlaklığı, mükemmellik, olanca hızla yıldızlara ve benzeri toplu-duygulara erişmek; çocukluk, okuyucunun duyarlığına ve yufka yürekli ligine yöneltilmiş ucuz bir spekülâsyondur. Bu göksel tutum, yeryüzündekinin ele geçirilmesi değil, ondan kaçıştır. Büyük şair, büyük bir gerçekçi’dir, gerçeklerin hemen yanı başındadır, gerçekleri yüklenir, yeryüzündendir; efsanedeki topraktan yaratılmış bir ağustosböceği, Atina’lı bir böcektir o. Gizli ve güç varılabilecek, göksel-tanrısal şeyleri gerçeğin katı temeline serpiştirir, bölüştürürken alabildiğine kolîayışh davranır.

Şu halde bundan böyle bir şiirle -karşılaşırsanız elinize bir kurşun kalemi alınız, bir çapraz sözler bilmecesi çözer gibi inceleyiniz ; Tavır, Gibi, Renk ve Tanrısal Eda! Kısa zamanda kendiniz bir yargıya varacaksınız.

Gottfried Benn
Çeviri: Behçet Necatigil

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Islandı Kitaplar

İçim ağlıyor, en derinim kimyası çözülememiş sevda moleküllerim, ağlıyorum, nereden geldiğini bilmiyorum. Dökmek için gözyaşları verdin bana, bak ben ağlayarak yazıyorum sana. Gök ayrı ağlıyor bu mevsimde bize, ıslandı artık...

Beni Neden Aramıyorsun?

yalnızlık "seni seviyorum"lu cümleleri fahişenin göğüslerinde öldürecek kadar ağır ve sevişirken tanrının adını anacak kadar asidir... Beni neden hiç aramıyorsun? Gerçi arasan da ne konuşacağımı bilmiyorum, her zaman yazarken...

Bayan N.’nin Hikâyesi Vol. 2

... Yoğun ve yorucu bir gündü. Evime son bir kaç yüz metre mesafede taksiden inmiştim, yürümek istemiştim. Biraz yağmur iyi gelecekti... Aniden dengemi kaybettim ve düştüm. Gözlerimin...

Sapkınlık Üzerine

İzleyen bölümler, Aziz Thomas’ın Summa Theologica adlı eserinde yer alan “Sapkınlık Üzerine” başlıklı yazısından alınmıştır. Aquinas’ın bu konudaki bakış açısı “Onları gelmeye zorla” (Luka,...

Tanrı Kavramı

Ramtha Hakkında Kısa Bilgi. Daha yüksek bir enerji boyutundan, daha üstün bir hayat frekansından 1978 yılından beri Amerikalı kadın yazar J.Z. Knight‘ in bedenini kanal...

Söylem

Gökyüzü sesli, sen sessiz. Sen kokusu ölüm duyuyor bir anda, Toprak oluyor, ıslak çimenlerin yetiştiği.. Göz korkutuyor cismin, Yüreğin akıyor kalbimden, Sen oluyorsun, sen ölüyorsun. Küfür şimdi en bozuk ağızlarda, Koca...

Sonsuzluğun Metafiziği: Doğa

Doğa, estetik bir kurtuluşun anahtarı, sanatın kaynağı, insan varoluşunun dingin bir yoldaşıdır. Doğa, her şeye rağmen vardır. Size rağmen, sizden harici olarak hep var olacaktır....

Ölüm, Acı ve Adam

Hastalıklar sirkine hoşgeldiniz! Sustu… Bir yudum daha aldı kan dolu kaseden ve şunları söyledi: Aşkın içine dalan bir adam ne ister ki? Acı, acı, acı… Türevli ve...

Ölüm Üzerine

Ölüm, en kötü ihtimalle bu dünyadan kurtulma şansıdır. Hayal kırıklıklarından sıyrılmanın, ateşler içinde yanıp, acının şefkatli kollarından kaçmanın en güzel ve temiz yoludur. Ölüm,...

Tartışmalar

Azgın tartışmalar da keşke, diğer söz suçları gibi ceza görselerdi. Hep öfkenin alıp götürdüğü bu düşünce çarpışmalarında insanın etmediği kötülük kalmaz. İlkin düşüncelere çatarız,...

Üç Frenk Havası

1. Capriccio Alum Gülünç bir ölümle öldü deniyor Max Stirner için çünkü mahvına sebep nihayet bir sinektir ama Fanya Kaplan nasıl öldü diye sorarsak sanırım işimiz fazlasıyla ciddileşir. Bize ne...

Dil ve Felsefe

Bana geriye tek şey kalıyor: Dil. Bu bir sıfır felsefedir. Ve buna uygun olarak bir çıkış noktası geliştiriyorum: Sosyolojik ve dinsel önermeleri yaşamımdan uzaklaştırırken,...

Yaşayan Ölüler‏

Benim gözlerinden kan damlayan körelmiş ölülerim. Kalkın ben sizi çağırıyorum siz benimlesiniz! Mezarlarınıza akıttığım canlı ölülerin kanı sizi yeniden canlandıracaktır. Avucumdan akan kanı için...

Tahta Kılıcın Sihri

İstanbul'un fethine ilişkin efsaneler, hem Türkler hem de Bizanslı Rumlar tarafından ince ince işlenmiş, gelecek kuşaklara tüm güzellik ve incelikleriyle miras bırakılmıştır. Efsanelere göre,...

Hz. İsa ve Misyonu

Hz. İsa, Büyük Ruh’un yolunda bir vazifeyi (misyonu) yerine getirmek üzere yeryüzünde bedenlenmiş, Büyük Ruh’un bir elçisi idi. O, yeryüzündeki vazifesini yerine getirdi. Fakat...