Ana SayfaLüzumsuzNazar Değmesi Nasıl Oluyor?

Nazar Değmesi Nasıl Oluyor?

Bizde “nazar değmesi” adı verilen inanç, diğer lisanlarda “şeytan göz” veya “şeytan bakışı” olarak adlandırılır. Bebeğine yeni elbiseler giydiren bir anne, çarşıya gidip alışveriş yapar. Bu arada bir başka kadın gelir ve bebeği sever. Eve gittiklerinde bebek ishal olur. İşte anneye göre bebeğine o kadının nazarı değmiştir. Dikkat ederseniz burada bebeği seven kadının art niyeti yoktur. Zaten nazarı değen kişinin genellikle kötülüğü değil, kıskançlığı ve çekemezliğidir söz konusu olan.

Noel Baba ve benzeri batıl inançlar çocuklukta kuvvetli olup yaş ilerledikçe azalırken, nazar değme inancı bunun tam tersidir. Nazar inancının ardındaki güç, bakışın ruhla bütünleşmesidir. Bakış konuşmaya göre daha etkilidir. İnsana tam odaklanır ve daha duygusaldır. Birçoğumuz arkamız dönük olduğumuz halde kalabalık içinden birinin bize baktığını hissetmişizdir.

Nazar değmesi ile ilgili olarak en çok kabul gören görüş, gözdeki yansımadır. Eğer karşınızdaki birinin gözlerine dikkatle bakarsanız, gözlerinde kendi görüntünüzün yansıdığını görürsünüz. Eski insanlar sudan, aynadan yansıyan görüntülerinin kendi ruhları olduğuna inanıyorlardı. Karşılarındaki insanın gözleri içinde kendi küçük görüntülerini görünce tehlikede olduklarını, ruhlarının karşısındakinin gözleri içinde hapsolduğunu sanıyorlardı.

Bu korkunun dünya çapında genel bir inanca dönüşmesinin, şimdi Irak’ın bulunduğu topraklarda yaşamış eski Sümerlerden kaynaklandığı sanılıyor, Sümerlerin inançlarına göre bazı insanlar bakarak suları kurutabilir ve bu nedenle ölüme sebep olabilirlerdi. Sonradan bu inanç bir bakışla yaşayan şeyleri de kurulabilme yönünde gelişti.

Örneğin, nazar değen çocukların ishal olup vücutlarının sıvı kaybetmesi, annelerin ve süt veren hayvanların sütlerinin kuruması, meyve ağaçlarının kuruması ve erkeklerin iktidarsız kalmaları vb. Görüldüğü gibi, bunların hepsinde de sıvı kaybı ve kuruma vardır.

Bu inanç doğuda Hindistan’a, batıda Portekiz ve İngiltere’ye, kuzeyde İskandinavya’ya kadar yayıldı. Böylesi bir inanca sahip olmayan Amerika, Asya, Afrika ve Avustralya’ya ise kaşifler, denizciler ve göçmenler tarafından taşındı. Ama günümüzde hala Çin, Kore, Güneydoğu Asya, Avustralya ve Amerika yerlilerinde, Afrika’da sahranın güneyinde böyle bir batıl inanç yoktur.

Doğu Akdeniz ve Ege kıyılarında bu inanca, mavi gözlü insanların daha fazla nazarlarının değdiği inancı da ilave edilmiştir. Bu yörelerde mavi gözlü insanların azlığı bunun sebebi sanılıyor. Bu nedenle buralarda nazarı geri itmek veya ayna gibi yansıtmak için mavi göz şeklinde, camdan yapılan nazarlıklar başta bebekler olmak üzere nazarın değebileceği düşünülen her yere takılmaktadır.

Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Hayvanlara Karşı Suç

Aşağıdaki pasajlar, Derrida’nın 1997’de “Otobiyografik Hayvan” başlıklı bir konferansta yaptığı, toplam on saatlik konuşmanın parçasıdır. Bu konuşmalar daha sonra, L’Animal que donc je suis başlığıyla kitaplaştırılmış,...

“Çerçici” Soruyor: İnsan Aşılması Gereken Bir Varlık mıdır?

Bu yazıda Recep Yılmaz’ın son kitabı "Çerçici"yi konuk edeceğiz. Bu konukluk süresince yazarın son telif eseri "Çerçici"yi, "yazma" eyleminin temel süreçlerini ve ardında yatan...

Haneler

haneler yalnız, sessiz unutulmuş. haneler, adı bilinen sokaklarda yok olmuş. suçluyu bulmak suç sayılırken doğrularınca acılar doğurmuş yılların, yolların sancağı gönül kapılarında anlamsız kalmış. aşlar pişerken aşkın açlığında lokma lokma doyan beden bir anda...

Akıl ya da İnsanlık: Sıradanlık

Akıl mı, o da ne? O ancak sıradanlığın kölesi olan Ben'in habercisi olabilir. Aklı savunmak, kestirme bir bir gafletin altını çizerek, hayatı nefes alıp vermekten ibaret...

Şiir Sanatı Üzerine Düşünceler

Şiirsel sırla kutsanmış olan uzman kimseler için yazmıyorum; şiirlerimden birini duyarlı bir insan anlamayınca bu içime her defasında dert olmuştur. Edebiyatın kökeni bana göre gizli...

100 Yaşındaki Bilge: Bu Sıkıntılı Dönem Geçecek

Tarihçilerin Kutbu Halil İnalcık 100 yaşının bilgeliğiyle zor günlerimize ışık tuttu: Sıkıntılı bir devir yaşıyoruz ama geçecektir. Tarihimizde de bu dalgalanmalar oldu. Bu memlekete...

Sembolist Çerçevede Yılan

Eril ve dişilliğin anahtarı, doğumun ve kadınlığın simgesi, bilgelik ve ölümsüzlüğün yol haritası: yılan… Pek çok kültürde insanlarda görüntüsünden dolayı korku ve iğrenme duygusu uyandıran...

Sen Yoksan Gülümsemem

Geldiğini hissediyordum. Bu konuda hiç yanılmamıştım. Sen de geliyordun hep, hiç aksatmadan. Sayende yanılmıyordum belki.Yanındayken ilgilenmediğin gibi acıta acıta yokluğumda ilgileniyordun benimle. İçimi acıtsa da...

Hayatı Düzeltemeye Çalışan Devrimciler, Önce Kendinize Bir Bakın!

“Beni düzeltmeye çalışma” dedi Salim. “Ben böyle iyiyim. Rahatımı bozma, insanlardan hoşlanmadım hoşlanmayacağım da; bu yüzden uzak tut onları benden, mümkünse hiçbirisiyle tanışmak istemiyorum;...

Dünyanın Bize Göreliği

Her varlık için en değerli, en yüksek varlık kendininkidir. Başka varlıkların değerlerini kendi varlığını temel alarak ölçer, ona göre yargılar verir. Bu temel ve...

Karayı Kaldırmayın, Umudumu Yitirdim

Gülten Ablayı okuyorum sabah sabah. Geceden bir pişmanlıkla sabaha ulaşmışım ve yaşıyorum hala. Deli Kızın Türküsü'nü okuyorum: “Karayı kaldırın, mavi koyun, umudumu yitirmedim.” Ah Gülten...

Neredesin Nietzsche?

Tutsağız yaratmaya, yoksa içimizdeki hiçlik bizi yok edecek.. Hiçlik (Nihil) her zaman vardı. Var. Ve insanla birlikte hep var olacak. Hiç varlığın içinde çünkü. Varlığın...

Unutkanlığınıza Çare Olacak 7 Öneri

Bütün gününüz "Neydi.. Neydi?" diye düşünmekle mi geçiyor? Aslında unutkanlığınızı ve konsantrasyon bozukluğunuzu en aza indirmenin çok kolay yöntemleri var. Bu listeyi mutlaka uygulamaya...

Ennead (Dokuzluklar)

I. Ruhlar, babaları olan Tanrı’yı neden unuturlar? O’ndan gelen ve tümüyle O’na ait olan parçalar oldukları halde ne kendilerini ne de Tanrı’yı niçin bilmezler? Aşırılık,...

Felsefe Nedir?

Felsefenin ne olduğu ve ne istediği konusunda anlaşmaya varılmış değildir. Kimi olağanüstü açınımlar bekler felsefeden, kimi onu neyle uğraştığı belli olmayan bir düşünce sayıp...