H. İbrahim Türkdoğan’ın “Nietzsche, Stirner’in Plagiyatörü mü?” başlıklı yazısıyla ilgili 11.04.2004 tarihinde ZAMAN Gazetesinin TURKUAZ ekinde aşağıdaki haber yayımlandı.
Hakkında 28 dilde 4 binden fazla kitap yazılan ve halen her yıl en az 100 kitaba konu olan Nietzsche, en az düşünceleri kadar şiirsel üslubuyla da dikkatleri üzerine çekmiş bir filozof. Son günlerde onu tartışmaların odağına taşıyan ise düşüncelerinin yanı sıra Karizma dergisinde çıkan bir makale. Makalenin yazarı İbrahim Türkdoğan, Nietzsche’nin düşüncelerinin, bir başka filozof olan Stirner’den müntehil olduğunu iddia ediyor.
Türkdoğan’a göre bir filozofun diğer bir filozoftan ya da düşünürden etkilenmesinde bir sorun olmayabilir, ama etkilenen, etkilendiği ya da intihal yaptığı düşünürden hiç bahsetmemiş, ona atıfta bulunmaktan ısrarla geri durmuş ise o zaman bir sorun var demektir.
Alman yazar Kurt Tucholsky “Bana neye ihtiyacın olduğunu söyle, sana hemen bir Nietzsche özdeyişi söyleyeyim.” der. Nietzsche, düşüncelerini şiirsel bir dilde özlü sözlerle dile getiren sıra dışı bir filozoftur. Ve yine Nietzsche; düşünceleri, temellendirmeye çalıştığı yeni ahlak anlayışının yanı sıra üslubu ile de geniş kitlelerin dikkatini çekmiş, çok beğenilmiş, çok tartışılmış, hakkında sayısız kitap yazılmış bireysel anarşizmin kurucu filozoflarından. Ünlü Alman felsefeci yapıtları ve sıra dışı düşünceleri yanında ölümünden kısa bir süre sonra dillendirilmeye başlanan ve hâlâ tartışılan iddialarla tekrar gündeme geliyor. Karizma dergisinin yeni sayısında yayınlanan İbrahim Türkdoğan imzalı makalede Nietzsche’nin Stirner’in playigatörü (müntehil-aşırmacı) olduğu iddia ediliyor. Türkdoğan; Nietzsche’nin “Biricik ve Mülkiyet”i kitabının yazarı ve ‘bireyci anarşizm’in kurucu ve savunucularından olan Stirner’den etkilendiği ve hatta o depresif nöbetlerinin ilkini Stirner’in eserini okuduktan sonra geçirdiğini söylüyor. Filoloji alanında eğitimini sürdürme kararı alan genç Nietzsche, sömestr tatilini geçirmek için Berlin’e okul arkadaşı Hermann Mushacke’ye gider. 1-17 Ekim 1965 tarihleri arasında yanında kaldığı arkadaşının babası Eduard Mushacke, Stirner’in yakın dostudur. Ve ünlü filozofun hayatı ile ilgili bir inceleme kaleme alan Laska’ya göre arkadaşının evinde Stirner’in “Biricik ve Mülkiyet” kitabını okuyan Nietzsche etkisinde kalır ve ilk histerik nöbetini bu sebeple geçirir. Türkdoğan’ın Laska’dan aktardığına göre Nietzsche 19 Ekim 1865’te Eduard’a yazdığı mektupta “Yüz yıl önce bugün öğrenci Wolfgang Goethe üniversiteye kaydolmuştu. Bizim de bir yüzyıl sonra kaydımızın anılacağına dair kibirsiz bir ümidimiz var… Bunun aracılığıyla senin adın ölümsüz olacaktır.” demektedir. Türkdoğan, Nietzsche’nin 20 Ekim’de ilk krizini yaşaması ve felsefeye başlamasından yola çıkarak, Nietzsche’nin Stirner’i okuduğunu ve ağır bir depresyon geçirecek kadar etkilendiğini söylüyor. Türkdoğan’ın eleştirdiği nokta ise Nietzsche’nin hiçbir şekilde Stirner’den bahsetmemesi. Soruyoruz “Nietzsche’nin Stirner’den etkilenmesinin ne gibi önemi ve sonuçları var?” diye; Türkdoğan’dan ‘birçok büyük filozofun Stirner’den etkilendiğini fakat bunu söylemedikleri’ni öğreniyoruz. Türkdoğan, Stirner’in hemen hemen aynı şeyleri savundukları bireyci anarşistler tarafından felsefenin kötü çocuğu olarak yaftalanmasını bir felsefeci olarak kabullenemediğini söylüyor. Felsefeciler ise böyle bir tartışmayı çok fazla önemsememek gerektiğini, felsefecilerin birbirlerinin düşünceleri ve yapıtlarında etkilenmelerinin çok doğal olduğunu söylüyor. Hilmi Yavuz böyle intihal iddialarının artık yersiz olduğunu vurguluyor. Nietzsche hakkında her yıl dünya genelinde 100 kitabın çıktığına dikkat çeken Oruç Aruoba ise böyle bir tartışmanın Nietzsche’ye hiçbir zararı olmayacağı gibi Stirner’e de hiçbir katkısı olamayacağını söylüyor. Ahmet İnam ise bu tür tartışmaları yersiz bulduğunu belirterek, “İnsanlar düşüncelerden-hayattan-insanlardan etkilenirler; ama özgün düşünceler üretebilirlerse filozof olurlar. Ve ona göre Nietzsche bunu başarmış bir filozoftur,” şeklinde konuşuyor.
GÜLİZAR BAKİ