karlı ve çamurlu yolların arasında
kafalarımızda kompozit başlık
ellerimizde g3 (katliam tüfeği)
ve sırtımızda
otuz kilogramlık sırt çantası ile
üç kilometrelik
intikali hakladıktan sonra
bir öğle...
sesimde kırlangıçlar ötüyor duyuyor musun?
ölü ozanlar ve şairler adını fısıldıyorlar kulağıma
özlüyorum.
ve radyoda rast geldiğim Chopin'in piyano dinletisiyle
kendime bile söylemeye...
sesimde kırlangıçlar ötüyor duyuyor musun?
ölü ozanlar ve şairler adını fısıldıyorlar kulağıma
özlüyorum
ve radyoda rast geldiğim Chopin'in piyano dinletisiyle
kendime bile söylemeye...
bar taburesine oturmuş
bira içiyorum
yaz günü
ve garson kızın etrafta dolaşan
bronz bacaklarını
hayranlıkla izliyorum
benim suçum değil
garson kız kısacık şortu müthiş bacaklarıyla
ve kızıla...
gözleri kızarmış
ve harmanlamış çiçeklerini
müzik
bangır bangır
lambalar
sönük
bir kadın var
bekleyen
arzular üstümüze çullanacak
neredeyse
kadehleri
dolduruyorum ben
fakat
arzular bu
kadehlerin ardından
tadılabilir
ve Beethoven dinleyebiliriz
çünkü şehvetimiz 9. senfoni tadında
İlkay Beyaz