gecenin kahpe damarlarından çekiyorum esrarı
en kallavi acının uyduruk saatlerinde
orospuların kaşar kokulu iç çamaşırlarını
unutamıyorum cılız bir adamın şişman çığlıklarını
çocuk oluyorum
çünkü...
serserilerin bir kavanozdan çektiği
sakız kıvamındaki tırnak boyası kadar
kırmızı bir yok oluştur kader çelimsiz ve içten pazarlıklı
öldürecek veya yaşatacaktır seni
sakin...
işgal ettiğim bu beden gereksiz bir sızı içinde
çarpık organların kusursuz cinayetleri
güneşten kaçan bir hayvanın vahşiliğinde
yıldızların ağıtlarını yazdım
yüzyılların üstüne
onursuz mevsimleri...