Ana SayfaDENEMETanrı ve Acı İniltisinde Hayat

Tanrı ve Acı İniltisinde Hayat

Sürünün zehirli ağıtları arasında bir çobandan öğrendim hayatı. Bu yüzden, yudum yudum içiyorum acıyı. Dünya, acının yuvarlanarak büyümüş halidir ve bu yaşadığımız hayat onun gayri meşru çocuğudur.

En büyük yalan ve en büyük korku ilintisi üzerine birkaç telkin…

Tanrı, bir yalandır ve en büyük korkunun beslendiği sebil gibidir. Memelerinden akan acizliği emmeyi bırakın artık. Çünkü bu yalan, korku halini almıştır. Bu korku insanın yaşarken ölmeyi tercihiyle aynı şeydir. İnsanın bu dünyada yaşamaktan vazgeçmesinin bir diğer adıdır. En büyük yalan hayatın kendisine yöneltildi. Tanrı yalanı. Söylenmiş en büyük ve en zehirli yalan. Hayatı bir hiç uğruna değerden düşürerek insanı hiçliğe kanalize eden bir yalan. Hayatın anlamını ve içeriğini kaybetmesi olayı bu yalanın en marifetli türevlerinden biridir.

Tanrı o denli büyük ki, toplum-insan ve bunların toplam acısından, ümitsizliğinden besleniyor. En büyük vicdanın üstüne oturan bir kabile şefi gibi kendi doğrularını empoze etmeyi, ezberletmeyi çok iyi beceriyor. İnsanlığa kendini aşağılamayı öğreten bir öğretmen olarak “Tanrı”. En büyük kendinden geçişin ve güçten düşürülüşün tarihini kendi elleriyle yazan bir tarihçi acımasızlığıyla karşınızda. Yoktan var edilen en büyük tehlikenin ta kendisi.

Ruhum ölümün vuslatına yaklaşırken,
Hayat nefes alan her şeyi yakıp kavuruyor.

En ölümcül hastalık ve en kadifemsi intihar olarak Tanrı. Dokunuşu rüyalara taşan ve hayallerinizde bile sizi yakalayan bir ruh kapanı. Ölümün vuslatını çağıran bir mezar kazıcısı gibi.

Özel güçleri olan bir medyum tanıyor musunuz? Yürekli bir savaşçı gibi tahtını kaybetmek istemeyen ve bunun devamını sağlamak için canla başla arı gibi çalışan bir şey. Bu öylesine kan emicidir ki insanlığın ahmaklığından beslenir.

Hayat artık eskisi gibi insanın yanında değildir. Çünkü insan ahmaklığını aynada izlemiştir ve kendisini çok beğenmiştir. Buna rağmen aynayı da yaratmayı ihmal etmemiştir. En büyük gafletin adresi insanlıktır. Sadece bir ilizyon olarak düşünün bunu. Yani aldatmaca ve yanılsamanın dünyaya ve zamana aks etmesi olayı. Ayna her şeyi anlatır size. O ki insanlığın bel kemiğinden yapıldı. Aklının en zehirli katmanlarından yoğruldu. İnsanlığın kanıyla sulandırıldı. Bunu bir simyacı icat etmedi. Asla! Buna inanmayın. Tanrı kendisini yaratacak güçten yoksundur. Tanrı insanın bu dünyadaki en parlak kurgusudur. En mükemmel dize gelişin teatral gösterisidir. Ahmaklığın dünyadaki ve hayattaki en anlamlı izdüşümüdür.

Ölüm, yaşamanın en tekil halidir,
Kendisinden ne kadar korkarsak o kadar soysuzlaşırız.
Hayat ölüme yenilmeli ki, insan ne için yaşadığını hatırlasın,
Kendini kendine adayıp, kendine yeniden dönebilsin.

Yönetimi ele geçiren yalan dolu hayat tam bir jakobendir. Tanrı da tipik bir diktatördür Kesinlikle devrimden ve ayaklanmadan hoşlanmaz. İstediği şey sadece sessizliğin düzenidir. İstediği şey şizofren bir kabullenmedir. Kutsanmadır. Çocukça bir oyunun ciddiye alındığı tek yerdir Tanrı. Tanrı, sessizliğini kıymetini bilen en büyük pragmatisttir. Çünkü kendisini kral ilan ettirene kadar epeyce gürültü koparılmıştır. Tanrı, sessizlik kralıdır. Bu zehirli ve kutsanmış toprakların tek varisidir. İnsanlığın alacakaranlığında barış çubuğunu üfleyen tanrı, sağlıklı insanın mezar yeridir.

Can Murat Demir

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR