Tao Felsefesi

Ülkeler iç kargaşa ve harp eder durumunda olduklarında en büyük düşünürlerini yetiştirirler. Her şey düzgün ve yolunda iken kimse “acaba neden her şey iyi gidiyor?” diye sorgulamaz. Fakat her şey ters gitmeye başlayınca bu durumun neden oluştuğu, hangi hatalı yaklaşımlara dayandığı ve kötü gidişin nasıl düzeltileceği hep sorgulanır. İşte, bu tür sorgulamayı yapanlar o toplumun düşünen beyinleri, bir bakıma bilge kişileridir. Karmaşa ve zor yaşam şartları olmadan düzenli sisteme geçiş olmuyor.

Çin’de Tao düşünce ve felsefesinin ortaya çıkışı da bu tür bir iç savaşın ülkeyi alt-üst ettiği bir döneme rastlar. İç savaş M.Ö. 401 ile 221 yılları arasında tam 180 yıl sürmüştür. O dönemde güç kazanan iki düşünce okulu Konfüçyüs felsefesi ve Tao felsefesidir. Konfüçyüs felsefesinin amacı toplumda düzen sağlayıcı, politik ve sosyal bir sistem oluşturmak iken, Tao felsefesi ve düşünce şekli kişisel mükemmelliği ve derin iç deneyimi savunmuş, evrensel ilkeler geliştirmeye çalışmıştır.

O dönemin bilgelerinden Çuang-su ve Lieh-su mükemmel ve bilge insanların başarılarından, sadece hava ve su ile yaşamlarını sürdürebilen ve transa girip farklı gerçeklikleri algılayan kişilerden söz ederler. Tao düşüncesine göre tüm evren ruhlarla doludur ve her insan kendi deneyimleri ile bu ruhsallığı yaşaması gerekir. Maddi çıkar, şan şöhret onlar için hiçbir anlam ifade etmez ve değer taşımaz.

Evrendeki bütünsel tekliği yaşamak ve doğanın huzuruna erişmek, bu felsefeye inananlar için dövüşmekten ve üstünlük peşinde koşmaktan çok daha anlamlı bir uğraş olmuştur. Zamanla gelişen Tao edebiyatı birçok nesle huzurlu iç barışın önemini gösterdi. Bu eserlerden en önemlisi Lao-tsu ya ait olan Tao-Te-Ching eseridir. Bu öğretiye “Etkin-Yol” öğretisi denebilir, çünkü Tao = Yol ve Te = Etkin olan, demektir.

Taocu eserlerden Chuan-tzu adlı eserin 33 bölümü vardır ve ilk 7 bölüm bizzat Chuang-tzu tarafından yazılmıştır. Bu bilge kişi, yazılarında yaşama çok önem vermiş ve yaşamın kutsal olduğunu savunmuştur. Kutsallığı her boyutta aramış ve bütünsel teklik fikrini savunmuştur. Asıl mutluluğun ve özgürlüğün Tao adını verdiği ve “her var olanın özünde bulunan cevherle uyum halinde olmaktan türediğini” savunmuştur.

Tao ile uyum halinde olmak için dört ilkeyi uygulamak gerekir. Bunlar aşk, adalet, uyum ve bilgelik ilkeleridir. Konfüçyüs düşüncesinde insanları toplumsal ahlak değerleri ile yönlendirmek gayreti bulunmasına karşın, Tao düşüncesinde bu gayretin içten kaynaklanması gerektiği ve dıştan verilmesinin mahsurlu olduğu görüşü hâkimdir. Tao düşüncesinin altın kuralı şudur: “Başkalarına kendine davranılmasını istediğin gibi davran”. Böylece karşılıklı sevgi ve saygı bağı kurulacak, topluma huzur gelecektir.

Chuang-tzu dünyada olup bitenleri gözlemekle ve insanların çeşitli tecrübelerini dinlemekle evrenin ani ve doğal bir değişim içinde olduğu sonucuna ulaşmıştır. Böylece her oluşumun geçici olduğu ve bu değişime uyum sağlandığı oranda mutlu olunabileceğini savunmuştur. Tao felsefesine göre doğal olandan şaşmamak gerekir ve doğal olanın her an değişerek geliştiğini kabullenmek gerekir. Doğal olan her şey Tao’dan türer. Fakat Tao bir nesne değildir. Tao sonsuz ve bütünsel birliktir.

Bir Tao metninde aynen şu ifade bulunmaktadır: “Yer ve göğün oluşumundan önce, şekilsiz fakat ayırımsız birlik içinde olan bir şey vardı. Son derece sessiz ve durağan. Tek başına fakat sonsuz olanaklarla dolu yaratıcı bir ana güç. Adını bilmiyorum, fakat bir ad vermek zorunda olsam ona TAO derim. Tanımlamak zorunda kalsam “yüce” derim. TAO, öylesine yücedir ki biteviye devam eder ve kendi üzerine döner.”

Doç. Dr. Haluk Berkmen

Doç. Dr. Haluk Berkmen
Doç. Dr. Haluk Berkmenhttp://www.felsefehayat.net
1942'de İstanbul'da doğmuştur. 1966'da İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi, Fizik-Matematik Bölümünden mezun olmuş, 1970'de İsveç, Lund Üniversitesi, Teorik Fizik Kürsüsü-Nükleer ve Atom Enerjisi alanında doktora almıştır. 1970 - 1980 arası ODTÜ Fizik bölümünde öğretim üyeliği yapan Berkmen, 1979'da Yüksek Enerji Fiziği dalında doçent olmuştur. 1980 ile 2002 yılları arasında Viyanadaki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansında çeşitli görevler yaptı ve 30 Eylül 2002'de Birleşmiş Milletler UAEA'dan emekli olup İstanbul'a dönmüştür. Yerli ve yabancı birçok dergide çeşitli konularda onlarca makale yayınlamıştır. Üniversite seviyesinde yayınlanmış Fizik ders kitabı bulunmaktadır. Yıllardır İlkin Türkçe, felsefe, sufizm, ezoterizm ve spiritüalizm konularında araştırmalar sürdürmekte olup değişik konularda konferanslar vermekte ve makaleler yayınlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR