Uykuluk

Dumanlar… Alaaddin’in Sihirli Lambasından çıkarcasına dalgalanmaya başlamıştı. Veda ediyorlardı süper egolarına, tıpkı annelerinin okula getirdiği belli olmasın diye arabadan fırlayan ergenler gibi.

Mumlu pastanın gelmesiyle suni bir birlik oluştu, lakin otuz mumun alevi yetmiyordu, yetemiyordu bu köşeye sıkışmış minik dikdörtgen masayı ısıtmaya. Vişnelerini ayıklayarak yiyenler, çikolatasına içine çeken bataklık gibi gömülenler, atmosferin tek yaşam belirtisini idareli kullanıp kekini milim milim yiyenler ve gerçeklik peşinde olup bu dairesel şeker komasına hapsolmayı reddedip ne yapıp ne edip kurtulmaya çabalayanların merkezinde yatanlar… Saf lamba ovalamalarından ibaretti. Dipsiz kuyuya dönüşmüş çelişik dilekler arasında savrulan lamba cini kozasına çekildi ve her bir kayıp kimliği, bira köpüklerinin arasında fokurdayan müzikli karanlığa havale etti.

İki dakikaya doğacak olan kızın tek bir soru vardı aklında; ”Nerede herkes?”

Saf kıvılcımları tersyüz olmuş, alevlerinin içine şeytanın çatalı kaçmıştı yorgun çiftin. Delik deşik olmayacaklardı, buna değmezdi, dumanlarla bir olmakta buldular çareyi. Tüm yolunu şaşıran umutları ciğerine kadar solumuş sabah güneşi taklitçisi dilek dilemeye devam ediyordu. Sis çemberinden göremiyordu yanındaki güler yüzü. Gecenin tek izleyicisine dahi ulaşıp paltosunu ödünç almıştı örtücü dumanlar. Çekirdeğini kaybetmeyen magmasını kaybeder misali bu hipnotik dünyanın etrafında sayısız tur attırmaya kararlıydı sinsiler.

Duvarların rüzgârına kapılanlar havaya karıştı. Narin kuş tüyleri gibi misafirperverlikten uzak ve siyah. Küller dansını bitirmiş, müziğin gerçekleri bastıran frekansı kedi miyavlaması kıvamına gelmişti. Ayak bileklerine kaya bağlayıp fırtınayı bastıran kurnazların bir kedinin günlük rutininden başka yapacakları kalmamıştı. Biraz ense, biraz sırt, biraz yürek, biraz uykuluk, biraz uykuydu tek ihtiyaçları.

Deniz Baran

Konuk Yazar
Konuk Yazarhttp://www.felsefehayat.net
Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız makalelerinizi themetallords@hotmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

İnsanlar Artık Kafayı Yemişler

insanlar artık kafayı yemişler ve ben bunu çok iyi görebiliyorum baktığınız bir çok yüzde bunu görebilirsiniz insanlar artık kafayı yemişler bulutların üstünde yürüyebilirdik yıldızların üstünde dans edip aşk şarkıları söyleyebilirdik bir...

Eleştirmen: Yapıt Yaşayan, Anlam İşleyen

Eleştirmen, yapıt yaşayandır. Eleştirmeni olduğu yapıtı duyar, anlamlandırır, yorumlar. Değerlendirir. Eleştirmen, yapıta yaşayışı, yaşantılarıyla yaklaşır. Okur da yapıtı yaşayabilir. Nedir, okurla eleştirmenin farkı? Eleştirmen yaşadığını...

Niçin Müzikten Hoşlanıyoruz?

Müzik nedir? Düz biçimde konuşarak söylenebilecek bir şeyin değişik ses dalgaları ile söylenmesinden niçin hoşlanırız? Müzik niçin keyif veya tam aksi hüzün duygusu verebiliyor? Müzik...

Provasız Hayat

dağılmış zerreler haneler sessiz viran bakışlar korkak gözler çaresiz büyük gelir olmuş üzerimizde durmaz insanlık yaşamak zor artık inandıklarından kaçarak ödünç nefesler pay edilememiş hiç kimse kendinden önce ölmemiş sevgiye...

Kutsanmış

Kapanmayan bir kaç yaram var. Tekrar tekrar kanayan, Ve inançla, aylarca, Evet tam 10 ay önce girdiğim ve son kez dediğim bu savaştan, Tekrar yalnız ve mağlup çıkıyorum. Bunca yıl...

Senden Bütün İstediğim

Senden bütün istediğim; Küçük bir sevgidir. Gelen ve ağır ağır büyüyen Değil, gelen ve giden... Ve senden bütün istediğim; Ümit dolu güneşli bir gün Sevgi dolu bir kucaklayış Değil, kucaklayış sonra...

Somurtkanlığımız

Hayat nedir? Bu soru bir anlama meramı üzerine değil sadece hayatın ne kadar yavan ve sığ olduğunu vurgulamak içindir. Hastalıklı vücutların dünyası olarak hayat…...

Uyku Nedir?

Uyku insan hayatında sırrı tam olarak çözülememiş enteresan bir olaydır. Uykunun nasıl olduğunu bir bakıma hepimiz biliriz. Uyuyan bir insanda aşağıdaki durumlar gözlemlenir; Yatarak uyur. Gözleri...

Sarsakların Üzüntüsü

Ne acınasıdır anlayışı, önünü görmezce isteği, Ne korkunç, ne karanlık bir gece içinde Geçip gidiyor şu kısa yaşam. Bilinmez mi Doğanın gövdesel acılardan uzak, tininse Korkulardan, kuşkulardan sıyrılmış...

Shelter

Shelter bir şeytan çarpması örneğini başarılı şekilde perdeye yansıtıyor. Hayatta doğaüstü güçler mi, psikoloji mi yoksa Tanrı mı daha etkilidir? Sorunun cevabını bu filmde bulmak...

Çabuk Gider

takmadım kadınların boş triplerini geçerken seneler şöyle böyle ve çekip gidenlerin iç çekişlerini: asla, dönüş yok geri! ah güzeller, inleyen bedenler, ateşli arzuların şişirdiği taşakların kederi! değil mi ki kızlar çabuk...

Kanatlarımda Dünya

Bilinç ağında örülen gelişim, farkındalıkların artması ve doğru şekilde yaşama uyarlanmasıyla hayatsal bilincimizde kat edilen mesafelerin doğru izleri taşımasına sebeptir. Konular bazında bilinç; seçimlerimizin...

Astral Bir Acı: Faran ile Azra

Öfkeyle yerinden kalktı ve televizyonu kapattı. - Lanet olsun sana, umarım geberdiğini görürüm senin! Tek bir dilek hakkım olsa; senin ölümün için kullanırdım! Suratsız, ahlaksız! Böyle...

Bende Her Şey Çok Güzel

Şimdilerde bu koku sana ait değil. Sana ait her şey senin ihanetinle gitti. Eksilmek miydi bu? Sanmıyorum. Acıtmıyor artık. Çok deniyorum, seni düşünüp hüzünlenmeyi......

Fatih’i İstanbul’a Sokmayan Adam

Birçok büyük hükümdarın olduğu gibi, Fatih Sultan Mehmet'in de efsane ve öykülerde ismi geçmiş sıkça. İşte bunlardan biri... Fatih Sultan Mehmet İstanbul'a yerleştikten sonra,...