Yitik hayaller ve bir mezardır her şeyin açıklaması… Hayat denilen şey bir yalandır çoğu kez. Düşün ve taşın sonuç hep aynıdır; “Hiç…” Bazen düşünmek bile yetmez. Sadece fotoğraf vardır ve siz ve ölüm…
Sizce bir fotoğraf ne kadar gerçektir?
Ya da “o an” ne kadar sizindir?
Açık konuşarak şunu söylemeliyim ki; “Hiçbir zaman sizin olamayacaklar için hep tanrıya yalvardınız. “ Tanrı ise çok rahattı sanırım, sadece izlemekle yetindi ve sadece elinizden aldı. Hayatları, ümitleri, insanları, hayalleri, aşkları, özlemleri, sevgileri, adanmışlıkları… Hep aldı, hiçbir zaman vermedi.
Tanrı tüm resimlerde en rahat olandır. En rahat ve garantili yer onundur hep. Ama bu resimde tanrıyı aramayın. Çünkü ben bu fotoğrafın içindeki adamım ve her ne olduysa fotoğrafı çekerken, tanrıyı gözden kaçırdım. Deklanşöre bastığımda karşıma sadece ben ve ışık yansıması çıktı. Yani ben ve güneşin kaçaklığı…
Aramayın yalnızlığı bu resimde… Çünkü artık yalnız değilim ve tanrıyı aramıyorum mezarlıkta. Yitik bir umuttur bu resimdeki yansıma ve kaçan bir hayatı yakalama isteğidir. Bu yüzden bu fotoğrafta tanrıyı değil sadece beni arayın ve yalnız olmadığımı görün. Fotoğraflar biraz da bu yüzden vardır değil mi?
Bazı şeyleri unutup yok saymak için…
Can Murat DEMİR
ahh!tanrının insana en büyük armağanı ölüm..o kendince bir seçim yapıyor.yaşanmış ve yaşanacak tüm acıların sonu..nereye gittiğini bilmediğimiz insanların yasını tutarız mezarlıklarda..ya yaşadıklarını bildiklerimiz..ya bizim ölmeden gömdüklerimiz..tanrımı yaktı canımı? hayır..sadece onun ölümle ödüllendirilmemesini istiyorum..tanrıdan..