Tanrı, Korku ve Yalan: İnsanın Estetik Kendiyle Yüzleşmesi

Tanrı, evrende yer alan korkuların estetik simgeleşmiş halidir. Ölüm ve kendine yetememe duygusu da onun en sadık yoldaşlarıdır. İnsan ölümden korkar ve bu korkuyu büyüterek, daha paranoyak bir forma dönüştürür; sonunda kendi korkusunu kutsallaştırarak “Tanrı”yı icat eder.

Tanrı, insana hem huzur verir hem de onu kendi varlığının ağırlığı altında ezer. Bu yüzden tanrısal olanla insan arasındaki ilişki daima gerilim, bağımlılık ve kaçınılmaz bir özdeşlik içerir.

Yalan ve Yoldaşlık Süreci

Bu yoldaşlık, insanın mahvıdır. Çünkü insan her ne yaptıysa aslında kendine yapmıştır; korkularının eşiğinde Tanrı’ya sığınmıştır. Felsefi bir kılıfa bürünen bu ironi, adeta bir metot hatası gibidir.

Metotlarını yanlış kullanan insan, kendisine ihanet eder. Her yerde lanetlenmiş olan bu varlık, kendi lanetini “Tanrı” figüründe yeniden üretir. Böylece şizofrenik bir Evren-Yaratıcı profili kurgular.

İnsan, kendi kendine yalan söyler; bu yalanların gerçekliğini ispata girişir. Tanrısal soytarılık tarihi tam da böyle yazılmıştır. Evet, insan budur:
Her ne yaptıysa kendine yapmıştır. En süslü yalanlarını kendine saklamıştır. Ulu gerçekleri, cenneti, cehennemi, yargıyı, günahı, doğruları ve yanlışları… Hepsini kendi uydurmuştur.
İnsan, bu dünyadaki en büyük yalancıdır.

Tipik Paranoyak Vargı

İnsan Tanrı’dır, Tanrı da insandır. Her ikisi de sürekli korku içindedir. Bu korkunun ve paranoyanın kökenini izlemek kolay değildir; bu kadim bir acıdır.

Tanrı olmayı unutan insanın öyküsüdür bu. “Kendi olamamanın” ve “vazgeçişin” hüzünlü tarihidir.
Peki bu tarihi kim yazmıştır?
Yönetmen kimdir?
Cevaplar yine insandadır.

İnsanlığın yazdığı, insanın yönettiği en eski dram budur. Bir dramdır çünkü herkes için için ağlamaktadır.
İnsanlık, yaşayan ölüler sürüsüdür.

Korkunun Derinliği: Kendinden Korkmak

Her insan, hayattan ve onun türevlerinden korkar. Bu makul karşılanabilir. Ancak korktuğun şey kendinse, işte burada hastalıklı bir durum vardır. Kendisini en aşağı varlık olarak kabul eden insan, bunu yaparken hem geçmişine hem geleceğine küfreder. Tanrıyı yaratırken aslında kendi korkusunu tanrılaştırır.

Can Murat Demir

1 Yorum

  1. Mitolojik ögeler, masallar ya da sembolizmalar yorumlansaydı,
    Tanrı insanlığın geçmişinde gökten gelen kimi iyi kimi kötü olarak nitelenebilecek farklı dünyadışı ya da dış kökenli uygarlıklara işaret ederdi; Bu durumda bu gerçek olsaydı, Yani insanlığın dünya dışı gelişmiş bi zeka ile karşılaşması olasılığı mümkün olsaydı, insanlık dünyada bi ormanda yaşarken, gökten gelenlere Tanrı demesi de olağan olurdu, Ya da gökten gelip güç ve gövde gösterisi yapanlardan korkması çekinmesi ve belkiş de onlara tapınması da olağan olurdu değil mi? ama bu bir olasılık oalrak bile asılmıyor insan zihnine ya da insanlığın zihnine;

    Tanrı düşüncesinin insan zihninde ya da insanlığın zihninide, bilinçaltı ve belki bilinçdışı da aynı zamanda korku ve travmalara ya da öfkelere ve nefretlere kadar bağdaşık olduğu düşünülmeli, Ve belki bunu nedenleri incelenmeli, Tavmatik acılarını bastıran, unutan insanlar gibi, büyük insanlığın unutulmuş geçmiş büyük travmaları ve acıları oalbilir mi savı dillenmeli ve düşünülmeli, Bir mit sadece mit ve bir masal sadece bir masal değildir; Tabi ben demiyorum ya da diyemem böyle bir gerçeklik var ama bu bir olasılıksa bile düşünce ve yorum değişkenlerle derinleşmeli, En azından bu fikir bir sav olarak savlanmalı;

    Öte yandan Türk dilindeki tanrı,tengri, vikipedi sayfasında mogolca karşılığı “tenger” ve “tenger etseg” olarak geçen ifade ve kavram yani, denklik köküne işaret ediyor, Kutadgu biligde geçen tengerdi ifadesi denkleşirdi olarak çevrimlenmiş ve TDK buna yer vermiş; Yani bu isim ki belki bi isim bile değil çünkü ek alabiliyor; Öte yandan moğolcası yorumlanırsa ortaya “denk er” çıkar ya da “denk er etsek” , Anlamlıdır;
    Ama yanlış bilgi verme kistemem kuşun uçusu gibi tanımlamalardada tengerdi benzeri ifadesinin kullanıldığı örnekler var, Ama sonuç oalrak yine de denge ya da denklik köküne gidiyor çünkü kuşun uçuşuda dengelenmek olarak kavramsalalştırılabilri ya da gökte denge içinde yüzmek benzeir anlamlar;

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Bakış Yolları