Kalp bakireliğinin yanında seri bir cinsellikle bir kez daha kırılmıştı kalbi. Her ilişkisini piyanonun tuşlarına benzetiyordu. Her ilişkisini aşk sandığında daha sert...
Çocukluğum sanki onun göğsünde kabarmıştı.. Sınırlarımı aşarcasına huzurluydum. Kokusu ciğerlerime öyle işlemişti ki, sanki herkes onun gibi kokuyordu...
Gitmemesi gerekiyordu...
İkimizin de tek dileği...
bir sebebi yoktu bu yazının
bir anlamı olmadığı kadar
anlamı olmayan şeylerden kaçarcasına yakınlaşıyorum
onlara delice bağıran ben değilim
zaten içimdeki gerginlik bazen yok oluyor
o ses
ama...
“Çocuklarını Yiyen Satürn” iki ünlü tabloyu temsil eder. Tablolardan ilki Peter Paul Rubens, ikincisi ise 1819’da Madrid’de dünyaya gelen Francisco Goya tarafından...