Paranoya nedir sorunsalını veya doğasını anlamak için, ona paranoyakça yaklaşmak daha doğru olacaktır. Bu bağlamda paranoya, rahatsızlığın içinde ruhun huzurunu arama sanatı olarak görülebilir. İnsan, kendi içindeki haklı huzursuzluğu bu biçimde dışa vurur; günlük yaşamda güvende kalmayı ve yaşam süresini uzatmayı temsil eder. Paranoya hastalığı, öngörü yeteneği kazandırarak yaşanan tecrübeler ışığında önseziyi geliştirir ve geleceği tahmin etme kapasitesini artırır. Ortalama bir insanın davranışlarını ve içgüdülerini tahmin etmek kolay olduğundan, bu hiç de olanaksız değildir. Böylece paranoya, bir tür üstün yetenek bağışlar; kehanet veya öngörü yeteneği gibi. Ancak bu yeteneğin nasıl kullanılacağı tamamen kişinin elindedir.
Paranoya Bir Dünya Bahşeder: Sanatsal İlham ve Yetenek
Paranoya, hayatın geliştirilmesi ve yaşamın uzatılmasında bir ruh hastalığı olarak görülmemelidir; aksine, tıpkı aşk veya ölüm korkusu gibi bir duygu zehirlenmesidir. Farklı kılan, insanın bu durumdayken gerçeği ve olacakları önceden tahmin edebilmesidir. Aşk ve ölüm korkusunda gerçeklik algısı değişir; zaman kavramı uçar ve hiçlik sürekli yanımızdadır. Oysa paranoya, diğer duygu iklimlerinden ayrılır; çünkü hastalık, yetenekli ruhlarda sanatsal yaratıcılığa dönüşür. Müziğe, şiire veya farklı sanat biçimlerine ilham verir.
Şüphe ve aşırı endişe kaynağı olarak adlandırılan paranoya, her bireyde farklı semptomlarla ortaya çıkar. Hayatın her alanında olduğu gibi, hastalıklar da üstün yetenekli ruhlara farklı duyular kazandırır. Bu nedenle sanatçı ruhlar ve olağanüstü kişilikler, hastalıklara aldırış etmezler. Çünkü her hastalığın, onları farklı bir kapıya yönlendireceğini bilirler.
Can Murat Demir


Ben de bir paranoyağım…ama testi hayatta yaptım :) ve ayrıca içimde oluşturmuş olduğum başka biriyle konuşmaktayım…bazense beni öyle ele geçiriyor ki,başkalarını yoldan çıkarmada ustalaşıyorum… ve böyle duygusal sahneler, şiirler, hikayeler,duyunca beni daha da ele geçiriyor… aşktan korktuğum doğrudur… insanlara şüpheyle yaklaştığım da doğrudur…beni buyuk birinin uzaktan takip edip test ettiğine inandığım da doğrudur…
kimseye güvenmem, özellikle de bir kadına sadakati konusunda asla!ve başka nedenlerden dolayı da paranoyak biriyim…bazen üzüldüğüm de bundan zevk alırım. ve güzel şiirler yazarım…
onlardan birini sizlerle paylaşmak isterim… eğer yasak değilse…
Yaprak onu ağaçtan alıp götürsün diye rüzgarı beklediği gibi bekler bazen insanoğlu…
bazen de kırılmayı bekleyen sessiz bir tas gibi sessizce…
iste bende o rüzgarın o yaprağı o ağaçtan alıp götürsün diye koşarken çarptığı,
yüzünden, dudaklarından, saçlarının arasından süzülüp geçtiği o insan oğluyum…
Ve bazen dokunmak isterim o rüzgar gibi…
okşamak isterim uzaktan sevmeye mahkum olduğum halde…
sevgiyle bakarken korkuttuğum halde…
bazense dokunup hissettiğinin onu hayal ederken yalnızlık mahkemesinde anlayanım…
hayatim tas gibi sessiz, rüzgar gibi hızlı geçip giderken ben mumun fitilini saran ateş gibi dolanırım düşüncelerimin başına…
Güzel bir şiir, ben her zaman hastalıklı ve acı çeken insanların özel olduğuna inananlardanım… iyi ki uğradınız, hoşgeldiniz.
şizofren olmak iyidir Ercan :) sakın yok edebiyat yok felsefe gibi şeylerle o nimeti harcama, Can’a inanıpta :) delilik iyidir takıl sen … arada bi duvarla da konuş hep kendinle konuşma bu arada, yön degiştirme…. :)
nimet mi? edebiyat ve felsefe asıl nimettir hanımefendi :)
şizofreni de iyidir Ercan, tabii edebiyata, sanata ve felsefeye yönelirsen, yoksa ki mazallah direk tımarhanelik olursun, bu fazladan enerjiyi boşaltmazsan başına kötü şeyler gelebilir… eğer sadece şizofren olursan ki artık şizofrenler toplumsal hayata karışabiliyorlar, sana sadece deli derler…
ya ben de bazen kendi kendime konuşuyorum ev arkadaşım korkmaya başladı ama herhalde olsam olsam ben şizofren olurum…
tamam düşünüyorum , düşündüm , düşünüyorlar :)
bunun için teste gerek yoktu ki …. :)
cadılık yapma paranoyaklık çok yaratıcı bir kere ayrıca sevgilini korumaya da yarıyor…
bir düşün ne tehlikelerden koruyacak bizi? düşün lütfen :)
bu arada internette yaptığım testlerde paranoyak çıktım, metnin yazarı olarak bunu da belirteyim istedim..