Ana SayfaDenemeSomurtkanlığımız

Somurtkanlığımız

Hayat nedir? Bu soru bir anlama meramı üzerine değil sadece hayatın ne kadar yavan ve sığ olduğunu vurgulamak içindir. Hastalıklı vücutların dünyası olarak hayat… Hayat, karşımıza şizofren birinin gördüğü hayaller gibi çıkar bazen, bazen de toplu bir yanılsamadır sanki.

Toplu histerinin hâkim olduğu korkuyla dolu olan bu insanlar kendilerine bir hayat tanımı bulmuşlardı. Bunun adına “yaşam” dediler. İşte asıl sorun da burada başlar; tanımlamalar ve bu tanımlamaların içerdiği değerler açısından kısaca hayatın nelerle yüklü olduğu sorunudur bu.

Delilerin yaşamı ölümden beterdir…
(Jesus Sirach, 22,12)

Hayatın rengi hakkında

Evet, nedir bu renk ya da bu rengin hangi ruhlardan beslendiği sorusu… Hayat beyaz mıdır ya da kara mıdır sorusu üzerine düşündüğümde karşıma iki tane ruhsal durum çıkar. 1) Saçma şekilde her şeyi eğlenceye indirgeyen neşeli ruh ki içeriği oldukça yavan ve gereksizdir ve hayatı beceremez, 2) Hayatın eğlenceli yanını yanında karanlılığın ağır bastığını ve bunun acısını her yerinde hisseden biraz bencillik ve ümitsizlik barındıran bir ruh.

Bizim amacımız bu yazıda bu 2. sırada bulunan ruhun neden bu kadar acıya meyilli olduğunun sebebini irdelemektir.

Neden bu kadar acıya ve karamsarlığa meyilliyiz sorusunu kendimize sorduğumuzda pek iç acıcı ya da net cevaplar alınmaz. Çünkü kişi kendisinin bu halinden memnun değildir ve genelde bu ruh iklimi istenmez, sadece belirsiz aralıklarla yaşanır o kadar. Peki, bu ruh türünde neden bu kadar ümitsizlik hakimdir? Çünkü ona göre insanlığın ne kadar sığ bir topluluk olduğunu görmemek başlı başına bir aptallıktır. Bu aptallığı görüp de buna ayak diremeyen insanlık bu yüzden 2. ruha göre çok büyük ve ölümcül bir hatayı sürekli yinelemektedir.

Yanan alevler içinde insanlık 2.ruh için devasa acıyla yoğrulmuş bir süreçtir. Bir zamansaldır, tüm kanında dolaşan. İşte bu yüzden hayat onun kafasında; var oluşuyla ilintili olarak çalışan bir değerdir. (Karanlık ve bir o kadarda ona ait olan biricik acısı) Evet bu yüzden 2.ruh kendisini hayatın emrine değil de onu izleyerek sarsmaya çalışır, ya da bu çabayı bir angarya olarak tanımlar ve kendisini melankoliye – karamsarlığa bırakır. Çünkü nihayeti görür. Çünkü bu sorunsalı, (hayatı, insanlığın durumunu vs.) ne kadar yazarsa ve okursa, hatta düşünürse dünyanın sefaletini bir o kadar daha hisseder. Bu şey onu yazdıkça, düşündükçe çoğalan etkisiyle hapseder, tüm karanlığıyla. Bu yüzden yazanların çoğu ümitsizdir, çünkü gerçekleri görmeye isteklidirler, rüyadan uzak dünyalarında. Bu yüzden zor, tatminsiz, somurtkan ve karamsarızdır; ne dersiniz? Bence tüm cevaplar ve sorular bu sonucun yani bu ruh hallerinin türevleridir.

Evet, hayat, 2. ruhlara -yani karamsarlara- acı çektirir, çünkü sefaletini gördüğümüz dünyanın ve insanlığın bize verdiği acıyla eş değerdir düşündüklerimiz. Biz bu anlamda hayatı nasıl korkuturuz cevabını almak için karamsarlığımıza sarılanlarız. Hayatı yeniden çekip çevirmek için onu sallamak için onun en hassas yerlerini düşünenleriz belki de. Kasvetli, karanlık, kül rengindeki ruhlarımız sürekli bu ateşin elindedir ve tüm yazacaklarımız… Bunlar kesinlikle var oluşumuzun fenomenleridir, anlayamadığımız ama sıkıca sarıldığımız özlerimizdir.

Somurtkan ruhlar size ne fayda sevinçten?
Karanlık varken…
Vazgeçin bu hayattan ve melodilerinden.
Her şeyden umutsuzca,
Çırpınırken…

Melodiler de somurtkanlara aynı şey için hizmet eder. Melankolinin ağırlığındaki vücutlarımız her zaman müzik denilen yoldaşı arar durur. İnip çıkan melodilerin ruhlardaki ağırlığı hiçbir şeyle ölçülemez, bu bizim aşkımızdır, biriciğimiz ve ayrılmaz parçamız. Müzik tüm bu sayılan ruh hallerinin metafiziğini analiz etme de mükemmel bir araçtır. Bu açıdan müzik bir kurtuluştan ziyade bir ortaklık arayışıyla ilgili olarak şekillenir. Çünkü müzik, bir kabul etmeyi değil, tamamıyla dünyayı ve hayatı bir zehir gibi tüm vücutta hissetmeyi sağlar. 2.ruh dediğimiz form (somurtkanlar), müziği, bu metafizik halin (acının ritüeli) çok daha fazla derinlerine inmek için kullanan bir çaba içindedir. Bu yüzden müzikte bir kurtuluş vaat etmez; “aynı acının sürekli üstüne giden bir alışkanlık” sergiler. Tüm tözler gibi müzik te, bu alışkanlığa evet der ve onu kucağına alarak daha da şımartır. Bu tehditkâr müptelalık hayatın tüm dallarında egemen bir duygudur; aşk, din, sanat, edebiyat, müzik vs…

Sonuç olarak;

Ne yaparsak yapalım bu değişmeyecektir. Kısaca, ruhların bazıları ölmeyi bazıları yaşamayı seçer, bazıları da bu dünyada ölü gibi yaşamayı. Bu seçim aşaması karakterle ilgili olarak şekillenir. İnsan sürekli seçer bu bazen acıdır bezen de neşedir. Hangisinin birbirinden doğduğunu bilemeyiz; belki de acıdır tüm yaşamın tözü. (2.ruhlara göre olabilir). Ama şu kesin bir şey ki tüm somurtkan ruhlar hayattan memnun değil; çünkü yaşanan dünyayla onların kurguladığı dünya çok farklı yerlerde vücut buluyor. Ve bunun acısı onları yaşatıyor; sürekli yaratmaya teşvik ederek.

Umarım beni anlayan birileri bulunur bu dünyada ya da neden bu şeyleri yazma gereksinimi duyduğumu. Çünkü somurtkanlığımızın bir diğer nedeni de bizim gibi düşünenlerin azlığıdır, ya da yokluğudur.

Hayatı zehirleyen neşeli bir sürüdür insanlık.

 

Can Murat Demir

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

BAŞLIKLAR

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Ortak Bilinçaltı

Freud’la birlikte Carl Jung (1875–1961), muhtemelen en çok tanınan modern psikologdur. Aslında Freud ile bağlantılı olsa da, meslek hayatının ilk evrelerinde ustadan ayrılmış ve...

Ego Nedir?

Ego, bir insan niteliğidir, varoluşun en önemli sacayaklarından biridir. Hem üstünlük hem de alçaklık barındırır, sıradan insanlarda bir mahvoluşu, yetenekli insanların ellerinde ise bir...

Yalnızlığınla Yaşamak

“Evet, bu çocuk tam bir bok parçası! Beni anlıyor musun? Bu kahrolası çocuk tanrının senin rahmine sıçtığı bir bok parçası…” Babamın sesi odamın kapısını tırmalıyor,...

Çağdaş Sosyoloji Kuramları (Kitap Özeti)

“Kuramlar” insan aklının daha doğrusu düşünmesinin önemli araçlarından biridir. Özellikle sosyal bilimlerde bu tarz yardımcı araçlara oldukça fazla ihtiyaç duyarız zira “sosyal bilimler” oldukça...

Ecco Homo

Bu yakında insanlığın karşısına, şimdiye dek ona yöneltilmiş en çetin istekle çıkacağımı göz önüne alarak, önce kim olduğumu söylemeyi gerekli buluyorum. Aslında bilinmeliydi bu:...

Sleepy Hollow

Sleepy Hollow bir dedektif ve bilim adamı olan Ichabod Crane'nin görevlendirildiği seri cinayetleri konu ediniyor. Ancak bu garip dedektif pek de hoş karşılanmaz. Çünkü...

Yaratıcı Evrim

Yirminci yüzyılın ilk yıllarında irrasyonalizmin gittikçe artan beğenirliğini ikna edici ve mantıklı bir dille ifade eden, College de France’da felsefe profesörü olan Henri Bergson...

O Gelince

O gelince şimşek çakar gül yüzüne Yağmur çiselemeye başlar mısralarıma. O gelince, Beni ne kadar çok tanıdığını Öyle bir hissettirir ki Sır gibi kendimden bile sakladığım alınganlıklarım Utanırlar. O gelince, Güzel bir...

Murakami’nin Kadınsız Erkekler’i

Türkiye’de hatırı sayılır bir hayran kitlesi olan Japon yazar Haruki Murakami’nin öykülerinin yer aldığı yeni kitabı Kadınsız Erkekler, Doğan Kitap etiketiyle ocakta raflarda olacak....

Hegel’in İdealizmi Üzerine

İnsanların zamanın tüm çağlarında, kendileri için üstün bir disiplin yaratma çabası olmuştur. Bu ortaçağda kilise tarafından törpülenmeye çalışılmış olsa da feodal egemen sınıf tarafından saklanmış,...

The Passion of the Christ

Passion of the Christ Türkçe'siyle Tutku: İsa'nın Çilesi... Dini filmlerden hoşlanmayan biri olarak şu zamana kadar izlediğim en sarsıcı ve nefret dolu yapımlardan biri. Mel...

Kurt Cobain’in İntihar Mektubu

Kurt Donald Cobain (20 Şubat 1967 - 5 Nisan 1994), ABD'li şarkıcı-söz yazarı, müzisyen ve sanatçı, Nirvana grubunun vokali, ritim ve solo gitaristidir. Cobain, 1985 yılında...

Her Bir Şey Her Şey’e mi Bağlıdır?

Her Bir şey ve Her şey, var olanların tümünün içeriği olan iki noktanın sıfatlarıdır. Her Bir şey’den açıklamaya başlarsanız, başladığınız herhangi bir şey Başlangıç olmuş...

Hegel ve Heidegger

Filozoflar her şeyden önce şahsına münhasır kişilerdir. Filozofları filozof yapan her şeyden önce onların bu özelliğidir. Bu nedenle filozoflar irfanı, vicdanı ve aklı hür...

Sevgilim Söyle Bana, Biz Neyiz?

Sevgilim; Biliyorum kızacaksın ama yine de bu satırları yazmak istedim. Çünkü bazı şeyleri diğer insanlara hatırlatma vakti geldi de geçiyor. Unutma, bu bizim görevimiz. Rehber...