Memlekette okuyan insan kalmasın diye tüm personel servisleri el ele vermiş, arabalarının dikiz aynalarına yapıştırdıkları el yazmalarıyla, dalga geçer ya da düğüne gider gibi...
"SÖZ" SÖYLENMEYİ BEKLİYORDU...
Bu bekleyiş bir dilsizin son umuduydu. Kitaplar da para etmiyor bu yokluğa. Söze ne hacet? -Ne hazindir efendim, ne acıdır: en yüce...
bir bahar daha geçti
saplantılardan taziyelere,
otlakçılıktan meziyetlere uzanan.
hiç derdi olmadığı halde harlayan Ocak
marul yetiştiren toprağa,
adı konulmuş caddelerin
zamandan bir haber ayak parmakları,
cezaevi voltalarındaki tespih seslerine karışıyordu.
dişlerini...
İnsanlar beni çok aldattı komutanım. Onlara hep kandım. Bu da yetmezmiş gibi onlara inandım biliyor musun? Küçük ama tehlikeli oyunlarını hiçbir zaman göremedim. Körmüşüm....