Ana SayfaDenemeFelsefe Nedir, Ne Değildir?

Felsefe Nedir, Ne Değildir?

Felsefe, radarı açık bir sezgi makinesini öngörür. Bu makine bazen insan bazense ruhlardan ibarettir. Kavramlarla boğuşan hem ruh hem de insanlardır. Aydınlık gibi görünse de ayak izlerini takip etmek zordur. Burası sıradanlığın cehennemi gibidir.

Bir kas grubunun çalışmasını düşünün. Kavramlar esnerken zihin bu aktiviteye enerji sağlayan bir akü gibidir. (İşte felsefenin hizmet alanı budur).

Evet, felsefenin uğraş alanı kavramlardır. Bunu daha önceki birçok yazımda tekrar ettim. Felsefe yapma edimi bu sebeple kaygan bir zeminde cereyan eder. Kavramlar ise her zaman tehlikelidir. Felsefe ise dik kafalıdır, bildiğinden şaşmaz. Oynak bir zeminde hareket eder ama kendini sürekli geliştirir. Bu şu demektir: Akademik kürsü yobazlığını, bilimsel saplantıları vs. kabullenemez. O, özgür bir insan prototipinin bu dünyadaki temsilidir.

Felsefe, boşluğu örmeye/üretmeye çalışır ama kendince…

Bu bir sanattır. Keşfedilen her kavram, insana ve hayata yeni şeyler yükler. Doğuştan boş bir levha olan insan ruhunu damıtmaya ve doldurmaya çalışır. Tanrı da felsefe yapmayı emreder. Bu yüzden tüm ayetler birer aforizmadır. Aforoz edilen her ruh bu aforizmalardan hayat bulmayı diler. Hayat kısaca budur. Felsefe yapmadaki asıl amaç budur, içi boşaltılan bu hayatı yaşanabilir hale getirmek…

Felsefe, nicel değil nitel olanla ilgilenir. Kısaca nitel olana değil nicel olana atıf yapar. Ona göre nicel olan tüketime açıktır ve incelenmeye tabi tutulamaz. Filozof bu yüzden aritmetikten hoşlanmaz ve daha çok kavram simyageri gibi çalışır. Laboratuvarı ise tüm evrendir. Sonsuzluğun korkutmadığı tek yer felsefenin ilgi alanıdır.

Felsefe, insanın tekrar tekrar doğurulduğu mecradır.

Felsefe doğal olana meyillidir. Bozulmuş, ahengini yitirmiş şeylerle ilgilenmez. İlgilense de bunun insan için olmadığını müjdeler. Felsefe ve bilim işte tam burada birbirinden ayrılır. Bilimin sabit gerçeklerinden hoşlanmayan felsefi düşünüş onunla asla kardeş olamaz. Bilim ve felsefe kanlı bıçaklı birer ezeli düşman gibidir. Bilimin asıl kaynağı felsefe olmasına rağmen bilimin bu nankörlüğü felsefeyi kendisinden soğutmuştur.

Soyut ve dokunulmamış, somut ama dönüştürülmemiş olan her şey felsefenin alanına girer.

Felsefe, yüksek bir zihni ve gelişmeye açık bir aklı öngörür. Bunu şu yüzden ister: Tüm evren doğuma açık bir fabrikadır. Sürekli üretim olduğu için gözünü açık tutmalı ve her daim zinde olmalısın. Buradan şu erken sonuca da varmamız mümkün: Felsefe birçok düşüncenin yarıştığı bir olimpiyat gibidir. Galipler sürekli değişir.

Felsefe sonsuzluğa gebedir.

Bu özelliği onun dişiliğinden ve anaçlığından ileri gelir. Her doğum bir eser, her eser ise fikri bir yaratmadır. Sonsuz olandan bağımsız olan hiçbir şey felsefenin uğraş alanına giremez. Felsefe sonu olmayan bir maceradır. Filozof ise bir arı gibi felsefenin kovanına bal taşır. Petek petek fikir akıtan filozof, kavramların dünyasında kavramlarla sevişir. Her şey doğal olana yaklaşmak içindir. Filozof, kavramlar deryasında metafizik ile ilişkiye girerek sonsuzluğun ırmağında yüzer. Bu ırmak hiçbir zaman berrak değildir.

Felsefe, içinde taşıdığı çeşit çeşit materyallerle zenginleşerek insanlığa emanettir. O, şehvetli bir kadındır. Salyasını silemeyen erkeğine –insanlığa- hayatı öğretmeyi amaçlar. Sıradanlığın cirit attığı insan familyasının kendisine dönmesini bekler durur.

Can Murat Demir

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

!F İstanbul Bağımsız Filmler Festivali 24 Şubat’ta Samsun’da

!f İstanbul Film Fesivali - Samsun Eşzamanlı Film Gösterimi Etkinlikleri Samsun'da Başlıyor! 6. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali - Samsun Eş zamanlı Film Gösterimi Etkinlikleri,...

Görünenden Fazlası Medya Analizlerine Giriş (Kitap Özeti)

Görünenden Fazlası Medya Analizlerine Giriş medya ve iletişim öğrencileri ve iletişimin sosyal boyutlarına eğilmek isteyen iletişim meraklıları için harika bir metin. Oldukça ayrıntılı teknik...

Dinlenmeyen Aşk

Kara, yağmura doğru, Rüzgara karşı, buğulu Uçurumlar arasından, Sislerin ortasından, Yılmadan! Durmadan! Sıkılmadan! Yorulmadan! Daha çok gam üstlenip Yaşamak isterim ben, Hayatın gani tadını alıp Taşımaktansa mütemadiyen. Onca meyiller muzdarip Kalpten kalbe akar, Aman, nasıl da...

Yüksek Varlık Hz. İsa’nın Süregelen Vazifesi

Hıristiyanların Christ dediği bu Yüksek Varlık, Doğu’da Bodhi-sattva ve Lord Maitreya olarak bilinir ve Müslümanlar’ca da İmam Mehdî adı altında beklenir. İ.Ö. 600 yıllarından...

Aşk, Erkek, Kadın

Uyku, geceyle sevişmenin bir diğer adıdır. Ve her sevişme yeni bir acının sana rağmen tekrarlanmasıdır. Kadın, aşkın sadece habercisi değildir. O aynı zamanda elinde kırbacıyla...

Hayyam Rubaileri -XV-

281. Şarap küpü önüne serdik seccademizi; Şarap yakutuyla adam ettik kendimizi; Umudumuz, meyhanede yeniden bulmak Camide, medresede yiten günlerimizi. 282. Ben çimen Mısrının Yusufuyum, dedi gül; Dilimden altın, yakut saçılır, dedi...

Ölüm ve Felsefe: İki Yoldaşın Hikayesi

Ölüm geldiğinde İnsan ne düşünür? Ona göre ölüm ne kadar gerçektir? Ölüm bir bitiş mi yoksa başlangıç mıdır? Ölüm hakkında bezirgânlık yapmak sadece tanrının...

Lucretius’un Şiiri Üzerine

Batı düşünürleri, bunlar arasında özellikle felsefe tarihçileri, De Rerum Natura'daki gibi en derin felsefe konularını, varlık sorunlarını Epikuros'tan aldığını, kendiliğinden bir nesne katmadığını açık...

Terketmek

Sonra farkına varıyordum bu bedenimin içinde hissettiğim ruh bana ait değildi. Nefes alıyordum, iyiydimzda. ama sonra bedenimin acılara yenik düştüğünü hissediyordum. Tamamlanmamış bir hikâyenin...

Ucube ve Hayatın Güzelliği

Ucube... Hayatın en güzel anında gelip yanınıza oturur. İçten içe çirkin bir ucube... Ses tonu midenizi bulandırır. Nefesi leş gibi kokar. Hastalığını bulaştırmak ister...

Sonbahar ve Sen

Sonbahar, adı üstünde son liman. Sen olmadan nasıl geçecek göreceğiz. Dediğin gibi "sensizlik ağır bir ölüm " mü yoksa "mutlak bir sessizlik" mi olacak...

Azap Diyarı

Tanrı, sevgiyi bıraktı dünyaya, emanet etti onu insan doğasına. Ve o andan itibaren kimi anlayamadığı için, kimine ağır geldiği için azap diyarı adında bir...

Büyük Randevu

Ben kimim, neyim, nereden nereye gidiyorum, son amacım nedir, varlığım, özüm nasıldır? Dünya'mız ve üzerindeki canlılar "mukadder son'a" doğru, "zaman enerjisinin" istenen yoğunluğa ulaşmasına kadar, kendi...

O Taraçaların

O taraçaların en üstlerinden biz kuşları daim büyüyen sen Her gece çiçekli bir dal yapan omuzlarından o kuşlar biz o canım Arabanın kollarına O kuşlarınız biz kıvılcımlardan...

Sapkınlık Üzerine

İzleyen bölümler, Aziz Thomas’ın Summa Theologica adlı eserinde yer alan “Sapkınlık Üzerine” başlıklı yazısından alınmıştır. Aquinas’ın bu konudaki bakış açısı “Onları gelmeye zorla” (Luka,...