Hayat Işığım

Kalabalıkların bulanık yüzlerinde, hiç bitmeyen telaşlı hallerinde, yaşamaya çalıştıkları en karmaşık duygularında gördüm seni!

Kime sorsan, adı aşktır belki? Oysa aşktan bir adım sonrasıydı, yürek kapılarımı içerden açışındı, o an’dı…

Yorgun ayakkabıların henüz bitmemiş yollarında, günlerce- gecelerce, zamanın avunulmuş isimlerince aradığım sen! Meğer BEN’DEYMİŞSİN!

Çocuk zamanlarımızın yalnız sokak başlarında yanan lambalarında, koşarak geçeceğimiz o bitmek bilmeyen karanlığımızda, bir ışıktan diğerine miras korkularımızla, son bulan telaşın ilk tebessümü olmuşsun: SEN’MİŞSİN!

Kıymetli olanın, kıymet vermek olduğu anlaşıldığında, bilinenlerin her harfinde, seslerinde, bir araya gelerek kurabilecekleri anlamlı cümlelerin ihtimallerinde; bir başına her şeye bürünüşünü gördüm, tanıdım seni!

Özgürlüğümün özgürlüğüydü yağmurda koşmak. Varamadığım o yermiş varlığın. Sana koşmakmış nefesimin yanışı, terimin akışı. Ay ışığına iliştiğim anların, gecelerce ve mesafelerce yayılışıymış, odana bıraktığım o buğuymuş.

Akıp giden hayatlarca, tanımadığımız şehirlerce, yabancı diyarların bilindik gülüşleriyle ama en çok yokluk sancılarıyla kucaklaşırken senli gördüğüm, senli bildiğim her şey; bir şeye dönüştü! BANA…

Aklımın seslerinde bir akşamüstüydü; hani gün karanlığı üzerine henüz çekmemiş, hani son ışıklar yüzleri henüz terk etmemiş… O dar vakitlerin aşk sözlerinde, vedalaşma anlarında, karın açlığı – beden yorgunluklarında, uykunun kendini hatırlatışlarında, gözlerimin ufka hapsiydi. Fikrimin senli seslenişi, yüreğimin sende atışıydı… Görünce anladım, tanıdım SENİ!

Bazı akşamlar başka kokardı. Bilirdik ki, onlar farklı zamanlardan kalmaydı. Hangi zamandı ki onlar?  Yetişemeyip, geç kaldığımız? Gün aydınlığını uğurlarken, gelmesini beklediğim akşamdın. Görünce anladım, tanıdım seni!

Gizem diyarlarından geçerken akıl; izsizliğinde, yolsuzluğunda, kaybolmuş duyguların telaşlarında, anlamlı – anlamsız seslenişlerinde, alacakaranlık düşlerin içine beliren ışıltısın. Topraklarıma yansıdığında gördüm, tanıdım seni!

Ve sen, bir (ilk)bahar sabahı gibi ışığınla hayatı uyandırdın. Senli renklere uyandığımda gördüm, tanıdım beni!

Serdar Bayraktar

Serdar Bayraktar
Serdar Bayraktarhttp://www.felsefehayat.net
1984 Ankara doğumlu, memur bir ailenin küçük çocuğuyum. İlk ve orta dereceli okulları Ankara'da okudum. Niğde Üniversitesi Radyo Tv Yayımcılığı 2006 yılı mezunuyum. Resim ve müziğin de önemli yeri olduğu hayatımda yazmak çok daha heyecan verici bir duygu. Bu yüzden yazmayı her şeyin önünde tutuyorum. Ankara'ya aşığım ve hayatımı orada devam ettiriyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR