Ana SayfaÇ(alıntı)Nietzsche ve Bataille

Nietzsche ve Bataille

Bataille’ın çıkış noktası Nietzsche’dir. Nietzsche’nin felsefeyi ele alış biçimini benimsemiş ve onun açtığı yolda,insanlık serüvenini daha ileriye götürmek istemiştir. Bataille’ı daha iyi kavrayabilmek için Nietzsche’nin felsefede açtığı yolu irdelemek gerekmektedir. Bunun için çok kısa olarak XIX. yüzyıl Alman felsefesine bakalım. Felsefe tarihini incelediğimizde, Kant’ın büyük bir dönüm noktasını temsil ettiğini görürüz. Kant felsefeyi göklerden yere indirmiş bir filozoftur. Bilgiyi göklerde değil insanda aramak gerektiğini ileri sürmüştür. Bireyden yola çıkarak bilginin ve eylemin olabilirini, sınırını araştırmıştır. XX. yüzyıl bilimler felsefesi, ahlak felsefesi kaynağını Kant’ta bulur.

Kant’ın tam zıddındaki bir konuma yerleşen Hegel tüm evrenin gizini çözmeye yönelmiş ve mutlak sistemini kurmuştur. Tarihe, devlete mutlak bir değer atfeden Hegel bireyi sistemin bir hizmetçisi olarak görmüştür. XIX. yüzyıl Alman felsefesine baktığımızda, bireyin ya bilginin, ya da mutlak bir sistemin aracısı olduğunu görüyoruz. Birey tam bir baskı altındadır.

nietszsche-felsefe-hayat

Nietzsche işte bu noktada bir patlayış olarak ortaya çıkar. Kant’ın ve Hegel’in düşüncelerini yadsıyan Nietzsche kendi görüşlerini hissettiklerini doğrudan tek doğru olarak sunar. Burada bireyin tüm otoritelere başkaldırısını görüyoruz. Kendisinden önceki tüm sistemleri parçalayan Nietzsche bireyin mutlak özgürlüğünün peşine düşer. Bireyin önündeki engeller olarak gördüğü Tanrı’yı, Hıristiyanlığı, egemen ahlakı fırlatıp atar.

Nihilizme doğru giden Nietzsche bundan iç deneyimle çıkar. Nietzsche günlük bireysel yaşamı aşarak varlığın felsefik yaşamına ulaşır. Ve bu fikirlerle dopdolu içsel yaşamı yapıtlarına aktarır. Nietzsche’nin hiç sınır tanımayan içsel yaşamı çılgınlıkla son bulur. Nietzsche’nin yaşamının bu devinimi Bataille’ın fikirlerini derinden etkiler. Ve kendi yaşamını onunkiyle paralel nitelikte bulur. “Nietzsche üzerine” adlı yapıtında Nietzsche ile kendisinin fikirleri, yazdıkları birbiri içine girer. Bataille, Nietzsche ile birlikte iç deneyime girer. Tüm bunlara rağmen Bataille ile Nietzsche arasında önemli farklar vardır.

Bataille’ın insanı saldırgan değildir, içe dönüktür ve Nietzsche’nin üstün insanından farklıdır.

Nietzsche, insanı tanrı otoritesinden kurtardıktan sonra Tanrı’nın gücüne sahip kılmıştır. Bataille bunun bir varsayım olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını düşünmüştür? Hatta Nietzsche’nin güç istenci ve üstün insan kavramlarının eylem düzeyinde değil, tinsel düzlemde düşündüğü yorumunu yapmıştır. Bataille’ın bu içe dönük tavrı onu gizemsel bir yöne sürüklemiştir. Bataille’ın iç deneyimin otorite olduğu bir dini oluşturmak istediği de bir gerçektir.

Yapıtlarında sürekli olarak bir topluluk oluşturmaktan söz etmiş ve iç deneyimlerin ancak başkalarının iç deneyimleriyle birleştiği anda önemli olduğunu belirtmiştir. Bu düşünceleri onu varoluşçu Hıristiyan filozof Gabriel Marcel’e çok yaklaştırmaktadır. Bataille iç deneyiminde, ortaçağ gizemcilerine özgü ateş, alev imgelerine geniş yer vermektedir. Nietzsche, insanı, tüm enerjisiyle eyleme yöneltirken Bataille tanrısız bir din oluşturma gayretiyle insanı içsel devinime yöneltmektedir.

İç Deney -Çevirmenin Önsözü
Mehmet Mukadder Yakupoğlu / Georges Bataille

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

1 Yorum

  1. “Geçmişte yaşanan her ne ise, üzeri örtülerek, zorla unutturularak, sahte bir yüzleşmeye tabii tutulduğunda suç ve suçluluk duygusu azalmıyor tam tersine şiddetiyle artıyor.” -Jean Amery-

    Ve bu durum kişinin kendine işkence etmesi gibi çeşitli boyutlara ulaşır. Stirner’in vicdan eleştirisi ve Bataille’ın iç deneyi “alt edilmişliğin üstesinden gelme”nin, “suç ve kefaretin ötesinde” (Amery) bir yaşamın olası olduğuna ışık tutar. Yara alan psişik yapı vicdan mağarasına düşmeden yaralarını kurban-suçlu kategorisine göre değil -zira her suçlu bir kurbandır ve her kurban bir suçludur vicdan tuzağında-, âhlâksal değerlere yer vermeksizin, içtepinin içgüdüyü baskılamasına ve zekânın yönlendirici gücü tarafından ezilmesine izin vermeksizin bir diriliş ya da bir yenilenme yaratarak iyileştirebilir.

    H İbrahim Türkdoğan

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR