Şiirsel üst erkekliğimi ayaklandıran bu dişi, her gece beni içine alıyordu. Hem tecavüz, hem de aşk bir aradaydı. Keskinlik yoktu, sadece iki tenin arasında...
Sokaklarda hayatı öğretip, tanrıyı öğütleyen peygamber gördüğü her insana ahlakı anlattı. Tıpkı Zerdüşt gibi yalnızdı. Kalabalığa yanaştı ve beklemeden sordu:
- Hayatı göreniniz oldu mu?
Kalabalık:...
Düş bahçemi darmadağın eden bu canavarı rüyalarımda tanıdım. Kendisi gaipten gelmiş gibiydi. Geniş omuzlu, sert bakışlı ve ne istediğini bilen biriydi. Ya da şeydi....
Jerzy efsanelerde yaşamaz. O da tıpkı bizim gibi düşünmeyi sever. Şüphecilik. Önce şüphe etmeniz gerekir öğrenme sürecinde. Sonra başka bir el gelir sanki sizleri...