Ana SayfaDenemeKendini Terketmek

Kendini Terketmek

İnsan kendisini nasıl doğurur? Daha açık ifadeyle kendisini nasıl terk eder? Gerçekliğin farkına varma sürecinde kendisine tekrardan nasıl dönebilir? Bu mümkün mü? Gündelik hayat buna izin verir mi? Sıradan bir insanın yapabileceği bir şey midir? Bazılarına göre bu soruların cevaplarını düşünmek bile saçma gelir. İşte ben bunun saçma olmadığını düşününler için bu satırları yazıyorum. Bu yüzden benim ölçüm farklı yaratılanlara dair bir ölçüdür. Çünkü kendini terk etme yeteneği nadiren vuku bulan ve kendiliğinden o ruha bahşedilen bir yetenektir. Soruların aslı itibariyle varoluşa ve karaktere atıfta bulunması da sıradanlığı kesinlikle saf dışı etmektedir. İşte bu noktada kendini terk et sloganının sıradanlığı kaldırmayacağı aşikârdır.

Cevap: İnsan bu hayatta ancak kendini terk ederek gerçek olana ulaşır. Gerçek olan hayat verir, enerjini emer ve ruhu yükseltir. Yorucu ve bir o kadar meşakkatli bir sevgilidir. Bunu yaşayan ruh o yalnızlığı ve yorgunluğu hiç düşünmez, onun için önemli olan şey o anki haz ve uçuş evresidir. Kendini terk etmek tadılmamış ve solunmamış tertemiz bir dünyanın kapılarını açar. Sıradan bir eziyetin (insanın) terk edilmesidir. Varoluşun en önemli sınavıdır, yaratıcı ruhların zevk şölenidir. Akıcı bir konçerto gibi sizi sarar, bu dünyadan caymanın en önemli sebebini sunar. Kendini terk etmek bu yüzden en zor olandır, acının tenden sıyrılmasıdır.

Peki, hayat denilen bu kilidin açılması ve huzur neden bu denli zordur? Evet, hayat zordur. Anahtarcı genelde tanrı ve peygamber gibi görünse de tamamen illüzyondur, körlüktür. Kendi terk etme fenomeni tam olarak burada devreye girer. Öyle ki; her babayiğidin harcı değildir. Hele ki inançlı ineklerin ve özellikle de tanrı uşaklarının… Yalakalık ve bezirgânlık onların ortak özelliğidir. Ancak biricik olan ruhta ise kendine has olan ölümcül silahlar vardır. Bu özellikler onu diğerlerinden ayırır, yani imanlılardan… Zehirsiz ve saf olan biricik bu silahları kullanarak kendisini dış dünyaya karşı izole eder. Yaratıcılık ve yok etme içgüdüsüyle tanrısal olandan (din, misyonerlik, müminlik) tamamen ayrılır. Tanrısal olan -ki sıradandır- özünde yıkılmışlık ve yoz bir anlayış barındırır. Buradan şu sonuca varabiliriz: Mistik insan kendini terk etme nimetinden faydalanamaz, çünkü o sadece tanrısını izler ve ona imrenir.

O sadece basit bir hayatı sürer sefil ölümünü bekler.

Kendinden geçiş ve kâinata anlam verme… Bir anlığına ölmek sonra kendi ellerinle kendi kendine can vermek. Tek kelimeyle kendinleşmek. Ben denilen mayayı biraz da elektrikle yüklemek ve yeniden özgün haline dönüştürmek. Kendini terk etme dediğimiz şey tam anlamıyla bunları içerir. Anlatılamayan, şekilsiz, amaçsız bir şehvet gibi görünür. Ama özü itibariyle yepyeni bir insana gebedir. Bu dünyanın sıkıcılığından kurtulan insanın tek habercisidir.

Can Murat Demir

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Sen Krizi

3 günlük hastalığım gibisin. ilk gün haber veriyorsun geleceğini.. ikinci gün ağırlaşıyorsun bende, bedenimde.. ateşim çıkıyor, gözlerim doluyor. 'sen hastalığındandır' diyorum. üçüncü ve son gün uzaklaşıyorsun bedenden.. ilacım oluyor 'başka tenler' atlatıyorum...

Suyla Yapılan İmtihan

Bir dinleyicimiz, "Bir gazetede fırtına, sel, orman yangınları ve hastalıklarla ilgili haritaya rastladım. Haberin başlığı çok ilginçti: "Dünyanın ateşi başımıza işler açacak." Ve harita...

Siyasal Propaganda

Başkalarının kanaatını değiştirme girişimlerinin konuşmanın gelişmesiyle birlikte başladığı kabul edilir. Konuşma vasıtası ile insanları fizik güce başvurma gereği kalmadan kullanma ya da ikna etme...

Battaniye

Son günlerde iyi uyuyamıyorum ama sözünü etmek istediğim bu değil tam olarak. Uykuya daldığımı sandığım anda olan bir şey. "Uykuya daldığımı sandığım," diyorum çünkü...

Sessizliği Dinleyen İnsanlar‏

Sessizliği dinleyen insanlar, sükut eden gerçeklerden korkmazlar. Bu sessizliği dinlemek gerekir arayışları sonlandırmak için. Bir kısım insanlar görürler ama bir kısım görmezler, buna rağmen...

Olmak

Büyük çizgileriyle tanıyorum umutsuzluğu. Kanatsız, akşam vakti, deniz kıyısında bir tarasada, kaldırmış bir sofrada kalmak diye bir sorunu yok onun.Umutsuzluk,ortalık kararır kararmaz bir karıktan...

Anlaşılamamak Neden Ama?

Anlaşılamıyorsun bir nedeni yok. Ne kadar yazsan, ne kadar dil döksen de anlaşılamıyorsun ya da anlatamıyorsun içindeki acıları. Bir türlü cesaretini toplayıp ta dökemiyorsun...

Felsefe ve Görünmeyenler

Nedir görünmeyen? Bir fikir, bir ruh, bir hayal? Hangisi? Soruyu değiştirerek yeniden soralım: Bu saydıklarımızın hangisi daha şeffaf ve amacına uygun hareket etmektedir? Biz...

Lawrence

Başının örtüsünden açık kalıyor/ kıçı. Sıcak yukarıdan baskın. Alttansa Şehvetleri bağımsız En azgın müslümanlar... Hırpalanmış bir odalık çilesinde, ağlıyor O nazenin göğsünde en sömürgeci haçı. Kösem Sultan öcalması Kaç kılıksa/ doyumsuz. İşte sizlere...

Küçük Kız

Bir küçük kız vardı diye başlar bazı masallar. Benim ki de ona benzer bir öykü, ama biraz daha farklı ve acı yüklü bir hikâye....

Neden Gece Oldu Anne?

Kapatmalısın gözlerini ve karanlığın perdesi olmalı gördüğün. Karanlığı görebilmelisin ey çocuk! Önce Karanlığı keşfetmeli, onunla görebilmelisin gerçeği, kendi gerçeğini... Yarın kadar büyüdün, yarınlar için anlamalısın....

Anlar

Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde, daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok...

Dünyaların Çokluğu

Bernard le Bovier de Fontenelle’in Dünyaların Çokluğu Üzerine Konuşmalar (Entretiens sur la Pluralite des Mondes,1686) adlı eseri, evreni Kopernik’in, Giordano Bruno ve Descartes’in sistemlerine...

İnsanın Yaratılışı

Titan iapetos'un, Okeanos kızı Klymene'den dört erkek çocuğu oldu. Bunlar Atlas, Prometheus, Epimetheus ve Menoithios'tur. İnsanın Prometheus tarafından, maddeden yaratıldığı, daha doğru bir deyimle 'yapıldığı' efsanesi, geç...

Psikomitoloji: Araf’taki İnsan Hikayeleri

Açıkca anlaşılıyor ki, ‘varolan’ ifadesini kullanırken, tam olarak ne demek istediğimizi uzun zamandan beri biliyorsunuz ve hatta ona aşinasınız. Bir zamanlar biz de biliyorduk,...