Ana SayfaÇ(alıntı)Kültür ve Medeniyet

Kültür ve Medeniyet

Alman tarihçilerinin dilinde kültür lafı, daha önce mevcut olan medeniyete çok yakın bir mana kazanır. Bununla beraber bir takım ayrılıklar önerilir. Kültür, insanoğlunun fizik dünyaya, fizik çevreye söz geçirmek için sahip olduğu kollektif araçlar bütünüdür. Başka bir deyişle ilim, teknik ve uygulamalarıdır. Medeniyet ise insanın kendini inzibat altına alması, fikirce, ahlakça, ruhça yükselmesi için lüzumlu olan kollektif araçların tümü, güzel sanatlar, felsefe, din ve hukuk gibi…

Ama bunun aksini ileri sürenler de var. Onlara göre, medeniyet toplum yaşayışının maddi ve faydacı amaçlarına hizmet eder, akılcıdır: Emeğin, üretimin, teknolojinin ilerlemesi için gerekli bir akılcılık. Peki kültür, o da toplum yaşayışının daha hasbi, daha manevi yönlerini kucaklar, saf düşüncenin, hassasiyetin, idealizmin meyvesidir.

Bu tekliflerden hangisine katılacağız? İki taraf da hem sayıca birbirine eşit hem de birikim olarak. Amerikan sosyologları ise, belki de beğendikleri Alman sosyologlarına uyarak ikinci anlayışı benimsemiş.

Fakat antropolog ve sosyologların çoğu böyle bir anlayışı lüzumsuz ve karanlık bulmuş. Onlara göre ruhla madde, gönülle akıl, kavramlarla varlıklar arasında böyle bir ikilik kurulamaz. Sosyolog ve antropologların yüzde doksanı “medeniyet” kelimesini kullanmaz, “kültür” kelimesini tercih ederler. Kimine göre bu iki kavram eş anlamlıdır. Kimine göre farklı.

Bu iki kavramı ayıran çağdaş sosyologlara göre, medeniyet kelimesi aralarında yakınlık bulunan veya ortak bir kaynaktan gelen milli kültürler bütününü belirtmek için kullanılmalıdır. Mesela Batı medeniyeti denince Fransız, İngiliz, İtalyan, Amerikan kültürleri anlaşılmalıdır. Yani kültür kavramı belli bir topluma bağlıdır. “Medeniyet” ise zaman ve mekanda çok daha geniş, çok daha kucaklayıcı bütünler için kullanılmalıdır. Durkheim (Durkheym) ile Mauss, medeniyetten, belli bir sosyal organizmaya bağlı olmayan sosyal olayları anlarlar; bu olaylar milli ülkeleri aşar, belli bir toplumun tarihi ile de sınırlanamaz, milletlerüstü bir hayatları vardır.”

Medeniyet kelimesi, ilmi ve teknik gelişme, şehirleşme, sosyal organizasyonun giriftliği bakımından daha ileri bir aşamada bulunan toplumlar için kullanılır. Kelimenin eski anlamı bu idi. Zamanımızda daha çok, sanayileşme, modernleşme, gelişme gibi lafızlar tercih edilmektedir. Medeniyet kelimesinin beraberinde getirdiği değer hükümlerinden sıyrılmanın başka çaresi yoktur.

Cemil Meriç

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Undan Patlayıcı Yapılır mı?

Tarihte kayda geçen ilk un patlaması 1785 yılında İtalya'da Turiri'de bir ekmek fırınında, bir lambanın un tozunu tutuşturması sonucu oldu. Ölüme ve fazla zarara...

İki Bilinmeyenli Bir Denklem

Her şeyin anlamını arıyordum doğduğum günden beri. Kendi benliğimin, kendi varoluşumun temel nedenini. İnsan çok sorgulayınca galiba deliriyordu bu hayatta. Bende çok sorgulamıştım. Bir...

Özgür Birlik

Orman ateşi saçlı karım Isı şimşeği düşünceli Kaplan ağzında susamuru bel’li karım En iri yıldızlar demeti ağızlı kokart ağızlı karım Ak toprak üzerinde ak sıçan izi dişli karım Amber...

Tibet Ölüler Kitabı Hakkında

Hindistan ve Mısır menşeli inançların kökeni hakkında dünyanın hala çok fazla bilgisi yok, bu özelliğiyle mistik Mısır ve Budizm inançları gerçekten de ilgiye değer...

Persona

Persona: Kadın-erkek ilişkilerinin varoluşçu kaynağına inen bir Bergman klasiği. Sürekli kadın mimikleriyle hayatı ve insan ilişkilerini hicveden Bergman bu filmde, kendisini dış dünyaya kapamış bir...

Yöntem Üzerine Konuşma

Sağduyu dünyanın en iyi paylaşılmış şeyidir: çünkü her kişi ondan çok iyi pay almış olduğunu düşünür, her şeyden çok güç hoşnut olanlar bile kendilerinde...

Kum Güzeli

En elde edilmemiş şiirdin sen. Kuşluk vakti yazılanlardan… Bıkkın bir rahibin, bir sabah, yorgun bir vezirin akşamın alacakaranlığında muhtemelen yazacağı… Masadan doymadan kalkmış gibi...

Yaşayan Ölüler‏

Benim gözlerinden kan damlayan körelmiş ölülerim. Kalkın ben sizi çağırıyorum siz benimlesiniz! Mezarlarınıza akıttığım canlı ölülerin kanı sizi yeniden canlandıracaktır. Avucumdan akan kanı için...

Yalnızlığa Düşkünlük

Akşam yemeği yiyorum biraz, aydınlık pencerede. Oda kararmış gökyüzü görünüyor. Dışarı çıkınca geniş kırlığa götürür dingin yollar az sonra. Göğe bakıyor ve yiyorum -kimbilir şimdi kaç kadın yemek...

Unutmak Ölmektir!

Değişmeyen nedir? İnsan mı? Doğa mı? Dünya mı? Zaman mı? Değişmeyen tek şey içimizdekiler; çağlardır içimizde sakladığımız asıl içgüdülerimiz. Yemek, içmek, seks yapmak, kıskanmak, öldürmek,...

Bir İşkence Aleti: Aşk

Aşk, evrende karşılaşan iki ruhun (gönüllü olarak) karanlığa saplanmasıdır. Öyle ki her ikisi de bu karanlıktan çıkmak istemez ki bu karanlık, sadece içine almakla...

Değer Yaşamak

Yaşayıp giden bir insanın sorusu değil, "Nasıl yaşamalıyım?" Yaşayıp giden, hayatındaki soruları silmiş, arada bir aklına takılan her sorunun yanıtını buluveren, yaşamının içine gömülüp,...

Gün Ağarırken Siperlerde

Karanlık eriyip gidiyor - Zaman hep o tekinsiz zaman. Sadece bir canlı varlık sıçrıyor elinden - Garip alaycı bir fare - Kulağıma takmak için Bir gelincik koparırken siperden. Hey gidi...

Yenilgin

Ben sadece seni özlemiyorum. Ciğerimi deşiyorlar, gölgeler geçiyor ruhumdan, tenim tenine sesleniyor. Ben sadece seni özlemiyorum. Biraz hoş sohbet oluyoruz göğe, biraz kana karışan alkol.. Ben sadece seni...

Eigner (Kendi-Olan)

Kendi-olan nedir, kimdir sorusuna verebileceğim kısa ve öz yanıt: (Stirner’in “Biricik ve Mülkiyeti” adlı kitabının çevirisinde (s. 17-18) açıkladığım bu kavram kitaptaki tek uzun dipnottur). Stirner...