Ana SayfaÇ(alıntı)Mantıksızlık Çağımız

Mantıksızlık Çağımız

Tillich gibi, Franz Alexander da (1891-1964) Avrupa kariyerinin ardından ABD’ye gitmiştir. Alexander, Budapeşte’de dünyaya gelmiş ve eğitim almıştır. 1921–1930 yıllarında Berlin’de Psikanaliz Enstitüsü’nde ders vermiştir. 1932 yılında Chicago Psikanaliz Enstitüsü’nün müdürü olmuştur. 

Bu kitap Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda, hızlı ve büyük kültürel değişikliklerin etkisi altında yazılmıştır. Versailles ve Trianon Barış Antlaşmalarından sonra gelen on bir yılı Avrupa’da, sonraki on iki yılı ise Birleşik Devletlerde geçirdim. Avrupa’da gençliğimin dünyasının dağıldığını ve benim için alışkanlık haline gelmiş standart ve ideallerin yok olduğunu gördüm. Bu olaylı yıllardaki çoğu Avrupalı gözlemci gibi ben de, kültürel bir çağın dağılma sürecinde olduğunu gördüm. Ardından nelerin geleceği belli değildi, fakat özellikle nelerin yok olacağı çok daha barizdi. Bildiğim en yüce değerler olan, bilim ve sanatın kendileri için verdiği eserler, bilgi ve mantık kullanılarak günbegün geliştirilen insan ilişkileri yerini teknik başarılarla yozlaşmış mekanik beyinli insanların arasındaki kaotik bir güvensizlik, korku ve kuşku duygusuna bırakıyordu. Herkes en kötüsünü bekliyordu, kaygılıydı, gergindi; kendisi hakkında, belirsiz geleceği hakkında ve mevcut günün uygulamadaki, bastıran problemleri hakkında düşünceliydi. Primum viveri deinde philosophari (Bir şeyin felsefesini yapmadan önce onu yaşa) ilkesi ana kural haline gelmişti.

Hâlihazırdaki olaylar bizi mantık-dışılığıyla etkiler. Biz, hayatın ve mülkiyetin tahmin edilemeyen seviyedeki toptan yıkımına şahit olmaktayız. Bütün bunlar, azamî bilimsel aydınlanma ve en büyük teknik başarıların çağında gerçekleşmektedir ve eğer akıllıca kullanılırsa, yeryüzündekilerin hayatını her zamankinden daha kolay ve kaygısız hale getirebilir. Ekonomistler ve siyaset bilimcilerden oluşan bir konseyin, barışçıl bir sosyal kuruluş ve herkesin hayati ihtiyaçlarını karşılayan mantıklı bir dünya düzeni kurabileceğine ilişkin, çok az şüphe vardır. Böylesi mantıklı bir dünya düzeninin bugün, Eflâtun’un zamanında olduğu gibi, bir ütopya olması, insan ilişkilerinin temelde mantık tarafından değil özellikle mantık-dışı duygusal güçler tarafından yönetilmesinden kaynaklanır. Mantık-dışı güçlerin insan tabiatındaki üstünlüğü, belki de hiçbir zaman şimdiki kadar eksiksiz olmamıştır. Elbette, dünyada mevcut olaylar ışığında pek çok kişi mantık-dışı davranışların uzmanı olan psikiyatristlerden bir açıklama isteme yoluna gitmektedirler.

Bizim kuşakta insanoğlunun sadece teknik gelişmeyle yazgısını değiştirebileceğine olan inancını kaybetmeye başladığı bir gerçektir. Doğa bilimlerinin insanın mutluluğunu artırmada başarısız kaldığı ve en bariz katkılarının gittikçe daha ölümcül imha silahları yapmak olduğu artık herkesçe bilinen bir hale gelmektedir. Kendi kişiliklerinden ve insan ilişkilerinden bihaber olan insanların elerinde doğanın ustalığı, lütuftan ziyade bir bela haline dönüşmektedir. Şu anda tanıklık etmekte olduğumuz felaketlerden büyük oranda, doğa bilimlerinin gelişimiyle psikoloji ve sosyal bilimlerin gelişimi arasındaki ayrılıklar sorumludur.

 

Franz Alexander, Mantıksızlık Çağımız, s. 7, 19–20. 1942.

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Hekimler Üstüne

Bir hekimin, bir başka hekimin reçetesini, hiçbir şey eklemeden ya da eksiltmeden kullandığını gören olmuş mudur dünyada? Bundan anlaşılıyor ki hekimler ünlerini, dolayısıyla kendi...

Modern Şiir Ne Değildir?

...Şimdi bana öyle geliyor ki siz şunu soracaksınız: Peki, modern şiir nedir, nasıl olur? Ben buna olumsuz yoldan karşılık vereceğim, yani modern şiirin ne...

Yekta Kopan ile Söyleşi

Yekta Kopan, Artful Living Edebiyat Söyleşileri'nde yeni yılın ilk konuğu olacak. 9 Ocak Perşembe günü saat 19.30'da Art!Space'te gerçekleşecek olan etkinlik öncesi Kopan'la minik bir...

The Devil’s Rejects

Rob Zombie'nin House Of 1000 Corpses'ın devamı olan filmde,"Firefly Çetesi"nin çiftliğine yapılan baskınla başlayan seri olaylar ve cinayetler konu ediniyor. Şerif Quincey ateşli bir...

Gizemli El

İstanbul âşıklarından, Stefanos Yerasimos'un kitabında yer alan başka bir İstanbul efsanesi'ni anlatmamak olmaz... Efsaneye göre, At Meydanı'nda bulunan Dikilitaş'ın dibinde bakırdan tılsımlı bir el...

Aristoteles’in Evreni

Antik Yunan filozofu Aristoteles (M.Ö. 384 – M.Ö. 322) Platon’un öğrencisiydi. Her ikisi de gördükleri evreni açıklamaya çalıştılar. Fakat görüşleri farklıydı. Platon ideal bir...

İnternet’te Sanat Mümkün mü?

İnsanların, sanatçılar da dahil olmak üzere tarihin bazı dönemlerinde "artık sanat mümkün mü" gibisinden sorular sordukları olur. Derken, bütün bu soruların bir "sinirsel çöküşün"...

Commentariolus

Nicholas Copernicus (1473-1543) ,Polonya’da doğdu, babası Thorn şehrinde Hansa Birliği4 üyesi, zengin bir tüccar ve memurdu. Kendi dönemindeki birçok âlim gibi İtalya’ya giderek Bologna’da...

Yeryüzünün Paylaşılması

Zeus bir gün seslendi insanlara göklerden; Dünyayı size verdim, alın mülkünüz olsun! Bu sonsuz armağanı bölüşüverin hemen, Ama kardeşçe yapın, herkes hakkını alsın! Eli ayağı tutan herkes geldi...

Gerçeklik Hakkında

Gerçeklik, ne türevi ne de bağımlı olmayan ancak hayal gücümüzün veya bilincimizin dışında mutlaka var olan bir şey olarak tanımlanır. Ama bilincimizin dışında var...

Kendinize Dönün

Hiçbir şey anlatmadım size ve siz hiçbir şey bilmiyorsunuz! Kendinizi yadsımayı bırakın! Çoğalın! Bu sayede aciz iyiliğin içine yuva yapan tüm çıyanları temizleyebilirsiniz. Doğurgan olun!...

Direnmenin Estetiği

Varoluşun ereği sorgulandığında, bu dinamizmin altında zorunluluk yasasının yattığı dile geldi, ve bu yasayı idrak edenler artık özgür iradeleriyle onun üzerinde egemenlik kurabilirlerdi. Özgür...

Kurtar Beni Gece Konan, Kurtar! Gündüzlerden Hoşlanmıyoruz!

Şaşkınlığını gizleyemedi. “Hooop!” Yüzünü buruşturarak, havaya olgunlaştırılmış bir küfür savurdu. Küfür büyümüştü artık. Varlığınızı da… yokluğunuzu… da… hepsinin alayını… Kurtar beni gecekondu, binaların sırnaşık duvarlarının...

Olmak

Büyük çizgileriyle tanıyorum umutsuzluğu. Kanatsız, akşam vakti, deniz kıyısında bir tarasada, kaldırmış bir sofrada kalmak diye bir sorunu yok onun.Umutsuzluk,ortalık kararır kararmaz bir karıktan...

Yalnızlık

Ah benim olan yalnızlık Eflatunumsu kimsesizlikte Soğuk bedenimle Kırılgan ellerinle dokunulmaya muhtaç Bir başına kalmış kuru ağaçlar gibi Gecenin karanlığında titremekteyim Gölgeler yorgun ve sessiz Gölgeler yorgun ve ümitsiz Kırılgan bedenim inliyor...