Bu filmde evli bir çiftin iç döküşleriyle birlikte nasıl vaftiz edildiğine şahit olacaksınız. Gerek psikolojik altyapısıyla gerekse küfürbaz replikleriyle bir ilki temsil eden Who’s Afraid Of Virginia Woolf?, George ve Martha’nın zıt dünyalarına bizi dahil ediyor. George ve Martha’nın evliliği göründüğü kadar iyi değildir. Hatta içten içe yanmaktadır. O kadar ki birbirlerini öldürecek kadar düşmandırlar.

Alkolün verdiği etkiyle kinlerini kusan çiftimiz sabahın ilk ışıklarına kadar; korkunç egolarını eksiksiz bir savaşın içinde bulurlar.

Evlilikten aşka, seksten sadakate, kariyerden aileye kadar birçok konuya değinen film bir Amerikan rüyasının nasıl hazinle sonlanabileceğini gözler önüne seriyor. Evet, çiftimiz artık bu kötü rüyadan uyanmıştır. Ve kesinlikle mutlu değillerdir. Mutsuzluklarını hayali bir çocuk figürüyle bastıran çift, bu uyanışa kadar kendilerini çok iyi avutmuşlardır. Bu tartışma esnasında; çift o kadar ileri gider ki birbirlerinin ne kadar farklı ve evliliklerinin ne kadar kadersiz olduğunun farkına varırlar. George, bu tartışmalarda ne kadar baskınsa Martha da o derece inatçı ve isyankardır.

İki insanın iki farklı karakterin kinini ve doyumsuzluklarını her fırsatta kustuğu ve bir hayalin nasıl çürüdüğünü, aşkın bazın farklı şeyler isteyebileceğini gözler önüne seren bir film. Bu bakımdan Who’s Afraid Of Virginia Woolf? gerçekten de izlenmesi gereken bir başyapıt. Psikolojik ve entelektüel bir derinlik barındırmakla birlikte zamanı itibariyle epeyce sansüre uğramış bir senaryosu var. Şurası bir gerçek ki; filmde epeyce küfür ve argo mevcut. Gerek altyapısıyla gerek oyuncu performansıyla tam bir Oscar canavarı. 5 tane akademi ödülü alan film Hollywood’un kendini tekrarlayan tarihinde özgün bir film olarak kalacak nadir yapımlardan.

Aslında yapayalnız olan iki insanın hayata yenilmesi üzerine kurulu harika bir dram.

Can Murat Demir