Ana SayfaDenemeEnder Bir Hastalık

Ender Bir Hastalık

Hastalıklı uzuvların kesilmesi ve atılması gereklidir. Çünkü hastalık iyice yayıldığında çok geç olabilir. İlk önce ruha bulaşan bu illet yavaş yavaş tüm iradeyi ve bedeni hatta var oluşu ele geçirir. Bunu yaparken en büyük silahı da sizi kendi saflarına katıp, kendisine zorla benzetmektir. Bu kaçınılmaz sondur. Bu yüzden bu radde gelmeden tedbirli davranıp enfeksiyon vücuda tamamen yayılmadan tıraşlanıp yok edilmelidir. Bu kutsal görev ve sorumluluk filozofların ve sanatçılarındır. Büyük bir çileciliği ve fedakârlığı beraberinde getiren bu düşmanlık bizimdir.

Kesmek, tıraşlamak veya yakmak. Büyük bir ivedilikle, görülmemiş bir dinginlikle bu sayılanlar hemen yapılmalıdır çünkü hastalık tüm vicdanlarda yuvalandığında her şey için çok geç olabilir. İvedilik ve sakinlik tek yoldaşımız olmalı ve bu düşmanlığın bizim tek farkımız olduğu gerçeği de unutulmamalıdır. Biz farklılığı, düşmanlar yaratmadaki başarıda arayanlarız.

Teşhis. Hastalık ruhu değil ilk olarak sezgileri köleleştiriyor. Bu şunu gösteriyor; tarihin kadim papazları ve çilekeşleri hep yanıldı. Bu hastalık tüm sinir sistemini ele geçirip tüm ruhu tahakküm altına alıyor ve bağışıklık sistemi çöküyor. Hastalık beter bir şekilde vücudu kendisine yabancı hale getiriyor ve papazların savunusu burada kendisini ele veriyor. Onlar insanı hep salt duygudan ibaret saydılar ve insanın içine bu hastalıktan azar azar enjekte ettiler. Doktor tipli toplum ve rahatlatıcı sanal vicdan işimizi zorlaştırsa da hastalığı tamamen silmek bizim elimizde. Çünkü biz asıl ilacın insanın terk ettiklerinde olduğunu bilenleriz. Biz gerçek doktorlarız. Papazlar ve eski dönem filozoflar… Hepsi yalan teşhis üstünde söz birliğine vardılar ve ilaç dedikleri şeyleri içimize, mahremimize zorla soktular. Şimdi bu illeti içimizden söküp atma zamanı ve tarihin en yaman yanılgısını parçalayıp yok etme vakti geldi.

Enstrümanlar. Uyuşturucu ve kuşatıcı tanrı kavramı ve onun beraberinde getirdiği ölüm korkusu. İdealler, acı çekme, dünya, istem ve kader ve merhamet… Hepsi toplanır ve karşımıza tanrının idealleriyle yaratılmış bir vicdan kavramını çıkartır. Vicdan, dünyayı hastalıklı hale getiren en ucube yaratma olarak karşımızda. Bu değerler evreni yani vicdan yani muhasebe, günümüz insan ve ahlak anlayışından hareketle çıkarımlarda bulunarak hastalığı körükleyen yegâne şeydir. Hıristiyanlığın hoş gördüğü hasta hayvanı ortaya çıkaran bir mucizedir. Bir zehrin diğer adıdır. Kaba yoğrulmuş bir hamur gibidir. Şimdilerde insan bu hamura şekil vermeye çalışırken can çekişiyor, debeleniyor ve eline yüzüne bulaştırıyor. Daha da önemlisi ruhuna bulaştırıyor. Hastalığın bu aşamada teşhisi Vicdan denilen değerler evrenini gibi gözüküyor. Semptomları ise güçten düşme, can sıkıntısı ve kendine güvensizlik olarak şekilleniyor.

Hastalığın Normalleşmesi & Homeopati. Bu en ölümcül aşamadır. Nihai sonuç olarak hastalık kabullenilir. Yaşama içgüdüsüyle perçinlenip hiç yokmuş gibi davranılır. Sürünün yaşama gayreti buna en iyi örnektir. Zehirli sarmaşık gibi hayatı sarar ve insan sadece şunu dillendirir: ”tanrım kurtar beni!” “Tanrım yardım et!” Hastalığı tedavi etmede yine hastalığın kendisi kullanılır. Küçük dozajda yavaş yavaş enjekte edilir. Eski bir yöntem “Homeopati”… Bu hastalığın büyümesini ve başmisafir olarak ağırlanmasını sağlar. Hastalık kendi kendisini meşru yapar hale gelir. Artık hastalık kadim bir konuktur ve insanı köle gibi yalaka haline getirir.

Unutmak. En güzel sanattan daha da haz vericidir. Maziyi unutmak. Pisliğe sırt çevirmek ve zamanı terk etmek. Hiçliğin en güzel halini onaylamak. Kendini rüzgâra bırakmak ve vicdanın ağır yükünü reddetmek. Nevrotik aşamadan nötr duruma geçiş. Tüm değerlerin sıfırlanması ve onlara ait mimiklerin terk edilmesi. Tepkilerin ve davranışların kaynağını sadece içgüdülere indirgeme. Tavrın kaybedilmesi. Hataların meşrulaştırılması.

Unutmak tek ilaç ama en zor olan çözümdür çünkü hastalığın yani saçmalığın tamamen bünyeden kazınmasını sağlayan tek şeydir.

Can Murat Demir

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR