Ana SayfaMetaforMetafor Nedir?

Metafor Nedir?

Metafor, diğer adıyla “Mecaz”, etimolojik olarak Antik Yunan’a kadar uzanan, dilde anlam kayması yaratmaya dayalı bir söz sanatıdır. Bu kavram, Türk Edebiyatı’ndaki “Mecaz-ı Mürsel” ya da “Kinaye” gibi terimlerle benzerlikler gösterse de, metafor daha derin ve farklı bir anlam dünyasına sahiptir. Bu yüzden, metaforun yalnızca yüzeysel bir tanımla geçiştirilemeyecek kadar kapsamlı bir kavram olduğu söylenebilir.

Metafor kullanmak, hem yazma sürecinde hem de onu doğru anlayıp yorumlamak açısından özel bir zekâ gerektirir. İnternette rastladığım kadarıyla, metafor genellikle daha az üzerinde durulan bir konu başlığı olmuştur. Ancak ben bu başlığı seviyorum ve metaforun altında, ister sanal ortamda ister yayımlarda, orijinal ve eğlenceli içeriklerin üretilebileceğine inanıyorum. Zira metafor, felsefe ve edebiyatın vazgeçilmez bir öğesidir.

Mehmet Akif’in İstiklal Marşı‘ndaki şu dizeler, metaforun gücünü açıkça ortaya koyar:

“Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal…”

Metafor, hem edebi hem de tiyatral bir söz sanatı olarak, anlamın izlediği yolun dışında bir rota çizer. Metafor, anlamı sıradanlıktan saptırarak, okuyucunun hayal gücüne kapı aralar. Aynı zamanda, anlamı fantastik unsurlarla şekillendirip sarsarak, onu yenileyip zenginleştiren bir sanattır.

Örneğin, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü‘nde kullandığı “Zaman, bir kuşun kanadında uçar” ifadesi, zamanın hızla geçişini betimlerken, Tanpınar’ın dilinde zamanı bir kuş gibi hayal etmemizi sağlar. Buradaki metafor, zamanın geçişinin hızlı ve kaçırılabilir olduğunu imgelem aracılığıyla anlatır.

T.S. Eliot’un The Love Song of J. Alfred Prufrock şiirinde de metafor, “Deniz gibi yavaş ve derin” ifadesiyle, insan ruhunun karmaşıklığını ve derinliğini ortaya koyar. Buradaki deniz, zamanın ve duyguların akışını simgelerken, aynı zamanda duygusal derinliği ve bu derinliklerin keşfedilmesinin zorluğunu anlatır.

Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı eserindeki baş karakter Gregor Samsa’nın bir sabah dev bir böceğe dönüşmesi, bir varoluşsal yabancılaşma ve içsel yalnızlık metaforudur. Kafka, böceği kullanarak, insanın toplumla bağlarının kopmasını ve içsel kimlik bunalımını sembolize eder.

Son olarak, William Blake’in The Tyger adlı şiirinde yer alan “Tyger, Tyger, burning bright / In the forests of the night” dizeleri, vahşi ve korkutucu bir gücü simgeler. Kaplan, doğanın güçlerini ve insanın içindeki yaratıcı potansiyeli temsil eder. “Yanarak parlayan” metaforu, hem güzelliği hem de korkutuculuğu bir arada sunarak, doğadaki vahşi gücün çelişkisini ortaya koyar.

Metaforun dezavantajı nedir?

Metaforik metinleri anlamak için, okurun geniş bir kelime dağarcığına ve derin bir anlam dünyasına sahip olması gerekmektedir. Bu sayede, yazarın mesajını ve dilindeki zengin imgeleri algılayabilmek mümkün olur. Fakat metaforik metinler, tıpkı aforizmalar gibi, okuması kolay ancak anlaması zor olan metinlerdir. Buradaki asıl zorluk, metnin içindeki derin anlamları kavrayabilmek ve yazara dair imgesel dünyayı çözümleyebilmektir.

Peki neden metafor?

Çünkü üretken her yazar ve sanatçı, kendisini sanatsal anlamda ispatlamak ve kişisel yeteneklerini (kelime hazinesi, duygusal derinlik, espri kabiliyeti) sergilemek ister. Bu durum, hem yazarı hem de okuyucuyu eğlendiren bir etkileşim yaratır. Metaforik metinler, dilin ve anlamın sınırlarını zorlayarak hem estetik hem de felsefi bir zenginlik sunar. Bu tür metinler, yazınsal evrende güçlü bir üslup ortaya koyar ve bundan sonra da felsefehayat.net gibi platformlarda varlığını sürdürecektir.

Metafor ile mecaz arasındaki fark, anlamın kayma derecesi ve işlevselliğidir. Mecaz, genellikle belirli bir kelimenin yerine kullanılan bir başka kelimeyle, anlamı daha açık ve doğrudan bir biçimde ifade ederken; metafor, daha soyut bir yolla, farklı anlam katmanları oluşturur. Bu nedenle metafor, mecaza kıyasla daha soyut ve estetik bir etkileyiciliğe sahiptir.

Can Murat Demir

buraya bakın

8 YORUMLAR

  1. Teşekkürle yetinmeyiniz, yazıyı kaldırınız lütfen. Kafa karışıklığına yol açıyorsunuz. Aristoteles çevirilerine bakmanız yeterli doğruyu kavramanız için.

    • Nizamettin Bey, Aristotales’ten önce Platon’dan (Mağara Eğretilmesi) bahsetmek gerekli. Felsefe litaratüründen haberim var merak buyurmayınız. Bize referans vermekten ziyade keşke kendi bildiklerinizi yazıp katkıda bulunsaydınız. Daha faydalı olurdu. Yine de teşekkürler.

      • Yeni gördüm bu yanıtı. Zaten kitaplarım var. Metaforla ilgili yazılar yazmaya devam da ediyorum. En son: Varlık dergisi, Nisan 2025. İnternette benimle ilgili tarama yapmanız yeterliydi.

    • Burada (yani felsefehayat.net’te) talimat verme ya da bir konunun uzmanı olma gibi bir durumunuz söz konusu değil. Sadece sıradan bir okuyucusunuz; yazıyı beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, saygı duyarım. Bu noktada eleştirilerinizi yazıp gidersiniz. Ayrıca kitaplarınızdan haberdar değilim, özellikle anlatıbilim alanında yazdığım master tezi açısından. Bu bağlamda kitaplarınıza akademik literatürde hiç rastlamadım, sanırım pek dikkate alınmıyorsunuz. Son olarak şunu eklemeliyim: “Anlam” üzerine kitaplar yazan biri olarak, yazdıklarınıza (üslubunuza) biraz daha dikkat etmenizi öneririm, çünkü haddini bilmek, anlamın hakkını vermekten geçer. Yine de katkınız için teşekkür ederim.

  2. “Metafor”un karşılığı “mecaz” değildir.

    Mecaz: Trop, figür
    Metafor: İstiare, eğretileme (kapsam tartışması var ama ya “eğretileme” denilecek ya da Türkçeye doğrudan “metafor” diye kabul edilecek. Ben “eğretileme” denmesi taraftarıyım)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Bakış Yolları