Sen Felsefesi

Kocaman cüssesine çok hafif geliyordu kalbi. “Benden çaldığı kalbimi de koysun kalbinin üzerine, o zaman cüssesine uygun bir kalbi olur” dedim, kendi kendime. Zaten onun hakkındaki her şeyi kendi kendime yapıyordum. Kendi kendime emir veriyor, kendi kendime hayal kuruyordum… Onunsa kendisinden başka kimsesi yoktu.. Benim kendiliğimle onunkisi çok farklıydı.

O bencildi, egoizmin doruklarındaydı. Bense sadece konu “O” olduğunda kendimleydim. “Şimdi olsaydı güzel şeyler olurdu” derken bile, kendi kendime hayal kuruyordum aslında..

Keşke “keşkelerle” başlayan cümlelerim olmasaydı… Şüphesiz ondan da yakınırdım. Keşke “seninle” başlayan cümlelerim olmasaydı. Ellerin olmasaydı… Gözlerimin içine bakan gözlerin olmasaydı… Tek bir sevdiğim “keşke” var. “Keşke benimle olabilseydin.” Sanırım çok zor şeyler istedim…

“Şey”ler…

Ne kadar çok “şey” olabilirdi ki! Herkese verdiğin sevginden (o kadar fazla ki) bana da verebilseydin.. Bahanen hep hazırdı.. “Sen farklısın, onlarla aynı muameleyi mi görmek istiyorsun? Arkadaşım ol, hep yanımda kal.. Bir gün bu durumdan sıkıldığımda seninle beraber olabilirim.. En azından sadece seni sevebilirim.”

HAH!
HAHA!

Sevebilirmiş-miş. Sadece beni.. Bu durumdan sıkılınca..

Çok içten güldürüyordu beni söylediği şeyler.. Aslında ‘kadın kendisini güldürebilen erkekten hoşlanır’ teorisi sayesinde seni sevmiş olabilirim.. Her neyse, birazdan radiohead dinlerken yeni kararlar vereceğim.. Senin bundan haberin olmayacak, hiçbir şeyden haberin olmadığı gibi…

Karar Anı…

My videotapeee.
Dın dın dın dın dın dın dın dın ..

Sanırım seni hep bekleyeceğim.. Başkalarıyla beraber bekleyeceğim ama. Bana döndüğün gün umarım hala seninle olurum. Umarım inatçılığım tutmaz. Umarım konu ‘sen’ olduğunda her zaman olduğum gibi egoist olmam. Umarım septisizm denilen felsefi akıma kapılmam. Umarım konu ‘sen’ olunca dogmatik olurum.

‘Sen’ Felsefesi..
Sen yokken yaratılan ‘sen’ felsefesi..
Sen varken de devam eder.
Umarım!

Çok yoruldum. Sen felsefesini soranlara vereceğim cevabı ararken… Çok uğraştım.. Kaç yüz tane cümle, kaç bin tane kelime israf ettim.. Hiç biri temel kuramı ortaya koyamadım. Çok uzun bir süre sonrasında buldum cevabı. 3 kelimede anlattım ‘sen’ felsefesini.

-Değişmez.
-Sorgulanamaz.
ve
-Dogmatiktir
dedim.

Peşin olarak kabul edilebilir. Kimse yerine geçemez.. Kimse hakkında konuşamaz..
Kimse, kimse, kimse…

Kimselerle geçirdim hep zamanımı… O yüzden tamamlayamamıştım yazımı.. Şimdi bitti işte..

Sona geldik…
Sana geldim…
Sonuna geldim…
Zoruma gitti..
Hoşuma gitti…
Aslında hiç gelmedin.

Mine Saka

Mine Saka
Mine Sakahttp://www.felsefehayat.net/
1994 yılının soğuk bir Şubat günü, İstanbul’da doğdum. Yalova Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği mezunuyum. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Konaklama İşletmeciliği lisans öğrencisiyim. Okumaya ve yazmaya tutkum çok küçük yaşlarda başladı. Yazı yazmak benim için özgürlüğün soyut boyuttan somuta boyuta geçişidir. Az konuşan çok yazan, gezelim – görelimci , hızlı karar veren, halinden memnun, çok Beşiktaşlı, biraz ağzı bozuk, biraz kırgın, en çok hırçın, biraz da Mine işte.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR