Siluetler, gölgeler ve hayatın o keşmekeşi… Yanılsamaların izdüşümü… Hangimiz düşündü kendi gölgemizden korkmamız gerektiğini ya da hayatı kaçınılmaz kılanının aslında hayaletlerimiz olduğunu?
Biz gölgelerden bir dünya yarattık ve kendi aynamızda sadece korkularımızla beslenen bir tanrı yarattık. Biz hiçbir zaman kendimizi ödüllendirmedik. Dostluklar, arkadaşlıklar, hayat, dünya… Biz sadece suyun diğer tarafını gördük ve tapındık kendi yalanlarımıza. Güneşe değil, suyun akıcılığına aldandık. Halbuki bu resim de güneşte vardı ve epeyce kızıldı. Arkamızdan gülen tanrı, sudaki inada karşı insan gölgesini çok iyi tasvir ediyordu. Su bizi yeniden yarattı kendi hamurunu güneşin ışıklarıyla yoğurdu. Ve biz böyle bir aldatmacanın kucağında kendimizi bir şey sanarak objektife baktık… Güldük! Hayatımızın en sefil dakikalarına büyük bir gülücük fırlattık. Aslında ateşin yakıcılığı değil; suyun bizde uyandırdığı bilinçaltına uyanarak uzaklara baktık.
Biz hiç olmadık ve biz bu resimde sadece hayallerimize gülümsemeyi değil onları yeniden deklanşörle hayata bağlamayı da unuttuk.
Biz hiç olmadık…
Sadece resimlerdeki gibi bir mutluluğun hayalini kurduk.
Can Murat Demir