Ana SayfaEditörAnadolu Alkatrazı: Sinop Cezaevi

Anadolu Alkatrazı: Sinop Cezaevi

Geçtiğimiz günlerde Sinop Kapalı Cezaevi’ne gitme şansım oldu. Cezaevi alanında yaklaşık 300 tane fotoğraf çektim. Hapishane gerçekten de bayağı büyük, aslını sorarsanız bu kadar büyük olduğunu sanmıyordum. Dışarıdan bakıldığında belli olmuyor ancak içine girdiğinizde hapishane resmen kurtarın beni diye ağlıyor. 1997’nin 2. ayında kapatılan cezaevi çok kötü durumda, müze alanı içinde ne bir rehber var, ne de bölümleri tanıtan bilgi notları. İşin bu tarafı çok canımı sıktı diyebilirim. Fotoğraf çekerken bir yandan devletin müze anlayışına, bir yandan da insanların bu umursamaz tavrına sövdüm. Hücre, zindan ve koğuş duvarları tamamen grafitilerle kaplanmıştı diyebilirim. Bu durum sinirlerimi bozdu ve resim çekerken neyin eski neyin yeni olduğunu karıştırdım. Berbat bir duyguydu.

sebahattin_ali_sinop_cezaevi
Foto: Can Murat Demir

Gelelim mekanın tasarımına… Sinop Kapalı Cezaevi, sur ve burçlarla çevrili bir hapishane. Yerleşke 4000 yıl önce bölgenin hakimi Gaskalılar tarafından yapılmış. Cezaevi olarak kullanılması ise 19. yy ‘a kadar gidiyor. 1997′ ye kadar birçok ünlü, Kırım Hanı Devlet Giray, Sabahattin Ali, Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Ruhi Su, Burhan Felek, Zekeriya Sertel bu cezaevinde yatmış. Sayılanlar arasında yazar ve şair Sabahattin Ali’ nin koğuşunu görme şansım oldu. (Fotoğrafı yukarıda görebilirsiniz)

Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma

Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma

Cezaevi, umduğumdan büyük bir yerleşkeye sahipti ancak dediğim gibi bakımsızlık ve boş vermişlik binaları mahvetmiş. Bütün eskiye ait izler silinmiş ya da ayırt edilmesi zorlaşmış. Örneğin zindana giriyorsunuz, her yer pislik içinde, koğuşlara giriyorsunuz bir sürü saçma sapan duvar yazıları gözünüzü yoruyor…

Cezaevi tarihinde 3 firar vak’ası olmuş, bunlar genelde idam cezası alan mahkumlar… Türkiye’nin cezaevleri düşünüldüğünde hemen hemen en disiplinli cezaevlerinden biriymiş burası, genelde sürgünler ve ıslah edilmesi zor olan mahkumlar buraya sevk edilirmiş. Bu arada idaresi en sert ve disiplinli olan cezaevi de burasıymış, Türkiye tarihinde toplamda 900 civarında olan idam infazının yarısına yakını burada gerçekleşmiş. Bu idamlık mahkumlardan ve emekli baş gardiyanların birçoğu hala Sinop’ta yaşıyor.  Hatta Kanal B’ nin yayınladığı belgeselde de bu yüzleri görebilirsiniz.

avlu_sinop_cezaevi
Foto: Can Murat Demir

Cezaevinin içinde birçok ağaç gördüm hatta bu ağaçlardan birini orada yatan idamlık (daha sonra cezası müebbete çevrilmiş) mahkum Hüseyin Pehlivan dikmiş. Avludaki ağaçlar gerçekten de etkileyiciydi sanki mahkumların hüznünü ve anılarını yapraklarında taşıyorlardı. Bu kadar acı ve hasret kokan bir yer görmedim, duvarlarına dokunduğunuzda mahkumların çığlıklarını hissedebilirsiniz.

Sinop Kapalı Cezaevi kesinlikle görmeniz gereken tarihi bir yer.

Can Murat Demir

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Aldanmak

Ağırlık. Eziliyorum türlü türlü şeylerin altında. "Şey" diyorum, adını bilmiyorum. Kendi soluğum bir görevden öte eziyor göğüs kafesimi. Boş yere bekleşmelerim, umut ederek harcadığım onca zaman akıp gidiyor...

Sen Yoksan Gülümsemem

Geldiğini hissediyordum. Bu konuda hiç yanılmamıştım. Sen de geliyordun hep, hiç aksatmadan. Sayende yanılmıyordum belki.Yanındayken ilgilenmediğin gibi acıta acıta yokluğumda ilgileniyordun benimle. İçimi acıtsa da...

Forbes’a Göre Türkiye’de En Çok Kazanan Yazarlar

Forbes Türkiye, 2013’ün en çok kazanan yazarlarını açıkladı. Edebiyatın en çok kazananları belli oldu. Forbes Türkiye’nin açıkladığı listeye göre, 2013’de Türkiye’nin en çok kazanan 20...

Aşkta Etik ve Estetik Sorumluluk

Aşkı yaşamak hem büyük bir belâ hem de büyük bir fırsattır. Aşk insana bir âfet gibi gelebilir. Gece yarısı yer sarsılmış, duvarlar, tavan üstümüze...

Sıradan Bir Toplum Olduk

Durum çok kötü… Her şey ama her şey adına bir “basitlik” hâkim Türkiye de. Ve bu sorunla meşgul olan insanlara da devasa bir karamsarlık… Medyada, yönetimde,...

Sonuna Kadar

Açın kulağınızı dinleyin Albay! demin ne anlatıyordum ben size... yok yok! daha anlatmadıydım!... şimdi anlatıyorum!... vakti zamanında hızlı yaşıyordum ayıptır söylemesi... itirafsa itiraf... her...

Değer Yaşamak

Yaşayıp giden bir insanın sorusu değil, "Nasıl yaşamalıyım?" Yaşayıp giden, hayatındaki soruları silmiş, arada bir aklına takılan her sorunun yanıtını buluveren, yaşamının içine gömülüp,...

Beyti Dost Celse: 1

Her şey düşünceden doğar. İyi şeyler düşünün. İyilik yapmayı, insanlara iyilik yapmak için yeni şeyler yapmayı, büyültmeyi düşünün. Düşüne düşüne zirveye ulaşılır. (Zirve) Bütün kuvvetlerin...

Bin Birinci Gece

Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı! Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş... Aman karanlığı görmesin gözüm! Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş Sıla burcu burcu... ille ocağım!.. Çoluk çocuk hasretinde kucağım... Sana her...

Albatros

Tayfalar sık sık yakalar, iş olsun diye, Koca deniz kuşlarını, albatrosları, Keskin çukurlar üstünden kayan gemiye Eşlik eden o kaygı bilmez dostları. Ama bırakıldılar mı güvertelere, O gök kralları...

Dionysios Thraks “Gramer Sanatı”

Antik Yunan, birçok alanda olduğu gibi gramerin de gelişimi açısından önemli bir dönemin adıdır. Dönemin büyük filozofları dilin doğru kullanımını ve gramer sanatının inceliklerini...

Taş Zemin

kimliksiz gecelerden geçiyorduk. çoğu zaman anlamsız, durağan ve koşar adım heyecanlı kimi zaman. nice bedenlerin uykuya dönük yüzlerinde yalnız kelimeleri ve seslerinde, ayna da kaçtıkları göz bebeklerinde… nice bedenlerinse henüz kuramadıkları...

Yaşama Hakkını Tanrıya Geri Vermeliyiz

... Kaç günlük ömrün kaldı? Bir ömrü bitiren o son nefes bir hayatı içine hapsedebilir miydi gerçekten? Kayıp hüzün mutlulukları etrafa dağılırken onları almaya kimse...

Zeus’un Kozmik Fahişesi

sorular sezgilerini yakıyorsa aşka sarıl ruhunun en güzel yerinden akan buzullardan iç kendin ol çok yorgunsun biliyorum yüzyılların vahşeti omuzlarında kadim savaşların kanıyla sulandı iç organların şimdi ise hürsün zeus'un fahişesi gri...

Heotontimorumenos (Kendi Kendinin Celladı)

Kızmadan vuracağım sana Kinsiz, kasap gibi, Kayayı yaran Musa gibi! Ve gözkapaklarından, Fışkırtacağım azabın sularını Sahra’m kana kana içsin diye. Umutla şişmiş arzularım Tuzlu gözyaşlarının üstünde yüzecek Engine açılan bir gemi gibi, Ve...