Ana SayfaEditörKlasik Felsefesever Okuyucuya Cevap: Felsefe ve Edebiyat Yoldaştır

Klasik Felsefesever Okuyucuya Cevap: Felsefe ve Edebiyat Yoldaştır

İbrahim B.‘ya cevaben;

Yorumunuzdaki gayret dikkat çekici. Teşekkürler.

Ama yorumunuz ne benim için ne de diğerleri için “yapıcı” değil. Sadece yüzeysel ve çılgınca bir tepkiyi görüyorum. Ama keşke bu kadar gayreti bir şeyler yaratmaya harcasaydınız da biz de görseydik: “asıl felsefi yazın” nedir? Sizin hayalinizdeki felsefe ancak olsa olsa akademik kaygılarla yazılmış estetikten yoksun edebi olandan bihaber tatsız tuzsuz bir şey olurdu. Ben buna sadece zırvalık diyorum. Şiirden ve edebiyattan bihaber olan felsefe sadece ve sadece kendisine hizmet eder: Yani sıradanlığa. Halbuki felsefe, anlamın peşinden gitmektir. Bu anlamın peşinde giderken hep aynı düzeyde hep aynı kaygıyla “felsefi öğütler” verip, sizin deyiminizle basit anlamlı kelimeler peşinden gitmemiz gerekir. Ben buna “uğraşılmamış ama meraklısı çok olan felsefi yazın” diyorum.

Bunların aksine bir ikinci yol daha var: O da şiirle ve edebiyatla birlikte yürüyen hatta bazen tamamen okuyucunun seyrine ve derinliğine göre genişleyen bir felsefi yazın. Ben bu yazından yanayım, siz olmayabilirsiniz. Siz salt felsefi metinlerden hoşlananlar sadece felsefenin alanını daraltmakla kalmıyor onu yavan bir anlam dünyasına terk edip düşüncenin sığlığına teslim ediyorsunuz. İşte burada ben başlıyorum: Ben felsefenin kayganlığını kavramların güvenilmezliğini salık veriyorum. Şiirle felsefeye saldırıyor, şairle filozofu kavga ettiriyorum. Buradan daha özgürce oluşturulmuş metaforlar üretiyorum, bu daha eğlenceli ve kesinlikle daha tehlikeli -ve derin. Sadece sahibine derin görünen sular aslında çok sığdır. Ben sığlığa değil derin düşünene yazıyorum: Kibirle değil oldukça samimi olarak bunları yazıyorum.

Tekrar teşekkürler.

Yorumunuzdan başarılı olduğumu hissediyorum. Benim amacım tam da buydu, duyguları aşındırıp, varlığın anlam karmaşasından yepyeni bir metin yaratmak ve gerekirse edebi her türlü akımı kullanıp okuyucuyu sarsmak, kavramları hiç olmadığı kadar mutasyona uğratmamın amacı budur: Ne bileyim belki de değildir. Önerileriniz için teşekkürler ama zaten sürrealist metinler okuyan biriyim. Bu sayede beni ne felsefeye ne de edebiyata dahil edemezsiniz, şekilsiz [kategorisiz] olmaya gayret ediyorum. Bu sayede özgürüm ve yazdıklarıma hiç bir zaman “salt felsefe damgası” vurmadım, ben sadece özgün metinler yaratan ama felsefi tarafı baskın şeylerin peşinde olan biriyim. Felsefe her şeyin kökenidir, köken dediğimiz şey karışımlardan da sorumludur. Bu yüzden felsefeyi “salt olarak kavramların en sade ve en derin şekli”dir demek bana göre bir prensip olamaz.

Son olarak;

Felsefi üretim, yazarının karakteriyle şekillenir: Nietzsche farklı yazar, Erasmus farklı, Stirner farklı, Derrida daha farklı, Deleuze daha da farklı, Kant ise hepsinden farklı. Ama bu adamlar, -sizin gibi düşünürsek- filozof falan değil. Mesela Nietzsche şairdir, lirizm etkisindedir. Derrida bir “modern kavram” düşmanıdır, her kavramı zorlamaya tabi tutar. Filozof kavramları olduğu gibi sıradan veya sade kullanmak zorunda değildir. Aksi halde kimse felsefe okumaz sıkıcılığından kaçıp kurtulmak isterdi.

Tekrar teşekkürler.

Bu arada size küçük bir öneri: Buralara fazla uğramayın maazallah felsefi alışkanlıklarınız falan değişebilir, farklı şeylere meyil edebilirsiniz.

Can Murat Demir

Not: İbrahim B.‘nın talebi üzere ilgili yorumu siteden silinmiştir.

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Mutlaka Okuman Gereken 15 Yazar Günlüğü

Kitapseverler için yazarların eserleri kadar yaşamları ve yazım süreçleri de hep merak konusu olmuştur. Özellikle de söz konusu sevdiğiniz bir yazarsa onların ruh hallerini,...

“Mutsuzluk Ahlaksızlıktır” Yazısı Üstüne Bir Röportaj

Yazınıza göre, ahlaksızlar ordusunun mensupları gün geçtikçe çoğalıyor. Buna dur demenin yolu yok mu? Farklı yolları vardır. Yüz yıllardan beri, Doğu bilgeliğinde, Batı ahlak düşüncesinde...

Tanrılaşan Bir Irk Geliyor: Homo Deus!

Poyzan Nur Taneli’nin çevirisiyle Kolektif Yayınlarından çıkan ve okuyanların yabancılık çekmeyeceği yepyeni bir Harari eseri var karşımızda: Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi. Yazar, Sapiens...

Gece Kanatlarında

Avlanmak için geceyi bekleyen canlılar gibi, duygularda yalnızca sahibine av gözüyle yaklaşır Gecenin umulmaz anlarında… Hiç hatırında olmayan ve yokluğuna inandığın hissedişler bulurlar seni amaçsızca. Gece unutturabilir...

Yeter mi? Yetmez!

Yeter mi? Yetmez! Daha çok yol var gidilecek, unutma! Senin adın yokluksa, benimki acı... Bir araya gelmesi istenen son iki şeyiz. Çünkü yokluk acıdan...

Gel Bana Tanrı Ol!

Milyonlarca kelimenin içinden 'seni' seçmek o kadar anlamlı ki.. Oysa henüz aşkı kaldıracak kuvvetim yoktu. Onca kelime içinden 'sensizliği' yaşatma bana... İlk olmasına rağmen...

Gel

Gökleri kucaklasın kolların, gel içime Ellerin gözlerimin mehtabını süslesin Akıyorsun ırmaklar gibi hayallerime Büyülüyor gönlümü sanki rüyada sesin Naz ile uğulduyor kulaklarımda meltem İğneli bakışların yıktığı viraneyim Istırap sergilerken yüzünde,...

”Sorgulama Vicdandan Gelir, Vicdansız İnsanlar Sorgulamaz”

Sekiz sene boyunca sadece mektupla haberleşen beş genç... Ve onları eğiten bir Gezgin... Sekiz senenin sonunda nihayet hepsi bir araya gelir ve yolculuk başlar......

Astral Bir Deneme: Yolculuk

Bir gece, uykunda ziyaret eder seni tanrılar. Ve her şey uzaklaşır ruhundan, hızlı bir ölüler diyarı yolculuğudur bu. Ürperti dolu bir dokunuş gibi tekrardan...

Üçüncü Zaman

kış gelmiş yalnızlığıma, baharları yaşayamamıştım oysa! insanlarıyla gelmiş, tanıdık suretler yok ortada. alışılır mı gecesi ve gündüzüne? kalmışken üçüncü bir zamanda! evler görüyorum çığlık çığlık yayılan tüten bacalarda hisler yok aslında. üçüncü...

Nihilizm ve İnsan

Nihilizm, kelime anlamı itibariyle “hiççilik ve yok sayıcılık” kavramlarına karşılık gelmektedir. Nihilizmin kavram olarak doğduğu yer ise 19.yy Rusya fikir ortamıdır. Değerler düzlemi ve...

Stay

Stay… Gerçekten izlediğim en karmaşık kurgu ve senaryolardan biri. Hem oyuncu hem de senaryo bakımından gerçekten de göz alıcı bir film. 2005 yapımı olan...

The Crow

Aşk ölümsüzdür. Hatta kızgın bir erkeği bile mezarından kaldırabilir. The Crow birbirine deli gibi aşık bir çiftin ölümle olan imtihanını konu ediniyor. Bu anlamda aşk...

Felsefe Dersi No:1 Tanrı Kavramı Üzerine

Dünya üzerinde toplam 4 bin 300 din ve mezhep bulunuyor. Hepsinin de birer tanrısı var. Kimisi Rab, kimisi Allah kimisi de Kral diye sesleniyor...

Yanlışa Değinmek

Konuşmak, insanın doğuştan gelen bir yetisidir. Bunu durdurmak, zihinsel problemlere yol açar. Ayrıca konuşmamayı öğrenmektense, dinlemeyi öğrenmek daha akıllıca ve kolaydır. Çünkü konuşmak, içgüdüsel...