Mavi kanatlı kelebeğin karaciğerinden bir kurşun düştü avuçlarıma
Sordum sarıçiçeğe: “baban katil midir?”
Yetim bir piçmişim gibi baktı yüzüme yüzüme,
Yüzüm yüzünde ayrı bir yüzdü sanki
Ve yırtarak gözlerini, tükürdü alnımın orta yerine
Avuçlarım kırık bir şarap kadehi kadar yaslıydı oysaki
Gönlüm şen değil.
Böyle yarı eğilmiş pozisyonda sırtını dönerek bana
İterek cümlelerimi elinin tersiyle
Sustu.
Sus du.
Sonra yine…
Ki bir daha soru sorma cüretinde bulunamayayım diyedir tüm bunlar
Öfkeyi de bilirim ben sevgilim, nefreti de.
Üzgünüm kelebek, sana biçilen ömrün bu denli kısa oluşudur endişem
Ve sarıçiçeğin özünde edilgen oluşum
Sevgiye dair atılan adımların kısalığı derken,
Bir yağmurun taraması saçlarını, ne kötüdür sevgilim!
Baltanın keskin tarafına oturuyor oluşum ne kötü…
Sordum sarıçiçeğe: “anan orospu mudur?”
Sapladı sol yanıma dört kurşun
Ve katil babanın masum çocuğu gibi yalvardı Tanrıya
Mavi kanatlı kelebeğin karaciğeri düşerken avucuma
Sustu
Sus du
Ve sonra yine…
Ki bir daha bilinçaltımı çöpe atmayayım diyedir tüm bunlar
Cehaleti de bilirim ben sevgilim, bilgeliği de.
İsmail Topçu