Söyleneceklerden hoşnut olunuz. İnandıklarınızı yüceltiniz. Netice için sabrediniz. İnananlar bir gün mükafatlarına çok yakın olacaklar. Onu temizlikte alsınlar. Çünkü bu ebediyet günüdür. İnanmakta inandıklarınızı yapmakta güçlük çekmeyiniz. Güçlük, kolaylığın yanı başındadır.

Ateşi söndürmek için bugüne kadar ne yaptınız…? Yanmayınız..! Onu söndürünüz ki büyümesin. İhtirasın zararı yine kendinizedir. İhtiras: Topyekün olmanın kestirme yoludur. İhtiras: Topyekün yok olmanın kestirme yoludur.

Siz birbirinize karşılıklı haklarla bağlandınız. Aynı bir vücudun uzuvları gibi. İyi günlerde beraber, kötü günlerde ayrı mı olacaksınız..? İşte bundan çekinin. Haklarınız birbirine çok yakın, Sınırı aşmayın. Hakka tecavüz etmeyin…

“Bir zamanlar, hakkı koruyan Ulu bir idareci vardı. Halk arasında gezer, kötüleri bulur, onları cezalandırır, kötülükleri herkese ilan ederdi. Bir gün, üç beş kötü bir kenarda kötü işler yapıyorlardı. Onları buldu. Dışardan gözetledi. Duvardan atlayarak yanlarına girdi. Onları suçüstü yakaladı. O bile, bunda hakka tecavüz olduğunu bilemedi. Dışarıdan gözetlemekle onların gizliliklerine, duvarı atlayıp yanlarına gitmekle, onların hususiyetlerine tecavüz etti. Üstelik kötülüklerini ilan etmeyi düşündü ki, ona kabahatleri örtücü olunuz denmişti. Onu, oradaki kötülerden biri uyardı. O zaman anladı ki, HAK her şeyin üstünedir. Bir daha öyle kötü şeyler yapmamalarını tembih ederek, onları affetti.”

Sizde yanılmadığınızı, yanılmayacağınızı ne biliyorsunuz..? Kendinizi kendi gözünüzle değil, başkalarının diliyle görünüz. Bunda hayır var. Biz sizlerin hepinizin iyiler arasından olduğunu biliyorduk. Öyle kalsın isteriz. İyi olunuz Kötülükten kaçınız.

İyi olmayı, iyi düşünceleri düşününüz. Gözlerinizi kapayınız. Size iyiliklerin nurları gönderiliyor. Size sevgilisiniz demedik mi..? Bunun kıymetini biliniz..! İyilik…!İyilik..! İyilik düşününüz. Göreceksiniz ki, yarın, sizler için mutlu bir gün olacak. Bütün zorlukları, küçük bir adımla geçivereceksiniz.

11 Aralık 1964