Yeryüzü insanlığı, uzun devreler boyunca Dünya Genel Evrim Sürecinin belirli sayıda olan temel realite kademelerinden geçmiş ve halen sonuncu realite kademesi olan Vazife Bilgisi – Sezgisi Realite Kademesi’ne girmek üzeredir. Her realite kademesinin belirli İlahi İlke ve Yasaları vardır ve bu kademeden geçen varlıklar bu İlahi İlke ve Yasaların tüm maddi ve manevi icabatına uymak ve onlara uygun evrimsel bir gelişim edinmek zorundadırlar.
Bu, her realite kademesinin İlahi İlke ve Yasaları, belirli bir bedenli ve bedensiz Vazife Hiyerarşik Kadrosu’nun fizik ve spiritik ortamlardaki birlikte mesaileri sonucunda o realile’nin ilk önce intişar ettirileceği ortam ve toplum içinde yazılı ve yazısız ifadelerle ortaya konulur. Sonuçta, bu programın içeriğine bağlı olarak o yörede, giderek genişleyecek olan bir maddi-manevi evrimleştirici öğreti sistemi oluşur ve o giderek geniş kitlelere malediiir.
Bu tedris sisteminin bir bedenli vazifedârı ve onun vasıtasıyla yazılı veya sözlü oluşturulmuş bir göksel-öğretisi vardır.
Sözgelimi: Bu görevli bir Buddha’dır ve bir sözlü-öğreti bırakmıştır. Bu görevli bir peygamber’dir ve bir yazılı metin oluşturmuştur. Bu görevli bir Kardec’tir ve son dünya realitesinin bilgilerini işaret eden bir öğreti bırakmıştır. Bu görevli bir Ruhselmandır ve bir Son Realite Öğretisi bırakmıştır.
Bu örneklerde görüldüğü üzere, bir esas yöntem vardır:
Bu yönteme göre, oluşturulacak yeni bir realite veya daha dar bir inisiyasyon alanı vardır. Bunun için bir bedenli vazifedar vardır. Ve o vazifedarın, yazılı veya sözlü göksel evrimleştirici öğretisi vardır. İşte Dr. Bedri Ruhselman da, bu vetireden olmak üzere, Altın Çağ’da bir kısım insanlığın ikmal edeceği Vazife Sezgisi, Bilgisi Realitesi’nin Vazifedarı’dır ve O’nun vasıtasiyle de bu Son Realite’nin Göksel Öğretisi, yazılı olarak oluşturulmuştur. İsmine şimdilik Neo-Spiritizm denilen bu Yüksek Realite’nin Bilgileri’ni insanlık, liyakât ve cehit üzre, hakettiği gün edinebilecektir.
Kaynak: Neo Spiritizm Dr. Bedri Ruhselman,
Modern Spiritizm Allan Kardec, Haluk Egemen Sarıkaya, 1978