Ana SayfaYazarlarKonuk YazarSpinozist Conatus ve Varolma Moduslarının Trilojisi

Spinozist Conatus ve Varolma Moduslarının Trilojisi

Spinozist Conatus

Bir insanın en temel ve başlıca arzusu nedir? Spinoza’nın yanıtı: conatus. Conatus, kendi varlığını sürdürme meylidir. Spinoza aslında conatus’u Tanrı’dan türeyen tüm kiplerin/varolanların temel eğilimi olarak belirler. Fakat biz insanı merkeze aldığımızdan ve insanın kendisi de Spinozist düşüncede Tanrı’dan türeyen bir kip olduğundan, conatus’u insanın temel arzusu olarak kendi varlığını sürdürme eğilimi olarak ifade ediyoruz. Conatus insanın bir şekilde kendi varlığının varolma olgusunu sürdürmesi demektir. Fakat bu tanımla yetindiğimiz müddetçe varolma olgusu soyut kalmış olacaktır. İnsanın varolma olgusu, onun yaşamının ardında veya altında gizil bir şekilde gerçekleşen bir olay değildir. Varolmanın kendisi saf ve özgün bir olay değildir. Varolma daima bir biçim dahilinde karşılaştığımız bir şeydir. Bu sebeple insan varolurken daima belli bir biçim dahilinde varolmuş olur. Yani insanın varolması her daim bir modus dahilinde gerçekleşir. Modus varolma olayının biçimidir. İnsan da o halde daima bir modus içinde varolur. Kısaca varolma fiili daima belli bir modus içinde vuku bulur. Buradan hareketle Spinoza’nın conatus kavramını daha bütünlüklü bir şekilde şöyle ifade edebiliriz: insan daima belli bir varoluş formunu ifade eden belli bir modus dahilinde varolur.

Varolma Moduslarının Trilojisi

Varolma modusları ise önceden belirlenip bize sunulan doğal yapılar değildir. Onlar kesinlikle insan elinden çıkma olup insanın kendisinin ürünleridir. Bir varolma modusu daima ardında bir insanın veya insan grubunun imzasını taşır. İnsan bizzat kendi eliyle ürettiği moduslar içinde varlığını ikame eder. Tüm varolma moduslarını sınıflandırmaya kalkışırsak üç genel varolma modusu kökeni olduğunu söyleyebiliriz: Nietzscheci yaratıcı-istenç kökenli, Lacancı büyük-Öteki (big-Other) kökenli ve Foucaultcu söylem (discourse) kökenli varolma modusları. Bu üç köken varolma moduslarının doğdukları üç farklı kökendir.

Bazı varolma modusları kökenlerini Nietszcheci yaratıcı istençten alırlar. Bu kökenden kaynaklanan varolma modusları özgürlük ve yaratıcılık niteliklerini taşırlar. Yaratıcı istencin türettiği varolma modusları titiz bir ön-yıkım faaliyeti yürütürler. Nietzsche’nin Dionysoscu olumlama dediği yaratıcı faaliyetin birinci aşamasıdır bu: ikinci aşama olan inşa faaliyetinden önce Nietzsche bir yıkım aşamasının zorunluluğuna dikkat çeker çünkü bu, yaratıcı-istencin önündeki kültürel ve köleye dayalı engelleri ortadan kaldırmaya yarar. Daha sonra yaratıcı-istenç özgür yaratıcı etkinliğini harekete geçirir ve kendi özsel kuvvetinden doğan yaşam modusları inşa eder. Bu tür yaşam modusları en ender olanlarıdır. Onlar kapsamlı ve titiz bir kendi üzerine düşünüm, kendini tanıma ve biçimlendirme, alışılmış kurulu değerlerin dışına taşmayı gerektirdiğinden nadiren başvurulan varolma moduslarıdır.

Varolma moduslarının bir diğer kökeni Lacancı büyük-Ötekidir. Bunun bizzat köken olduğunu söylemek biraz paradoksaldır. Daha çok merkezsiz kökendir o. Büyük-Ötekiden türeyen varolma moduslarının belirli bir merkezden türediğini söylemek yanıltıcı olacaktır. Bu varolma modusları en az diğer kökenlerden türeyen varolma modusları kadar mevcuttur. Fakat büyük-Ötekinden türeyen varolma moduslarının kökenleri kesinlikle bir merkeze veya kişiye dayandırılamaz. Günlük hayatta uyduğumuz fakat nereden türediklerini bilmediğimiz prensiplere bu tür bir varolma modusuna örnektir. Onların içinde yaşarız kimi zaman fakat nasıl ve hangi merciden kaynaklandıklarını bilmeyiz.

Varolma moduslarının son kökeni Foucaultcu söylemdir. Bu köken de Lacancı büyük-Öteki gibi saptanamazdır: merkezsiz köken. Ancak Foucault’un söylemi Lacan’ın büyük-Ötekisinden çok daha kapsamlıdır. Söylemden türeyen varolma modusları tüm varlığımıza nüfus eder. Lingusitik yapılar, bilgi ağları, sosyal pratikler, öznellik biçimleri, bedensel davranışlar gibi her tür varoluşumuz söylemden türeyen varolma moduslarıyla çevrelenmiştir. Bu tür varolma moduslarının temel işlevleri disipline etmek ve özneleştirmektir. İşte en hakim olan varolma modusları da bunlardır.

Hakan Örnek

Konuk Yazar
Konuk Yazarhttp://www.felsefehayat.net
Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız makalelerinizi themetallords@hotmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR