Ana SayfaSpiritizmTekamül Merhalelerinin Sonsuzluğu

Tekamül Merhalelerinin Sonsuzluğu

Tekamülün sezebildiğimiz tek manası, ruhun İlahi nizam ve tertip ahengi içindeki sonsuz merhaleler boyunca, aralık vermeden liyakatini artırmasını ifade eder. Bu merhaleler öyle karışık, hiçbir idrak sahibinin kavrayamayacağı öyle zor tertipler arz eder ki, bunlar kaba bir misalle, örümcek ağı gibi sonsuz bir şebeke tarzında, birbirine grift haller gösterirken, aynı zamanda, birisi ötekinin önüne geçmemek ve öteki de muhakkak diğerinin önünde bulunmak zaruretini taşıyan, akılların almayacağı bir sıra tertibine maliktirler.

İşte, bütün varlıkların bu tertipler içindeki ebedi seyahatlerinde bir merhaleyi bitirmeleri, ancak aynı şekilde tamamlanması zaruri olan bir üstün merhalenin eşiğine adım atmış olmaktan daha ileri bir hal arz etmez. Yani mesela, bir kulübedeki kalma müddetini tamamlamış bir adam, daha kullanışlı bir evin kapısından içeri girmekle bir merhale aşmış kabul edilirse, bu evin kapısından girerken, oradaki kalma müddetinin de ancak daha ileriki ve daha konforlu bir ikametgahta oturabilmeye imkan verecek liyakati kazanabilmesi için tertip edilmiş geçici bir hazırlık devresi olduğu kabul edilmek lazım gelir. Buradaki gaye nedir?

Bu gayenin derinliğine, elbette ancak aklımızın erebildiği kadar girebiliriz. Ve bu gayenin sonunu da, hiçbir vakit bulamayız. Aklımızın erebildiği, sezebildiğimiz kısım da şudur: Varlıklar tekamül faaliyetlerinde daima daha üstün, daha şümullü faaliyet imkanlarını sağlayıcı bir merhaleye ulaşmak liyakatini kazanmak cehit ve gayretini gösterirler. Böyle olduğuna göre, gayenin bu sezebildiğimiz belki de en kaba hali dahi nihai değil, sonsuzdur. Yani sona eren, artık oldu, bitti hükmünü taşıyan ve ondan sonrası söz konusu olmayan bir nihayet, bir son durak kavramı yoktur.

Esasen tekamülde böyle son bir merhale, son bir menzil ve durak kabul edilirse, orada tekamülün mutlak olarak durması lazım gelir ki, o zaman akla, “Bu son merhale ne olsa gerek?” gibi bir fikir takılır. Tekamülünün sonu kabul edilmiş bir varlık, artık kendisi için hiçbir tekamül söz konusu olmayacak bir duruma gelmiş demektir ki, bu ancak Mutlak Kemal olabilir. Mutlak Kemal ise, ancak Allah hakkında söylenebilir. Halbuki eksiklik, liyakatsizlik, görgü ve tecrübesizlik sebepleriyle eksik olmak zaruretinin ifadesi olan tekamül, hiçbir zaman mutlaklıkla uzlaştırılamaz. Böyle bir mutlaklık faraziyesi, olsa olsa mutlak değil, eksiklik, liyakatsizlik, görgü ve tecrübesizlik hususlarının bir bileşkesi, bir neticesi veya bir ünitesi olabilir ki, bu da, gene sonsuzluğun bir son noktası değil, ancak o sonsuzluk içinde yeri belli olmayan bir merhaleden ibaret kalır. Mesela, bunu kabaca şuna kıyas edebiliriz: İki yarımdan bir bütün çıkarsa, yani bir bütün iki yarımdan teşekkül etmişse, iki bütün de başka bir bütün yarıları olmak zaruretinden azade kalamaz. Ve bunun böylece devam edip gitmesi zaruridir.

Tekamül bize göre İlahi nizam ve tertip ahenginde bir liyakat kazanılması olduğuna göre, bu liyakatin en son sınırının mevcudiyetini tasavvur etmek ve herhangi bir varlığın bu sınıra ulaştığını düşünmek, o varlığın bütün İlahi nizam ve tertibe her noktasında nüfuz etmiş olduğunu, yani tam manasıyla İlahi bütün nizamat ve tertibata hakim bir duruma geçmiş bulunduğunu kabul etmek olur. Böyle bir sakat düşünce de, o varlığın Allah olduğu vehmine yol açar. Bu hareket ise, İlahi nizamda makbul olmayan bir laubalilik olur.

O halde mütemadiyen ileri, mütemadiyen daha mükemmel, mütemadiyen daha şümullü ve daha çetin kainat cevherlerinin teşkil ettikleri merhalelerin sonu yoktur. Ve tekamül ettikçe, sonsuz bir umman içinde ufuklara koşan ebedi bir yolcu gemisi gibi, varlıkların önlerine yeni bir merhalenin kolları açılır ve o açılmış kollara doğru kavuşmak demek, daha ileride açılacak yeni kollara doğru koşmak üzere istikamet almak demektir.

Bedri Ruhselman

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Machete

Rodriguez kanlı oyunlarına devam ediyor. Machete, her zamanki gibi adeti bozmayarak fışkıran kanlara ve uçuşan kellere ev sahipliği yapıyor. Tıpkı diğer Rodriguez filmlerinde olduğu...

Tırnak İçi Yaşamlar…

Bazı şeyler tırnak içerisinde yenilir. Örneğin balık ekmek… Balığı pişirip, soğanla, marulla ekmeğin arasına koyup yemekle Eminönü’nde bunu yemek aynı şey değil gibi gelir...

Hayatı Düzeltemeye Çalışan Devrimciler, Önce Kendinize Bir Bakın!

“Beni düzeltmeye çalışma” dedi Salim. “Ben böyle iyiyim. Rahatımı bozma, insanlardan hoşlanmadım hoşlanmayacağım da; bu yüzden uzak tut onları benden, mümkünse hiçbirisiyle tanışmak istemiyorum;...

Hayyam Rubaileri -I-

Ey özünün sırlarına akıl ermeyen; Suçumuza, duamıza önem vermeyen; Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; Umudumu rahmetine bağlamışım ben. 2 Büyükse de isyanım, kötülüklerim, Yüce Tanrı'dan umut kesmiş değilim; Bugün sarhoş ve...

Şarkı

Selim kapının arkasında tir tir titriyordu. “Daima bu şarkıyla bitanem, hadi, daima bu şarkıyla, ne olur devam et.” Yasaklı ve coşkulu bir sevişmenin hüzünlü bir şarkıya...

Karanlıktaki Saklı Işık

Kimse yok.... Hiçbir şey yok.... Yokluk bile terk etti beni... Kadehimdeki şarap her gün damarlarımda dolaşan kanla rengini değişerek yeniden damarlarıma hapsoluyor. Elimdeki sigaramı ateşe...

Hayvanlara Karşı Suç

Aşağıdaki pasajlar, Derrida’nın 1997’de “Otobiyografik Hayvan” başlıklı bir konferansta yaptığı, toplam on saatlik konuşmanın parçasıdır. Bu konuşmalar daha sonra, L’Animal que donc je suis başlığıyla kitaplaştırılmış,...

Tekrardoğuşa Hazırlık ve Hayat Planı

Araştırmalarımızda klasik regresyon yaklaşımından farklı olarak hayatlar arasında geçen sürenin birkaç asır değil, birkaç yıl ya da birkaç on yıl olduğunu bulduk. Bazı varlıklar...

Walter Benjamin’in Modernite Eleştirisi

Geçmişle yeni bir ilişki tarzı içine girerek Modern çağı inceleyen Walter Banjamin, aynı zamanda tarihi de yeni bir bakış açısıyla okumaya davet ediyor bizi....

Ya Kalbine Dokunsaydı?

Ya dokunsaydı kalbine.. Daha çok incinmez miydin? Daha çok yaralamaz mıydı böylesi seni? O şehvetli benliğini kadınların mükemmel vücutlarına değil de, kalbine vermiş olsaydı nasıl...

Dışavurumcu Dönem ve Sovyet Sineması: Örnekleriyle Kısa Bir Girizgah

Sinema, düşüncenin yürüdüğü yollardan yürür ve kendini bu şekilde belirler. İnsan düşüncesinin ayak izlerini takip eden sinema tarihi ve diğer alt şubeleri aslında düşüncenin...

Çocuklar

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz,...

Coffee and Cigarettes

bir film izleyip uykuya yattım teslanın ampullerini görmek üzere rüyamı bir sigaraya sattım şekersiz arsız bir kahveyle hayalet avcısı bil möriy içiyor sigarasını iki aptal zenciyle nikotin öksürüğü yakışıyor sıradanlığın ciğerlerine kuzenler...

Kafka’nın Kayıp Metinleri İstanbul’da

İstanbul, 8-9 Mart’ta Franz Kafka ile ilgili önemli bir konferansa ev sahipliği yapacak. İstanbul, 8-9 Mart’ta yapılacak Franz Kafka Konferansı'nda Prof. Kathi Diamant, Kafka’nın 1933’te...

Bir Kinin Öyküsü: Blair Cadısı

1800’lerin sonu… Maryland Burkitsville’de Robin Weaver adında bir kız çocuğu ortadan kaybolur. 3 gün sonra büyük annesinin verandasında aniden belirir. Bu küçük kız sürekli...