Ana SayfaÇ(alıntı)Dalalet İçinde Olanlar İçin Düstur Hakkında

Dalalet İçinde Olanlar İçin Düstur Hakkında

Tertullianus, aşağıdaki yazısında, hakiki Hıristiyanlık ile sözde felsefe arasında var saydığı gerçek ilişkiyi daha da güçlü bir biçimde vurgular.

İnsanoğlunun ve “şeytanların” dünyevi bilgeliğin ruhunun kaşınan kulakları için (duymasını istediği şey için) ürettikleri “öğretiler” şunlardır: Tanrı bunu “budalalık” olarak niteledi ve -felsefenin bile aklını karıştırmak (şaşırtmak, utandırmak) üzere- “dünyadaki budala şeyleri seçti”. Çünkü dünyevi bilgeliğinin araçları olarak doğanın ve Tanrı’nın düzeninin sabırsız yorumcusu olan tam da bu (felsefe). Nitekim dalaleti kışkırtan da felsefe… Aynı konu, dalalet içinde olanlarla filozoflar tarafından aynı argümanlarla tekrar tekrar tartışılmakta. Kötü nereden gelir, neden izin verilir? İnsanoğlunun orijini (doğuşu, başlangıcı) nedir ve (dünyaya) nasıl gelmiştir? Bu sorunun yanı sıra ve son zamanlarda, Tanrı nereden gelir? Bu insanlar için diyalektiği ve inşa edip yıkma sanatını icat eden talihsiz Aristo! Öyle bir sanat ki, önermeleri itibariyle kaypak, varsayımları itibariyle zorlama, argümanları itibariyle haşin, tartışmalı görüşleri itibariyle üretken – kendisini bile utandıracak kadar dönek (sözünden cayan) ve aslında hiçbir derde deva olmayan bir sanat! O “masallar ve bitmez tükenmez soy araştırmaları” ve “yararsız sorular” ve “kanser gibi yayılan sözcükler” nerden çıkıyor? Bütün bunlara bakarak Havari bizi, özellikle felsefeye karşı uyarır ve Koloselilere yazarak der ki “Kimsenin, insanoğlunun geleneği icabı ve Kutsal Ruh’un bilgeliği hilafına felsefeyle ve boş yalanlarla aklınızı çelmesine, sizi aldatmasına izin vermeyin.” O Atina’da bulunmuş, oradakilerle (filozoflarla) görüşmelerinden hakikate vakıf olduğunu sananların insani bilgeliğiyle tanışıp aslında hakikati tahrif ettiklerini ve birbirinden çirkin hizipler aracılığıyla çeşitli sapkın mezheplere bölündüklerini görmüştü. Atina’nın Kudüs ile gerçekten ne ilgisi olabilir? Akademi ile Kilise arasında ya da dalalet içinde olanlar ile Hıristiyanlar arasında nasıl bir mutabakat olabilir? Bize verilen talimat, bizlere “Tanrı kalbin sadeliğinde aranmalıdır” diye öğretmiş olan “Solomon’un sundurması”ndan gelir. Stoacı, Eflâtuncu ve diyalektik alaşımı, alacalı Hırıstiyanlık bizden uzak olsun! Hz. İsa Mesih’e sahip olduktan sonra tuhaf tartışmalara girmek, Müjde’yi tattıktan sonra sorguya çekilmek istemiyoruz. Çünkü bu bizim temel inancımız. Onun yanı sıra inanmak zorunda olduğumuz başka bir şey yok.

Tertullianus

A. Roberts; J. Donaldson, The Antenicene Fathers, The Christian Literature Publishing Co., 1885.

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR