Ana SayfaDenemeAcının Verdiği

Acının Verdiği

Berbat bir filmin baş aktörü gibiydim. Filmin adı: Hayat… Başrolü almama rağmen, çok sıkıcıydı, sıradandı. Bu saçmalığı üstlenirken beni izleyen gözleri farkediyordum. Her an tetikteydiler. İşim zordu. Hem oynayıp, hem de yorumluyordum. Zaman aleyhime işliyordu. O sırada tanrıyı gördüm; locasından oyunu izleyen tanrıyı… Her zamanki gibi çok rahattı ve hata yapmamı bekliyordu.

İnsan acı çeker çünkü en güzel şeyler genelde acıdan doğar. Acı, bu hayatın insana emrettiği en güzel, en ölümcül iksirlerden biridir. Olgunlaştırır, yükseltir. Her şeyi çağıran, içinize sokan ama bu esnada size işkence eden güzel bir kadındır o. Sonunda alınan zevkse tek ödülünüzdür.

Acı, en güzel zevklerin arifesinde insanın kendisine kıyma isteğidir.

Metafizik olarak acı… Dramatik ve karanlık bir dili kullanır. Ruhunuzun içinde adeta bir dişi gibi kıvranır. O size dokundukça sizi bir erkek ya da kadın yapar. Acı, bu yüzden sizin çaresizliğinizden beslenir. En koyu halini bu ruh durumundan alır. Gücünüzü kesintiye uğratır. Suratınızı asık hale getirir ve nefes almanıza izin vermez. Gülmek, bu saatten sonra bir nimet gibi ulaşılmaz bir hal alır. Bu aşamada acının ya müptelası olursunuz ya da kaçkını… İşte size acının uslanmaz müridinin ortaya çıkış tarihi…

Sonuç: Asık suratlı ve sert görünüşlü bir form. Hayatın içine nefretini katan ve fiziğini buna göre dizayn eden bir beden… Kaşların ve alnın durumu, gözlerin ve şakakların derinliği… Sertlik. Acı bunları yaparken ruhunuzun içine öyle bir kaos yerleştirir ki, görünüşün ve tavrın ne kadar önemli olduğunu size hatırlatır. Acı, hayatın üstesinden gelirken, bu güçlü olma durumunun dış dünyaya yansıtılmasını da üstlenir.

Can Murat Demir

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

11 YORUMLAR

  1. kendimizi fazlamı ciddiye alıyoruz? ruhumuzun karanlığını göstermek için işıklarımı kapatmalıyız? felsefi yaklaşından kastedilen şey nedir? o kadar derine inelimki kimse sesimizi duymasın mı? ben hayatı o kadar ciddiye almıyorum can murat.. önce kendine gülümse.. dene ölmezsin.. hem ölürsen de istediğin olur.. ebedi karanlığına kavuşursun.. saygılar:)

  2. yaşamın kıyısından… merhaba dünyaya

    Editör: yorumlardaki üslubunuz devam ederse onları silmek zorunda kalacağım…bilginiz olsun…burası sohbet sitesi değil arkadaşım… kibarca seni buradan sepetlemek zorunda bırakma beni…

  3. sayın editor tabi ki sohbet yeri degildir burası ama acı çeken birinin sızısına ortak olmak insanlığımızın gereği değil midir.bu yaşayış biçimini tüm insanlarca duyarlı olmak degilmidir.. bizler acılarımı sevınclermızı paylaşmasak, onlara dur diyebilmek için arkdaşlarınmıza el uzatmak görevlerimiz degilmidir.. bence insanlık bunu gerektirir..saygılarımla

  4. bu tanrının şakası olsa gerek..bu sızıyı veren cem di..şimdi teselli eden başka bir cem..tamam tanrım sana inandım ne dersen yapıcam ..sen bana ölümü cem adıylamı göndereceksin:)))

  5. yaralar iyileştiğinde geriye kalan ruhundaki koca delik.. yüzündeki eksik gülüş.. yeni acılara gebe kalmak için denemeye devam:) gider yeniden gelirim..

  6. Hayatıma tesadüfen girdi…’felsefehayat’ iyi ki girdi..hergün bakıyorum..bir çok şeyide beğeniyorum..ama özellikle bir yazı(pek beceremesemde)sana yazma isteği doğurdu bende..bu bir cevap değil..yorumda değil..bu sadece sesli düşünce. ‘acının verdiği\\\\\\\’yazını okurken aklıma geldi.ne kolay tarif.hala acırken acı anlatılabilirmi?yoksa geçincemi bizde bıraktığını anlatıyoruz. acı; kısa ,anlık,noktasal.sedece o an bir yerini kesince yada kırdığında acıyı o an hissederiz. o an ve biter. oysa ağrı başkadır. ağrı uzundur, süreklidir, çizgidir. hep ordadır. bazen artar, bazen azalır. ama hep vardır.. benimki ağrı o zaman. dinmeyen geçmeyen bir ağrı.. geçince belki seni de çok okumam. belki sadece acı kalır ağrı geçtiğinde……sevgiler..

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Bilmenin, Vakıf Olmanın, Nazari ve Ameli Olması Arasındaki Fark Nedir?

Eflâtun’un ölümünden (İÖ 348) sonra Akademia’nın önderliğini, matematiğe ilgisi bazı öğrencileri rahatsız eden eski bir öğrencisi üstlenir. Yeni önderin “felsefeyi matematiğe çevirmesine” karşı çıkarak...

Öcü Adam

Düş bahçemi darmadağın eden bu canavarı rüyalarımda tanıdım. Kendisi gaipten gelmiş gibiydi. Geniş omuzlu, sert bakışlı ve ne istediğini bilen biriydi. Ya da şeydi....

Evet, Yazıyorum!

Pembe püsküllü avizenin, pembemsi ve mayhoş ışığında ne düşünebilir insan? Yaşadığı güzel şeyleri mi? Çektiği acıları mı? Peki ya Yann Tiersen dinlerken ne düşünebilirsin?...

Nihilizm ve İnsan

Nihilizm, kelime anlamı itibariyle “hiççilik ve yok sayıcılık” kavramlarına karşılık gelmektedir. Nihilizmin kavram olarak doğduğu yer ise 19.yy Rusya fikir ortamıdır. Değerler düzlemi ve...

Sanat Üzerine

Sanat nedir? Bu sorunun yanıtını insandan başka hiçbir yerde bulamayız. Çünkü sanat insanın kendinden uzaklaşıp, tamamıyla nesnelleştiği (hiçleştiği) diğer bir deyişle eşyaya yabancılaştığı bir...

Spiritüalizm Hakkında Bir Kritik

Genellikle spiritüalist ekolün terim ve kavramlarını kullanarak, yine aynı ekolün öğretisini temel almak suretiyle, bu yolda ilerlemek isteyenlere yeni bir bakış açısı kazandırmak amacıyla,...

İade(NTİHAR) Ediyorum

-kim? -nasıl? -gerçekten mi? -neden? diyecekler! O yüzden yazıyorum bu mektubu. “vakti gelen gidiyor” öyle söyleniyordu. genç ölümlerse her zaman vakitsiz olacak. ya vakit çağırdı beni ya da ben vaktimi... nasılsa adı...

Karışık Şiirler

Kış Akşamı Son kelimelerimi bir kış akşamı yazdım Ben ilk hecelerimi sildim o kış akşamları Aralıksız sevebilmek İhsaniyet adında, Denizi seyrediyorum dalgalarıyla Bir şiir mahzeni uğruna. Son kelimelerimi bir kış akşamı...

Defne Ormanı

Köle sahipleri ekmek kaygısı çekmedikleri İçin felsefe yapıyorlardı, çünkü Ekmeklerini köleler veriyordu onlara; Köleler ekmek kaygusu çekmedikleri için Felsefe yapmıyorlardı,çünkü ekmeklerini Köle sahipleri veriyordı onlara. Ve yıkıldı gitti Likya. Köleler felsefe...

Wagner Olayı

Bu yazının hakkını verebilmek için, insan musikinin yazgısını kanayan bir yara gibi içinde duyup, o acıyı çekmelidir. Neden acı çekiyorum musikinin yazgısını duyduğumda? Musikinin...

Fikri Yalnızlık

Fikri işkence Fikri yalnızlık. Ya da yalnızlığın metafiziği diyorum ben ona. İnsanı acımazsızca ezen, tek başınalığa iten ve melankolinin dar boğazlarına sürükleyen bir kötü huylu...

“Dört Talmud Okuması” Üzerinden Levinas Felsefesine Giriş

Levinas, ne bir felsefe ne de dini bir ritüelin parçasıdır; o insandır ve hep öyle kalmayı diler bizlerden. Bu bağlamda, ─tarifi imkânsız gibi görünür─...

Başarısız Oldugumu Hissettiğimde

Yaşam, bana bir şeyler mi anlatmak istiyorsun? Çünkü... Başarısızlık ben bir başarısızım demek değildir; Henüz başaramadım demektir. Başarısızlık ben hiçbir şey gerçekleştiremedim demek değildir; Bir şeyler öğrendim demektir. Başarısızlık aptallaştım...

Acının Sonsuz İntiharı

Zihnin, kalbin, hayatın, anlamın içindeki anlamsızlığın binbir geceye yollanması... Parçalanması ve arayışlar içinde insanın kendisini araması… Bununla başlayan boşluk acizlik her şeye, herkese ağız...

Alışkanlıklar

Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş. Her gün danayı, kucağına alır taşırmış; nihayet buna o...