Ana SayfaDENEMEGerçeklere Uyanan Bir Medeniyetin Öyküsü

Gerçeklere Uyanan Bir Medeniyetin Öyküsü

Anadolu coğrafyasında yetişen her aydın neşriyata giriştiğinde kendi coğrafyasını aşağılayarak işe başlar. Bu bir kaidedir. Bu topraklarda aydın olabilmek için kendi kültürünü hakir görmelisin. Çünkü bilimsel ve kültürel ilerleme daima batıdadır. “Doğu” her zaman geridir ve ancak bu ilerlemenin bir aktarıcısı olabilir. Bir şey üretmez, hep var olanı tüketir, insanı da aydını da tembeldir. Bilimler Tarihi alanında okumalar yapan genel kitle “maksatlı” kaynaklardan edindiği bilgilerden bu kanıya varır. Prof. Dr. Fuat Sezgin bu önyargıyı kırmak ve farklı bir bilim tarihi yazmak için dünyaya gelen nadir bilim adamlarımızdan biridir.

“Sorulması Gereken Sorular”

  1. Gerçekten de Rönesans Antik Yunan döneminin devamı mıdır?
  2. Aradaki 800 yıllık zaman boşluğu karanlık dönem midir?
  3. Bu 800 yıllık sıçrayışta İslam Kültürü sadece Yunan eserleri tercüme etmekten (aktarıcı olmaktan) öteye gidememiş midir?(1)

“Fuat Sezgin Bilim Tarihi Sohbetleri” bu soruların cevabı üzerine kaleme alınmış bir röportajlar derlemesi. Sefer Turan’ın gerçekleştirdiği söyleşilerden oluşan kitap, bilimler tarihindeki Müslüman bilim adamlarının katkıları üzerinde duruyor. Bunu yaparken İslam bilginlerinin muhtelif bilimlere ait buluşlar ve alet yapımlarına ait ilk örneklerin de altı çiziliyor.

“800 Yıllık Altın Çağ”

Fuat Sezgin Hocanın ispatladığı bir teorisi var o da şu: Antik Yunan’dan kalan kültür ve bilim mirasını Rönesans’a kadar sırtlanan ve ileriye doğru götürenler İslam âlimleridir. Bunu belki de ilk kez dile getiren Fuat Sezgin hocadır. Henüz 19 yaşında İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Şarkiyat Enstitüsünde öğrenciyken hocası Hellmut Ritter’den duyduğu şu cümle onun hayatını şekillendirmiştir: “Modern bilimlerin temelinde İslam Bilimleri yatmaktadır.” Hoca bu cümleyi duyar ve tüm hayatını İslam âlimlerinin bu yöndeki çalışmalarına vakfeder.

“Batı medeniyeti, İslam medeniyetinin çocuğudur.” “Batı medeniyeti, İslam medeniyetinin çocuğudur. Bilimler Eski Mısır, Babil, Yunan, İslam ve Avrupa yolunu takip etmiştir. Batı bilimi olarak sunulanlar, İslam bilimlerinin devamıdır.”(2)

Bu arada Türkiye’de 1960 askeri darbesi gerçekleşmiştir Fuat Sezgin hoca da, üniversite hocalarına yönelik operasyonlarda meşhur 147’likler listesine girmiştir. Malum koşullar altında zaruri olarak yurt dışına çıkmak zorunda kalır. Ancak bu onu durdurmaz, 1982 yılında Frankfurt Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslam Bilimler Tarihi Enstitüsü’nü kurar. Hoca burada İslam âlimlerinin unutulmaya yüz tutmuş el yazmalarını tarayarak yaklaşık 60 yıl sürecek İslami bilimler tarihi tasnifine girişir ve binlerce cilt yayınlar bunların yanında bu enstitüde kurduğu müzede muhtelif 800 aleti de insanlığa sunmuştur.

İslam âlimleri bahsi geçen yaklaşık 800 yıllık süre zarfında muhtelif branşlarda eserler ortaya koymuştur hatta bunların bazıları alanında ilktir. Coğrafya, Haritacılık, Gramer, Kimya, Astronomi vs. birçok dalda eserler veren İslam âlimleri bilimler tarihinde zikredilmemektedir. Fuat Sezgin hoca bu âlimleri ve eserlerinin ortaya çıkışında en önemli insanlardan biridir.

Ömrünü İslam bilimler tarihine adayan Prof. Dr. Fuat Sezgin

9. ve 16.yy İslam Dünyasının Bilimsel Bir Panoraması

Peki, İslam ilim dünyasının bu altın çağını (9. ve 16.yy arası) yaşamasının arka planında neler vardı, Fuat Sezgin Hoca bunları röportajlarında tek tek saymış, biz burada kısaca özet geçeceğiz. Fuat Sezgin hoca öncelikle bu gelişmeleri İslam’ın kabul edilişi ve yayılmasına bağlıyor, “İslam inanışı bilimsel gelişmeye kapalıdır” teorisini de çürüten bu açıklamaların alt metninde şunlar yer alıyor: Arap bilginleri camilerde eğitim almaktaydı, daha sonra bu camiler medreselere dönüştü. Bu medreseler de öğretmen-öğrenci ilişkisi çok sağlam bir yapıdaydı, hatta zamanla bu medreseler üniversite halini almıştır. İslam (Endülüs) fetihleriyle Arapça dili fazlaca yaygındı, bu sayede Müslümanlar tarafından hızlıca Arapçaya çevrilen antik metinler uzak coğrafyalara ulaşma imkanı buldu. Kağıdın da bulunmasıyla birlikte İslam dünyasındaki ilim-kültür çalışmaları ivme kazandı. Ayrıca yabancı dil ve kültürden gelen üstatlara karşı Müslüman bilginleri olabildiğince saygılıydı. Örneğin Müslüman bilginlerin, Aristo’dan “İlk Üstat (el-mu’allim el-evvel)” diye bahsettiklerini belirten Sezgin, İslam ilim çalışmalarındaki hassasiyeti ve ilim ahlakını da vurgulamış. Referans-kaynak belirtme tarafında Avrupalılardan daha ahlaklı davrandıklarını, başvurulan eserlere çok daha saygılı olduklarının altını çizmiş. Kitapta konuyla ilgili çarpıcı bir örnek te verilmiş: İbn-i Sina’ya ait bir eser Avrupa’da Aristo’nun eseri olarak tanıtılmış.

“Yaratıcılığımızı Kaybettik”

Fuat Sezgin Hoca İslam ilim dünyasının şu an ki durumunu da hayal kırıklığı ile karşılıyor ve haklı olarak bu talihsiz sonucu “yaratıcılığını kaybeden” Müslüman âlemine bağlıyor. İslam ve bilimsel gelişme ilişkisinin sağlıklı değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Sezgin, geçmişte yapılan bilimsel çalışmalarının da hakkının verilmesi gerektiğinin ısrarla altını çiziyor.

Müslüman Âlimlerin Katkıları

  • İlk rasathanenin kurulması, -Halife El-Memun
  • Kimya biliminin kuruluşu, Genetik, -Ebu Musa Cabir bin Hayyan
  • Matematiksel Coğrafya, Taş Bilimi, Trigonometri,-Biruni
  • Haritacılık, -Piri Reis
  • Bilimler Tarihi, İbn-i Nedim (El-Fihrist)
  • El-Kanun fi’t-Tıb, İbn-i Sina

Bu örnekler daha da çoğaltılabilir.

Neden Okunmalı?

Pınar Yayınlarından çıkan Fuat Sezgin Bilim Tarihi Sohbetleri öncelikle tarihsel bir ön yargının kırılmasında ön ayak olmak isteyen bir metin. 2019 Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı anısına yayınlanmış bir kitap. Avrupa hatta Türkiye bilimler tarihi tetkiklerinde bilerek unutulmuş, bahsedilmemiş, 800 yıllık İslam ilim çalışmalarının ispatı niteliğinde. Ardında binlerce ciltlik çalışma ve 800’den fazla bilimsel alet örneği bırakan Fuat Sezgin Hoca’nın tüm çalışmaları hakkında bilgi edinebileceğiniz değerli bir çalışma.

Notlar:

(1) İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı, Fuat Sezgin Belgeseli, www.ibtav.org
(2) Ali Karakaş, “20. Yüzyıl Hadis Eksenli Oksidentalizm Çalışmaları: Fuat Sezgin Örneği” (Yayınlanmamış Doktora Tezi, Çukurova Üniversitesi, 2015), 332.

Can Murat Demir

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR