Ana SayfaYazarlarMurat DalDüşünce İle İnanç Hakkında

Düşünce İle İnanç Hakkında

Düşünce, belleğin tepkimesidir. Belekte ise deneyim ve bilgi vardır. Var olan bir gerçekten başlayıp da, bunu oluşturan sebepler takip edildiğinde, düşünce zinciri veya diğer bir adıyla sebep sonuç zinciri oluşmuş olmaktadır. Sebep sonuç zinciriyle elde edilen son bulgu, bunu var eden bir sebebin olduğunun ispatıdır. Bu sebebin ismi “hakikat”tir. Bu son bulguyu var eden sebebi (Hakikati) şimdilik bilemiyor olmak, inançtır; yani bir hakikatin var olduğuna olan inanç. Bu sebep açıklandığında düşünce olur ve açıklanan bulguyu var eden yeni bir sebep yine inancı doğurur. Eldeki sonuçtan dolayı inanç vardır, sistemli veya sistemsiz bir düşünce zinciriyle yok edilmesi mümkün değildir.

Düşünce ve inancın doğası birbirinden farklıdır ama karşıt değillerdir. Düşünceyle açıklanabilen inanç, artık inanç değil düşüncedir. Bu, inancın kaybolması değil, yenilenmesi ve var olduğunun ispatlanmasıdır. Hatta inanç, düşünceye kılavuzluk eder, merakı uyandırır. Düşünce ile inanç cümlelerde uzlaşamaz, uzlaşabildikleri tek nokta davranışlardır. Şüphesiz ispat ile şüphesiz iman, davranışta aynı noktaya varır; bu davranış da zarar vermemektir.

Hem düşüncenin hem de inancın, kendi elindeki değeri anlaması veya uzlaşabilmesi için felsefe yapmaya ihtiyacı vardır. Felsefe yapmak ile “nedir” sorusunu sorup, elindeki değeri olgusal gerçeğe dönüştürür. Nedir sorusuna verilen cevap mantıklı olanı ortaya çıkartır. Mantıklı olan, gündelik yaşantıdaki karşılığı veya işe yarar olanı bulmaktır.

Bilim ve inanç arasındaki çatışma, bilim ve inancın değil, bunları kendine yol tutmuş insanların çatışmasıdır. Yani bilim ile inanç arasındaki çatışma ve kompleks insanın kendi içindedir. Ciddi bir düşünür, düşüncelerini oluşturan sebeplerden dolayı inancı, kendini bilen bir inançlı da, belleğindeki deneyim ve bilgiden dolayı düşünceyi inkâr edemez.

Şimdilik bir “loji” veya “izm” ile düşüncelerini sınırlandırmış, bunların bilgisinden güç alan insanlar yazdıklarıma katılmayabilirler. Fakat düşünen bir insan ya ciddi olup kendi fikir veya anlayışına ulaşır ya da başka düşünürlerin düşünceleri veya inançları olan “loji” veya “izm”in içinde ölünceye kadar kalır. Hâlbuki “izm” oluşturmuş her bir insan, “izm”ler ve “loji”lerin dışına çıkmış, onları kullanmış, onların içinde kaybolmamış kişidir.

Velhasıl dilerim ki düşünen ve inanan her insanın içinde öncelikle barış olsun.

Murat Dal

Murat Dal
Murat Dalhttp://www.felsefehayat.net
İsmim Murat Dal, kimliğim ise Felsefe Araştırmacısı-Yazar. Otodidakt bir yöntemle uzun yıllar tarih felsefesi araştırdım ve araştırmaya devam etmekteyim. Bu süreçte psikolojik dönüşümüm gerçekleşti, sonrasında ise "BEN ve BEN’in Dışındakiler" başlıklı kendi fikrimi oluşturdum. Düşüncelerimi özet olarak incelemek isterseniz, Twitter ve YouTube uygulamalarındaki katalizfelsefe isimli hesaplarıma bakabilirsiniz.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Hayyam Rubaileri -V-

81. Ramazan ayı bu yıl da geldi yine; Vurdu bukağıyı aklın bileğine; Tanrım bu halka bir gaflet ver de bari Ramazanı Şevval sansınlar bu sene. 82. Ey doğru yolun yolcusu,...

Kara Şövalye Yükseldi mi?

Batman serisinin son filmi: "Kara Şövalye Yükseliyor" 2005 yılında Batman Başlıyor (Batman Begins) filmi ile beyaz perdeye yansıyan serinin son filmi bu yaz vizyona...

Karındeşen Jack’in Polise Gönderdiği Mektup

Sayın Yetkili, Kulağıma sürekli polisin beni yakaladığına dair haberler çalınıyor, ama beni uzun bir süre daha yakalayamayacaklar. Çok zeki görünüp doğru iz üzerinde olduklarını...

Çok Satanlar

Çok okunanlar listesi şöyle: TÜRKİYE 1 İstanbul Hatırası / Ahmet Ümit Ahmet Ümit'in bu romanı da yine peş peşe işlenen cinayetlerin çevresinde kurgulanmış. Kitap İstanbul hakkında da...

Aşkınlık ve Aşırılık

Aşkınlık kavramı, insanın düşünce boyutunda genelde kabul edilmiş ölçütleri ve kuralları aşmasını içerir.  Toplumun ölçütlerine ve kurallarına “norm” denir ve bu kurallara uyan insanlar...

Gerçekliğin Yankıları

Sessizliğin içinde bir çığlıksa eğer zamansızlık sana yönelir usulca, algıların kapıları açılır, düşünceler evrene dağılır, sevgiler aşkla kucaklaşır, hüzünler karanlığın içinden yol alır yalnızlıklara,...

İkibin’ e Az Kala

Bir din yeterdi insanlığa Bir sevi yeterdi/ gerçek anlamda. Kitapların eksiği varsa da, suçu yok. Suçu yok aydınlık yetmezliğinin. Suç, ilk egodan beri som, bağnaz tepilerde Anlamadan inanma çelişkisinde/...

Çabuk Gider

takmadım kadınların boş triplerini geçerken seneler şöyle böyle ve çekip gidenlerin iç çekişlerini: asla, dönüş yok geri! ah güzeller, inleyen bedenler, ateşli arzuların şişirdiği taşakların kederi! değil mi ki kızlar çabuk...

Anlam Masalı

Yazı bakıyor bana. Ben de ona. Soruyor: "Anlamım ne?" İçini yazanın anlamı. Kendini kazanın anlamı. Hayatını yazıya vuranın anlamı. Yazıyla kendini saranın anlamı. Yazıyla...

Spinoza: Hayatın Geometrisi

Felsefenin büyük kitaplarının harikulade bir özelliği, hem "sokaktaki insan"ın okuyup anlayabileceği, hem de yalnızca işin "jargonundan" haberdar olan uzmanların, yani felsefecilerin başedebileceği iki ayrı...

Bir Sürü Delikanlıya Dostça Öğütler

tibet'e git deveye bin incili oku ayakkabılarını maviye boya sakal bırak kağıttan bir kanoyla dolaş dünyayı the saturday evening post'a abone ol çiğnerken sadece sol tarafını kullan ağzının tek bacaklı bi kadınla...

Dr. Bedri Ruhselman

Neo Spiritüalizm’in kurucusu Dr. Bedri Ruhselman, 1898’de İstanbul'da doğdu. Tıp öğreniminin dördüncü yılında, müzikle ilgilendi, Tıbbiye’den ayrıldı. Prag konservatuvarına girdi, keman virtüözü oldu, yurda...

Çarmıhtaki Acı

isa kimsesiz bir çocuktu yusuf marangozun meryeminden doğma önceden müjdelendi doğumu kızıl venüsün şefkatli kucağında isa hayaller gören bir çocuktu beşiğinde konuşan tanrı çoban değil koyundu sürüsünü çakallara sattı isa acı çeken...

La Strada

Filmde İtalya’nın sefaletini gözler önüne seren bir tavır var. Fellini, her fırsatta fahişeleri, esrarkeşleri, hırsızları ve kadın satıcılarını ön planda tutmayı seven bir yönetmen....

Sen’in Ben’deki Yansıman

ateş teninin o yatakta parlamasıdır sonra kan kokusu ellerinde aşk ilacıyla yalnız bir adamı çağırır öpücük en ıslak kaçıştır sonra gözlerin içinde ayışığıyla uslanmaz karanlığı yaratır ruhlarımız en akışkan haliyle ölümü arzulayan bedenlerimizi kıskanır her yanımızı saran saflığın kutsanmasıdır henüz...