Ana SayfaÇ(alıntı)En Kaygı Verici Olan Nedir?

En Kaygı Verici Olan Nedir?

[…]

Düşünmenin ne demek olduğunu ancak, bizzat kendimiz düşünürsek anlayabiliriz. Böylesine bir çabanın muvaffa­kıyeti, düşünmeyi öğrenmek için hazır olmamızı gerekti­rir. Ne ki, bu öğrenmeye yanaşmamızla birlikte, henüz düşünmeye muktedir olamadığımızı da itiraf etmiş olu­ruz. Oysa insan, düşünebilen demektir; üstelik buna tam selahiyetli olarak. Zira o, akıllı bir yaratıktır. Akıl, rasyo, düşünmede inkişaf eder. Akıllı bir yaratık olan insanın, istediği takdirde, düşünebilmesi gerekir. Fakat belki de insan, düşünmeyi istemesine rağmen, düşün­meye muktedir olamıyor. Belki de o, bu düşünme irade­sinde çok şeye ulaşmak istiyor ve bu yüzden istediğin­den çok azına ancak muktedir oluyor. İnsan, gerekli im­kana sahip olduğu sürece, düşünebilir. Fakat sadece bu imkan, bize, düşünmeye muktedir olmayı garantileme­ye yetmez. Zira biz ancak, kendisinden hoşlandığımız şeye muktedir olabiliriz. Fakat öte yandan biz hakiki an­lamda sadece, kendisi bizim kendimizi, üstelik varlığı­mızın özündeki kendimizi sevenden hoşlanırız. Nitekim o bizden hoşlanan, varlığımızın özüne, bizi özümüzde tutan olarak teselli verendir. Tutmak ise esasen korumak, çobanlık etmek, sürüyü meraya salıp atlatmaktır. Bizi özümüzde tutan, bizi ancak, biz onu bizi tutan şey olarak muhafaza ettiğimiz sürece tutar. Biz onu, hafıza­mızdan silmediğimiz takdirde muhafaza edebiliriz. Ha­fıza, düşünmenin toplanmasıdır. Fakat neyin düşünce­si? Kendisini nazarı itibara aldığımız sürece bizi tutan şeyin düşüncesi elbette. Çünkü O, sürekli olarak kendi hakkında düşünülmesi gerekendir. Nazarı itibara alınıp tefekkür edilen, hoşlandığımız için hediye olarak bir ya­digar verilendir. Yalnızca, kendisini düşünmemiz gere­ken şeyden hoşlandığımız takdirde, düşünmeye mukte­dir olabiliriz.

Heidegger yol üzerinde…

Düşünmeye muktedir olmak için, öğrenmenin ne ol­duğunu öğrenmemiz gerekir. İnsan, eylemini ve eyleme­yi terk edişini, her defasında kendisine verilen en asli ola­na ilişkin teselliye uygun kıldığı sürece öğrenir. Düşün­meyi ancak, kendisi hakkında düşünülmesi gerekene özenle dikkat kesildiğimiz takdirde öğrenebiliriz. Konuştuğumuz dil örneğin, dostun tabiatını dostane olan olarak vasıflandırıyor. Buna uygun olarak biz de şimdi, kendisini düşünülmesi gereken şey olarak sunan şeyi vasıflandıralım: Her kaygı verici olan, kendini düşü­nülecek şey olarak sunar. Fakat bu sunuş daima, kaygı verici olan zatı itibariyle hakkında düşünülmesi gereken şey ise vuku bulur. Öyleyse şimdi ve bundan sonra, sü­rekli, eski zamanlardan beri ve her şeyden önce düşünül­mesi gereken şey olarak kalanı, şöyle vasıflandırıyoruz: En kaygı verici. En kaygı verici olan nedir? İçinde bulun­duğunuz kaygı uyandıran zamanda o nasıl tezahür edi­yor?

En kaygı verici olan, bizim hala düşünmememizdir; hala, üstelik dünyanın durumunun gittikçe daha kaygı verici olmasına rağmen. Görünüşe bakılırsa bu gidişat insanı gecikmesizin, ne olması ve ne yapılması gerektiği hususunda saf hayaller kurmaktan, konferans ve kongrelerde konuşmaktan ziyade, eyleme davet ediyor. Binaenaleyh eksik olanın düşünmeden ziyade eylem olduğunu söyle­yebiliriz.

[…]

Martin Heidegger
Düşünmek Ne Demektir?
[1951/52 Kış Dönemi Ders Notları]
Paradigma Yayıncılık, Çev.: Rıdvan Şentürk

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR