Hani diyor ya şair “Çünkü sen çölüme yağmur oldun”.
Hakikaten yağmur senin güzelliğini mi indiriyor?
Ağlarken ki gözyaşlarını mı?
Ah be cancağızım bir kez daha karşılaştık diyebildin mi?
Acaba özlemi dindirecek sigara var mı? Bunu hep merak etmişimdir. Hele hele gecelerimi gündüz yapan sen için.
Sanırım Tanrı ne kadar özlem duygusu vermişse ben hep senin üstünde kullanmışım onu.
İnan özlemişim ben seni.
İnan, yorulmuşum sana.
Acaba sigara yaktığımda, yanımda sen olur musun?
Seni bir çayla aldatmak istemiyorum; sigarayla en çok sen gidiyorsun.
İkisi öyle bir zehirliyor ki…
Oğuz’un dediği gibi “Geçer elbet efendim. Bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer. Ama mutlaka geçer.”
En son dediğini hatırlamış mıydın?
Yani sigara öldürür ama sen sigara içmek için yaşayan birisisin.
Kar yağıyor, bak yine sessiz bir hava var.
Mekânlar boşalıyor. Çaylar devriliyor, bende devriliyorum, gidiyorsun, çaysız sigarasız bir şekilde.
Talha Karaca